Lige iyi başlayan ve yavaş yavaş bir oyun istikrarı da yakalayan Konyaspor’umuz, deplasmanda oynadığı Göztepe karşılaşmasının da büyük bölümünde oyuna hükmeden bir görüntü verdi. İlk 15 dakikadaki Göztepe baskısının ardından önce oyunu dengeleyen sonra da üstünlüğü ele geçiren Konyaspor, tam golü de buluyorken yine savunmada yaşanan konsantrasyon eksikliği ve panik neticesinde bir anda 2-0 mağlup duruma düştü. Oyun anlamında hiç bir tehdit oluşturamayan bir ekipten böyle basit goller yemek doğal olarak oyun akışını da etkiledi. Daha çok risk alarak oynamak zorunda kalan ve oyun şablonundan taviz vermek durumunda kalan Konyaspor, Yatabare’nin golüyle umutlansa da oyun planının farklı tezahür etmesi nedeniyle 3. golü de kalesinde görerek tabir-i caizse havlu attı. Son dakikadaki gol ise tabelayı değiştirmek dışında şu an için çok bir işe yaramadı.

Rıza hoca tam 100 gündür bu takımın başında. Lig öncesi hazırlık kamplarında da takımın başındaydı. Yani gerek şehri, gerek kulübü, gerekse oyuncularını tanıyabilecek kadar ekmek yemiş, su içmiş bir noktada. Artık bazı denemelerinin son bulması gerektiğini düşünüyorum. Bu maç özelinde değil bu söylediklerim. Bu maç tamamen bireysel hataların başrolde olduğu bir karşılaşmaydı ve skoru rakibe verince de istediğimiz oyunu sahaya yansıtamadık. Olabilir çok da problem değil yani bu mağlubiyet. Dün net olarak görüldü ki, biz Göztepe’den 3 gömlek daha üstün bir takımız. Öne geçip kontra çıkmak dışında oyun planı olmayan bir takıma yenildik. Üzücü olan bu sadece. Ancak Rıza hocanın bazı oyuncularda gereksiz ısrar ettiğini görmek de bu mağlubiyet kadar üzüyor bizleri. Futbolcu ismi üzerinden konuşmanın çok doğru olmadığını düşünen biri olmakla beraber Fofana konusunda artık kimsenin tahammülünün kalmadığını da belirtmemiz gerekiyor. Futbolcu hata yapar, gol kaçırır, adam kaçırır, top kaçırır vs bunlar süreklilik arz etmediği müddetçe bizler taraftar olarak hepsinin her daim arkasındayız. Bunu futbolcu kardeşlerimiz çok iyi biliyor. Ancak bu sene oynanan tüm karşılaşmalarda bencillik, ciddiyetsizlik ya da güçsüzlük gibi etkenlerle bu takımı 10 kişi oynatmaya da kimsenin hakkı yok. Hele hele alternatifi bol bir kadroda hiç bir oyuncunun böyle bir lüksü olmamalı. Bekleneni veremeyen her oyuncu kulübeye geçip, battaniyesini almalı bundan sonraki haftalarda. Kadro içinde adalet ve hak olgusu bu şekilde oturur. Yıllardır Konyaspor’umuzun yakaladığı başarılardaki bayrak isimlerden biri olan Skubiç de bu sezona formsuz başladı. Bir müddet Opanasenko o bölgede değerlendirilmeli ve Skubiç de dinlendirmeli diye düşünüyorum.

Genel olarak bakıldığında büyük sorunlarımız yok aslında. Kadro tercihleri hususunda şahsi olarak düşüncem, küçük bir kaç dokunuş yapılabileceği yönünde. Onun dışında kadronun 7-8 oyuncusu sanki oturdu gibi. Oyuncu kadrosunun büyük bir bölümü de beraber oynamaya devam ettikçe saha içinde yapılmak istenenler daha kolay realize olacak. Ülkedeki futbol kalitesinin dip yaptığı, VAR adı verilen ve aslında bu döneme kadar yapılan eyyamcılık faaliyetlerini daha teknolojik bir mecraya çeken uygulamaların ve bu uygulamaların getirdiği kanunsuzlukların, adam kayırmaların gırla gittiği bir ortamda teknik konulara girmenin çok da anlamlı olmadığını düşünüyorum. Ama şu kalitesiz ligde bu takımın ligi ilk 6 içinde bitireceğine de inancım sonsuz. Yeter ki taraftar olarak kesin söylemlerden uzaklaşıp, sert eleştirilerden kaçınalım. Her zaman olduğu gibi bu çocuklara destek vermeye devam edelim. Bu takım sağlam bir ruh sağlığı ile mücadele ettiğinde kazanamayacağı maç yok. Herkes bugünden itibaren Beşiktaş mücadelesine konsantre olsun ve o maçta tribünleri doldurarak bu takıma ve teknik heyete hak ettiği desteği versin. Bu iş tüm Konyalıların asli görevidir.