2024 Paris Olimpiyatlarındaki LGBT rezaletine Türkiye ve Dünyadan tepki yağıyor
2024 Paris Olimpiyatlarının açılış töreninde LGBTpropagandası yapıldı. Rezalete dünyanın dört bir yanından tepkiler devam ediyor.
Fransa'nın ev sahipliğinde 11 Ağustos'a kadar başkent Paris'te sürecek olan Olimpiyat Oyunlarının 26 Temmuz'daki açılışında, spor kafileleri Sen Nehri üzerinde teknelerle geçit töreni yaptı.
Yaklaşık 4 saat süren tören, canlı performans ve videoların sergilendiği televizyon yayınlarıyla dünya genelinde çok sayıda kişi tarafından izlendi.
Olimpiyat Oyunları'nın açılış töreninde "drag queen" (kadın kıyafeti giyip makyaj yapan erkek) performansıyla Hz. İsa'yı konu alan "Son Akşam Yemeği" tablosunun tasvir edilmesi tepki aldı.
SAPKIN TRANSLAR MEŞALE TAŞIDI
Olimpiyatların simgesi meşaleyi taşıyanlar arasında translar yer aldı.Ülkelerin sporseverleri selamladığı ikonik anların arasına yerleştirilen sözde 'defile' görünümlü etkinlikte ise; sakallı kadınlar, kadın kıyafetleri giyen ve makyaj yapan erkekler yer aldı.10 yaşlarında bir kız çocuğu, defilede boy gösteren isimlerin arasında dans etti.
TÜRKİYE'DEN TEPKİLER
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI
Diyanet İşleri Başkanlığı, "Fransa'da gerçekleştirilen 2024 Olimpiyatları açılış töreninde kasıtlı olarak öne çıkarılan pedofili ve LGBT unsurları, küresel fesat merkezlerinin çirkin yüzünü açıkça ortaya koymuştur." değerlendirmesinde bulundu. Başkanlıktan yapılan açıklamada, dünyanın bir noktasında ortaya çıkan herhangi bir anlayışın, zaman ve mekan sınırı olmaksızın tüm dünyayı etkisi altına alabildiği iletişim çağında, insanlığın inanç, değer, algı ve kültür bakımından hızlı ve kapsamlı bir dejenerasyona maruz bırakıldığı süreçlerden geçildiği belirtildi. Bu süreçlerin en vahim yönünün inanca, ahlaka ve değerlere yönelik suikastlar karşısında milletlerin, toplumların ve özellikle genç nesillerin savunmasız kalması olduğuna dikkat çekilen açıklamada, tarih boyunca insanlığın cahiliyeye hapsolduğu dönemlerde, "fıtratı tahrip eden sapkın anlayış ve uygulamaların" olageldiği anımsatıldı.
İletişim ve etkileşim imkanlarının "baş döndürücü" boyutlara ulaştığı günümüzde bu tür yaklaşımların yıkıcı etkisinin her zamankinden fazla olduğu, bir bölgeyi değil, tüm insanlığı tehdit ettiği belirtilen açıklamada, "İnsanın maddi ve manevi gerçekliğini, varoluşsal değerini ve saygınlığını hiçe sayan, onu özüne yabancılaştıran söz konusu yaklaşımların başında cinsel yönelim özgürlüğü adı altında, her türlü yozlaşmaya zemin teşkil eden 'cinsiyetsizleştirme' politikaları gelmektedir." ifadelerine yer verildi.
"LGBT söylemleri bir özgürlük çağrısı değil"
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
"İnsana doğuştan yüklenen bir kod olmakla Allah'ın kararına işaret eden cinsiyet, bireyin kendi karar verebileceği ya da arzu ettiğinde değiştirebileceği bir vasıf değildir. İnsanın kadın ya da erkek olarak yaratılması ilahi bir nimet ve hikmet olup, cinsiyetsizleştirme çalışmalarının odağında bu ilahi iradeye başkaldırı vardır.
LGBT söylemleri bir özgürlük çağrısı değil, aksine insanı Allah, alem, gaye, hikmet ve sorumluluk bağlamından koparmayı, anlamsız ve amaçsız bir hayatın girdabında tüketim nesnesi haline dönüştürmeyi hedefleyen karanlık emperyalist ideolojilerin payandasıdır. İnsanı insan yapan her türlü değeri, erdemi, üstün ve onurlu vasfı yok sayarak onu sınırsız özgürlük adı altında hüsrana sürükleyen bu renkli söylemler, aslında evsiz ve köksüz kalmış zavallı bir insan üreterek onu kendi menfaat çarklarında öğütmeyi amaçlayan din ve ahlak karşıtı ideolojik akımlardır.
Bu bağlamda Fransa'da gerçekleştirilen 2024 Olimpiyatları açılış töreninde kasıtlı olarak öne çıkarılan pedofili ve LGBT unsurları, küresel fesat merkezlerinin çirkin yüzünü açıkça ortaya koymuştur. Her platformu propaganda aracına dönüştüren bu zihniyet, insanın edep ve haysiyetine, toplumların inanç ve değerlerine karşı adeta savaş ilan etmiştir."
Tüm dünyada canlı yayınlanan programın, özellikle gençlerin duygu ve düşüncelerini cinsiyet ekseninde suiistimal etmeyi hedefleyen "sapkın bir zihniyetin boy gösterisine" dönüştüğü ifade edilen açıklamada, şöyle devam edildi:
"Başta ev sahibi Fransa olmak üzere, bazı Batı ülkelerinin insanlığı utandıran bu rezalete göz yumması, sanatı ve sporu böylesine çirkin bir propagandaya alet etmesi ise tam bir akıl tutulmasıdır. Geçmişten beri ötekileştirdiği inanç, kültür ve medeniyetlere karşı tahammülsüzlüğü ile bilinen Batı, gelinen noktada kendi toplumunun dini sembollerini ve değerlerini bile tahkir eden bir savrulmayı alkışlamakla aslında iflas ettiğini göstermektedir." değerlendirmesine yer verildi.
"Özgürlük söylemlerinin arkasına sığınılarak meşru hale getirilemez"
"Bilinmelidir ki, yeryüzünün en seçkin ve değerli varlığı olan insanın tertemiz fıtratını bozmayı amaçlayan hiçbir anlayış, dini ve insani değerleri aşağılayan hiçbir yaklaşım, ahlaksızlığı teşvik eden hiçbir faaliyet, özgürlük söylemlerinin arkasına sığınılarak meşru hale getirilemez." vurgusu yapılan açıklamada, kulu Rabb'inden uzaklaştıran, ilahi vahye ve bütün peygamberlerin uyarılarına açıkça karşı çıkan, aileyi ve sağlıklı bir toplum yapısını yok etmeyi hedefleyen cinsiyetsizleştirme politikalarının, sağduyu sahibi herkes tarafından "lanetlenmeye müstahak" olduğu belirtildi.
İnsanlık ailesi olarak bu sapkın anlayışlara karşı insanlığın geleceğini korumak adına kolektif bir duruş sergilemenin zorunluluk haline geldiği kaydedilen açıklamada, bilhassa batı toplumlarının yöneticilerine, entelektüellerine, dini liderlerine, sivil toplum önderlerine, aklıselim sahibi her ferdine bu konuda büyük bir sorumluluk düştüğü ifade edildi.
Diyanet İşleri Başkanlığının inancı, ahlakı ve insanın nezih varlığını tehdit eden her türlü söylem ve eylem karşısında kararlılıkla durmaya devam edeceği bildirilen açıklamada, başta cinsiyetsizlik olmak üzere, gençlerin inanç dünyalarını, benlik algılarını ve kimlik bilinçlerini yaralayan akımlar karşısında, Başkanlığın, gençleri iyiye ve doğruya yönlendirmeyi sürdüreceği kaydedildi.
Açıklamada, "Sanatı ve sporu insana değer katan vasfıyla destekleyerek teşvik ediyor, bu vesileyle ülkemizi temsil eden sporcularımıza başarılar diliyoruz." ifadeleri kullanıldı.
FENER RUM PATRİKHANESİ: TANRI'YA ŞİRK KOŞMAK İLERLEME DEĞİLDİR
Fener Rum Patrikhanesi, 2024 Paris Olimpiyat Oyunları açılış törenindeki performanslara tepki gösterdi.
Patrikhanenin sitesinden yapılan yazılı açıklamada, Olimpiyat Oyunları'nın dünyanın her köşesinden milyonlarca insanın ilgisini çeken spor organizasyonu olduğu hatırlatılarak, açılış töreninin, evrensel düzeyde olumlu mesajlar iletirken, geçmişini ve medeniyetini öne çıkarması açısından ev sahibi ülkeye bir fırsat sunduğu ve büyük önem taşıdığı kaydedildi.
Açıklamada, "Paris'teki açılış töreni sırasında, sadece Hristiyanlık ve kutsal İncil için değil, aynı zamanda inanç hakkına ve dini sembollere saygıyı gözeten her medeni insan için saldırgan hadiselerin yaşanmasına büyük üzüntüyle tanıklık ettik." değerlendirmesi yapıldı.
Açıklamada, bu görüntülerin, seremoniyi zenginleştirmenin aksine zayıflattığı vurgulanarak, "Tanrı'ya şirk koşmak ilerleme değildir; insanların dini inançlarına hakaret etmek de hak değildir." ifadelerine yer verildi.
Yazılı açıklamada, birçok kişinin kendiliğinden gelişen tepki ve ret söylemlerinin, olayın sorumlularına güçlü bir mesaj verdiği ve gelecekte benzer davranışların önlenmesi için umut kaynağı olmasının beklendiği belirtildi.
TÜRKİYE ERMENİLERİ PATRİĞİ MAŞALYAN: DÜNYA HRİSTİYANLARINI DERİNDEN YARALAMIŞTIR
Maşalyan, sosyal medyadan yaptığı "Uluslararası Olimpiyat Komitesi Dikkatine" başlıklı paylaşımda Uluslararası Olimpiyat Komitesi Üyelerine seslenerek, "Bir Hristiyan önder olarak Olimpiyat Oyunları'nın açılışında sergilenen Hristiyan inancını aşağılamaya yönelik performansı kınadığımı belirtmek isterim. İnancımızın en kutsal anı olan Rabb'imiz İsa Mesih'in Son Akşam Yemeği'yle alay etmeyi hedefleyen çirkin mizansen dünya Hristiyanlarını derinden yaralamıştır." değerlendirmesini yaptı.
"Uluslararası bir spor etkinliği olan Olimpiyat Oyunları, toplumlar arasında uyum ve barışı artırmayı amaçlamalıyken, bir küçük azınlığa iki milyarı aşkın üyesi olan bir dini aşağılamanın ve hakaretler yağdırmanın aracına dönüşmüştür." ifadesini kullanan Maşalyan, şunları kaydetti:
"Bu yönde gereken hassasiyeti göstermeyen Olimpiyat yetkililerini şahsım ve Kilisem adına kınıyorum. LGBT toplumu kendilerine ve haklarına yöneltilen en küçük bir eleştiriye bile tahammül göstermezken, başkalarının görüş ve inançlarına en hoyrat biçimde saldırma ve hakaret etme hakkını kendilerinde buluyorlar. Bu kabul edilemez saygısızca tavır en nihayetinde en çok kendi davalarına zarar verecektir. Umuyorum ki bundan sonra en azından kapanış seremonisinde benzer aşırılıklara ve taşkınlıklara izin vermezsiniz. Bu skandalla, henüz başlamadan gölgelenen Olimpiyat Oyunları'ndaki pürüzlerin giderilerek gerçek amacına hizmet edeceğini ummak istiyorum."
BBP GENEL BAŞKANI DESTİCİ: REZALET VE AHLAKSIZLIK
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, 2024 Paris Olimpiyatları açılış töreninde yaşananlara tepki göstererek, "Bir kez daha gördük ki her fırsatta bize örnek gösterilen, dayatılan Batı tipi yaşam tarzı, bir 'ahlaksızlık' ve 'sapkınlık' toplumu inşa etmeye çalışıyor." ifadesini kullandı.
Destici, yaptığı yazılı açıklamada, "Paris Olimpiyatları, açılış törenlerinin LGBT propagandasıyla başlamasıyla, bir rezalet ve ahlaksızlık boyutuna büründü. Bir kez daha gördük ki her fırsatta bize örnek gösterilen, dayatılan Batı tipi yaşam tarzı, bir 'ahlaksızlık' ve 'sapkınlık' toplumu inşa etmeye çalışıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Yaşananların, Türkiye'de her konuda, her şartta, Batı medeniyetini örnek olarak referans almayı öne sürenlerin, nerede durduklarının, nasıl bir hayat tarzı, toplum düzeni hayal ettiklerinin de bir göstergesi olduğunu öne süren Destici, açıklamasında, "Sapkınlıkları 'medeniyet' yalanıyla kutsayıp topraklarımıza hakim kılmaya çalışanlara asla geçit vermeyeceğiz." ifadesine yer verdi.
VATAN PARTİSİ GENEL BAŞKANI DOĞU PERİNÇEK: LGBT İNSANLIĞA VE SPOR DÜNYASINA DAYATILIYOR
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Paris 2024 Olimpiyat Oyunları'nın açılış töreninde, LGBT propagandası yapıldığını belirterek, buna tepki gösterdi.
Beyoğlu'ndaki Vatan Partisi İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında konuşan Perinçek, Fransa hükümetinin, Paris Olimpiyatları'nı bütün insanlığı hedef alan bir emrivakiyle açtığını, olimpiyat geleneği çiğnenerek LGBT'nin insanlığa ve spor dünyasına dayatıldığını söyledi.
Olimpiyatların açılışındaki LGBT propagandasına karşı çeşitli hükümetlerin de tavır aldığını anımsatan Perinçek, şöyle devam etti:
"Türkiye hükümeti, İstanbul Sözleşmesi'ni feshetmiştir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın, İstanbul Sözleşmesi'ni LGBT hükümleri nedeniyle feshettiğini hatırlıyoruz. Bu bütün insanlığa, bütün dünyaya örnek olmuştur. Şimdi Fransa hükümetinin bu rezaleti karşısında Türkiye hükümetinin bu rezaleti, bu çürüme dayatmasını, LGBT çürümesi dayatmasını paylaşmadığını bütün dünya kamuoyu önünde açıklaması omuzlarımızda duran bir sorumluluktur. Bu sorumluluğu omuzlarımızda taşıyamayız. Bu hem insanlığın büyük birikimine, değerlerine hem de Türk milletinin tarihi birikimine ve değerlerine aykırı bir tutum olur. Fransa hükümetine ve ihtiyaç duyulursa aynı zamanda Uluslararası Olimpiyat Komitesine yazı yazılarak, açılıştaki LGBT çürümesi, dayatmasını paylaşmadığını, omuzlarımızda bu yükü taşıyamayacağımızı, Fransa hükümetine bildirmesini, Türkiye hükümetinden Vatan Partisi olarak talep ediyoruz."
DÜNYA'DAN TEPKİLER:
MACARİSTAN BAŞBAKANI ORBAN: BATI’DA AHLAK KALMADI
Macaristan Başbakanı Viktor Orban, “Batı’da ahlak kalmadı. Bunu Paris Olimpiyatları’nın açılışında da gördük” dedi. Ukrayna’nın Avrupa Birliği ve NATO üyesi olma umutlarını asla gerçekleştiremeyeceğini de söyleyen Orban, “Ukrayna, tampon bir ülke olma konumuna geri dönecek” dedi.
Romanya’nın orta kesimlerinde Macarların yoğun olarak yaşadığı Baile Tusnad kentinde düzenlenen bir festivalde Macar toplumuna hitap eden Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Avrupa’nın kendi menfaatlerinin gereklerini bir kenara bırakıp kendini imha etmek pahasına ABD dış politikasını takip ettiğini söyledi. Orban, dünyada ise güç dengesinin Asya ve Rusya’ya doğru kaydığını ve önümüzdeki on yıllar, belki de asırlar boyunca dünyanın baskın güç merkezinin Asya olacağını söyledi. Çin, Hindistan, Pakistan ve Endonezya’dan geleceğin büyük güçleri olarak bahseden Orban, “500 yıldır görülmemiş bir değişim geliyor. Karşı karşıya olduğumuz şey, dünya düzeninde yaşanan bir değişiklik” dedi.
Ukrayna’nın NATO ve AB üyesi olma umutlarını da asla gerçekleştiremeyeceğini vurgulayan Orban, “Biz Avrupalıların buna yetecek parası yok. Ukrayna, bir tampon ülke olma konumuna geri dönecek” ifadelerini kullandı. Orban, Rusya ve ABD arasında gerçekleştirilecek bir anlaşma ile Ukrayna’ya uluslararası güvenlik garantileri sağlanacağını ileri sürdü.
“Rusya’nın yumuşak gücünün en güçlü uluslararası cazibesi, LGBT karşıtlığıdır” diyen Orban, Batı ülkelerinin ise LGBT'yi savunarak teşvik etmesini eleştirdi. Hristiyan değerlerinin savunulması gerektiğini söyleyen Orban, “Batı’da ahlak kalmadı. Bunu Paris Olimpiyatları’nın açılışında da gördük” ifadelerini kullandı.
Orban, “Dar kesim, narin, avokado, latte, katkısız liberaller yerine cesur, milliyetçi ve genç Hristiyanların altında toplanabileceği bir bayrak kaldırmamız gerekiyor” dedi.
FRANSIZ KATOLİK AVUKAT FABRİCE Dİ VİZİO: BİR CEHENNEM GÖRÜNTÜSÜYDÜ
Fransız Katolik avukat Fabrice di Vizio, ülkesinin ev sahipliği yaptığı Olimpiyat Oyunları'nın açılış töreninde Hristiyanlığa hakaret edildiği gerekçesiyle din otoriteleri ve uluslararası kamuoyu tarafından tepkiyle karşılanan sahne gösterisini Fransız yargısına taşıma kararı aldı.
Paris'te düzenlenen 2024 Olimpiyat Oyunları kapsamında 26 Temmuz'da Sen Nehri'nde yapılan açılış töreninde, 6 bin 800 sporcu 85 tekneyle 6 kilometrelik güzergahta geçit yaptı.
Yaklaşık 4 saat süren tören, canlı performansların yanı sıra hazırlanan videolarla desteklenen televizyon yayınlarıyla dünya genelinde takip edildi.
Törende sergilenen performanslar ise LGBT propagandası yapıldığı ve Leonardo da Vinci'nin Hz. İsa'nın havarileri ile yediği yemeği konu alan "Son Akşam Yemeği" isimli tablosunun "drag queen" (kadın kıyafeti giyip makyaj yapan erkek) gösterisiyle canlandırılmasıyla dine hakaret edildiği gerekçesiyle eleştirilerin hedefi oldu.
Fransa Katolik Kilisesinden 27 Temmuz'da yapılan açıklamada, "Bu tören, maalesef Hristiyanlıkla alay eden sahneleri içeriyordu, bu durumu derin bir üzüntüyle karşılıyoruz." ifadeleri kullanılırken, Orta Doğu Kiliseler Konseyi (MECC), bu törende yaşananların, özgürlük ve insan onuru kavramlarıyla alakalı mutlak cehaleti ortaya koyduğunu belirtti.
Açılış töreninin sanat yönetmenliğini yürüten Thomas Jolly, 28 Temmuz'da konuk olduğu Fransız BFMTV kanalında tepki ile karşılanan sahne gösterisinde, "Son Akşam Yemeği" tablosunun değil, bir pagan şenliğinin canlandırıldığını savundu.
Jolly, tartışmalı canlandırma sahnesinde, Hz. İsa'nın değil, Yunan mitolojisindeki şarap tanrısı Dionisos'un konu edildiğini ileri sürdü.
"Bir cehennem görüntüsüydü"
Fransız avukat di Vizio, dünya genelinde tepki toplayan açılış törenine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Açılış töreni yapılırken bir düğünde olduğunu söyleyen di Vizio, insanların törenle ilgili dehşete düştükleri görüntüleri yollayarak fikrine danıştığını belirtti.
Di Vizio, düğünde bir kenara çekilerek izlediği tören görüntüleri karşısında şaşkınlığa uğradığını kaydederek "Bu denli bir ahlaksızlığın içine düştüğümüzü düşünmemiştim. Bir cehennem görüntüsüydü." dedi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un ve törenin organizatörlerinin bu açılışla beraber Fransa'nın bir cehenneme dönüştüğü fikri karşısında utanmadıklarını dünyaya göstermek istediğini söyleyen di Vizio, "Cehennemden görüntüler gördük. Şeytani görüntülerden pek farklı değildi." ifadelerini kullandı.
Di Vizio, törende "Son Akşam Yemeği" tablosunun drag queenler tarafından tasvir edilmesi hakkında da "Son Akşam Yemeği' sahnesi transseksüeller, eşcinseller arasındaki bu ahlaksızlıkla beraber dünya genelinde milyarlarca Hristiyana yönelik bir hakaretti." diye konuştu.
Bu sahnenin Fransa'nın ve Avrupa'nın bir kısmının bugün geldiği noktayı gösterdiğini savunan di Vizio, şöyle devam etti:
"Ne amaçlanıyordu? Normalde, Olimpiyat Oyunları'nda açılış töreni, bir ülkenin imajını temsil etmeli ve evrensel bir amaca sahip olmalı çünkü dünyanın büyük bir kısmında tüm kanallarda yayınlanıyor ve dünya genelinde birçok temsilci ve devlet başkanı burada. Bir uzlaşı olmalı. Ev sahibi ülkenin imajını yansıtan bir şey olmalıydı ancak diğer kültürleri, hassasiyetleri, farklı kıtalara göre hassasiyeti unutmadan yapılmalıydı. Bu nedenle asla incitmemeye, şoke etmemeye, diğerlerinin farklı kültürlerine saygı göstermeye dikkat etmek gerekiyor. Başkalarının kültürü de inançtan geçiyor."
"Fransa'da din takıntısı var"
Di Vizio, Fransa, "Tanrı" kavramına yabancı olsa da Avrupa'nın ve dünyanın farklı ülkelerinde din kültürünün yaygın olduğunu söyledi. Bu törenin sadece Hristiyanları şoke etmediğini savunan di Vizio, "Bir Katolik olarak inancımdan yaraladılar beni. Efkaristiya, ayin, komünyonun kutlaması Hristiyan inancının kaynağı ve zirvesidir, bundan daha önemli bir şey yoktur." diye konuştu.
Fransa'daki farklı dinlere mensup inançlı insanların kimseye bir şey yapmadığını belirten di Vizio, "Fransa'da din takıntısı var, halbuki dindarlar inançlarını huzur içinde yaşarlar, devletten hiçbir şey istemezler. Peki devlet neden cuma akşamı olduğu gibi kendilerine hakaret etme noktasına geliyor ve bunu yaparken dünyanın her yerindeki Hristiyanlara hakaret ediyor. Bu ne kibir!" diye konuştu.
Di Vizio, tören hakkındaki tartışmalara ilişkin de şunları kaydetti:
"Gördüyseniz tartışma 'dine hakaret etme hakkımız var' demekten ibaret. Aslında sorgulanması gerekenin de bu olduğunu düşünüyorum. Bugün 21. yüzyılda milyonları, milyarlarca insanı yaşatan şeyi (dini) incitme hakkı var mı?"
Olimpiyat Oyunları'nın açılış töreni tartışması yargıya taşınıyor
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komitesi'nin uzun yıllardır Müslüman karşıtlığı (İslamofobi) konusuyla yakından ilgilendiğini kaydeden di Vizio, törendeki dine hakaret meselesini bu hafta yargıya taşıyacağını anlattı.
Fransız avukat, dinle alay etmeye ve dine dayalı ayrımcılığa karşı bir güvence sağlama konusunda anlaşma zamanının gelip gelmediğini sorgulamak için BM'nin İnsan Hakları Komitesi'ne de başvuracağını belirtti.
Açılış töreninde yaşananlarla ilgili, İşitsel ve Dijital İletişim Düzenleme Kurumuna (Arcom) bu hafta başvuracağını duyuran di Vizio, Arcom'un milyarlarca insanın inancıyla alay eden bu gösteriyle ilgili ne diyeceğini merak ettiğini söyledi.
Di Vizio, törende yaşananlarla ilgili devletin bir sorumluluğu olduğunu ve dünyanın her yerindeki Hristiyanların uğradığı manevi zararı göz önünde bulundurarak, idari mahkeme yargıcının da bu konuyla ilgili neler diyeceğini merak ettiğini ifade ederek, ayrıca törenle ilgili Paris Savcılığı'na da ayrı bir suç duyurusunda bulunacağını kaydetti.
Fabrice di Vizio, aralarında farklı ülkelerde yaşayan Hristiyanların, ateist ve Müslümanların da olduğu 2 bin 600 kişinin kendisine ulaşarak törene karşı yapılacak suç duyurusuna katılmak istediğini dile getirdi.
DÜNYA MÜSLÜMAN ALİMLER BİRLİĞİ: PEYGAMBERLERE AÇIK VE AĞIR BİR HAKARET
Dünya Müslüman Alimler Birliği, Fransa’daki 2024 Paris Olimpiyat Oyunları’nın açılış kutlamalarında, Hazreti İsa’yı konu alan “Son Akşam Yemeği” tablosunun LGBT temaları kullanılarak canlandırılmasını kınadı.
Birlikten yapılan yazılı açıklamada, Paris Olimpiyat Oyunları’nın açılış kutlamalarındaki görüntülerin büyük hoşnutsuzluk uyandırdığı belirtilerek, dinlere ve kutsallara saygı çağrısı yapıldı.
Dünya Müslüman Alimler Birliğinin olayı şiddetle kınadığı vurgulanan açıklamada, yaşananların, "Hazreti İsa ve havarilerine, dinlere ve peygamberlere açık ve ağır bir hakaret olduğu" ifade edildi.
Paris Olimpiyatları açılış töreninde yaşananların, “benzeri görülmemiş bir ahlaki çöküşü ve manevi ve insani ilkelerin açık şekilde ihlalini temsil ettiği" kaydedilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Bu, Allah'a ve onun peygamberlerine inanan tüm müminlerin duygularına bir saldırı ve en derin inançlarına bir hakarettir ve aynı zamanda sporun birlik ve anlayış ruhunun açık bir şekilde ihlalidir. Bugün Batı'nın, manevi ve ahlaki değerleri terk ederek, ailenin dağılmasını, insani ilişkilerin önemsenmemesini ve ahlaki çöküşü teşvik etmeye başlamasıyla, hayatın her alanında giderek artan bir gerileme yaşadığına tanık oluyoruz. Açılışta yaşananlar, toplumların bozulmasına, fesatlığın, suçlar ile insanlar arasında nefret ve saygısızlığın yayılmasına yol açtığı için tüm semavi dinler ve aklıselim fıtratlarca reddedilmektedir."
EL EZHER KURUMU: SAPKIN VE AŞAĞILIK EĞİLİM
Mısır'daki Ezher Kurumu, Fransa’nın 2024 Paris Olimpiyat Oyunları’nın açılış kutlamalarında, Hazreti İsa’yı konu alan “Son Akşam Yemeği” tablosunun canlandırılmasında LGBT temalarının kullanılmasını kınadı.
Ezher'den yapılan yazılı açıklamada, "Paris Olimpiyat Oyunları’nın açılışında yaşanan ve uluslararası kamuoyunda geniş öfkeye neden olan sahnelerin kınandığı" belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:
"Mesih (Hazreti İsa) aleyhisselamın, şerefli şahsına ve ulvi peygamberlik makamına hakaret edecek bir şekilde ahmakça ve barbarca bir üslupla tasvir edilmesiyle, müminlerin, dini, ahlaki hassasiyetlerine saygısızlık yapılmıştır. Allah’ın peygamberlerinden herhangi birisine hakarete yönelik tüm girişimleri kalıcı olarak reddediyoruz. Çünkü nebiler ve resuller, iyilik mesajını alemlere iletsinler diye Allah’ın kendilerini diğer yaratılanlardan üstün kıldığı seçkin zatlardır.
2 milyara yakın Müslüman, Hazreti İsa ve onun kardeşlerinden herhangi bir peygambere hakaret etmenin, bu işin failleri ve bunu kabul edenler için bir utanç olduğuna inanırlar. Bu sapkın akım, dini ortadan kaldırmayı, ahlaki hastalıkları yayan düşük cinsel arzuların tanrılaştırılmasını, insanın sağlam fıtratıyla çelişen hayvani bir hayat tarzını dayatıp ve bunu normalleştirmek için her yolu denemeyi amaç ediniyor."
Dünya kamuoyuna, "dine yönelik hakaretleri normalleştirmek, sapkınlık ve cinsiyet değiştirme gibi utanç verici ve toplumu tahrip eden hastalıkları teşvik etmek için küresel olayları istismar etmenin" tehlikeleri konusunda uyarıda bulunulan açıklamada, "bu sapkın ve aşağılık eğilime" karşı koymak için birleşme çağrısı yapıldı.
FRANSIZ AŞIRI SOLCU JEAN-LUC MELENCHON: HRİSTİYANLIKLA ALAY EDİLDİ
Fransız aşırı sol parti Boyun Eğmeyen Fransa'nın (LFI) kurucu lideri Jean-Luc Melenchon, 2024 Paris Olimpiyat Oyunlarının açılış töreninde Hz. İsa'yı konu alan "Son Akşam Yemeği" tablosunun "drag queen" (kadın kıyafeti giyip makyaj yapan erkek) performansıyla canlandırılmasını, "alay edilmesinden hoşlanmadım" sözleriyle eleştirdi.
LFI lideri Melenchon da kendi internet sitesi üzerinden yaptığı açıklamada, söz konusu canlandırmaya tepki gösterdi.
Açıklamada, "İsa ve havarilerinin son yemeği ve pazar ibadetinin temeli olan, Hristiyanların 'Son Akşam Yemeği' ile alay edilmesinden hoşlanmadım." ifadesini kullanan Melenchon, "inananları gücendirme riskini almaya" gerek olmadığını vurguladı.
KATOLİK BAŞRAHİP YULİO: EŞCİNSELLERİN KULLANILMASINI ÇOK TEHLİKELİ
Ramallah Rum Katolik Kilisesi Başrahibi (Archimandrite) Abdullah Yulio, Fransa’nın 2024 Paris Olimpiyat Oyunları’nın açılış kutlamalarında, Hazreti İsa’yı konu alan “Son Akşam Yemeği” tablosunun canlandırılmasında LGBT temalarının kullanılmasını kınadı.
İşgal altındaki Batı Şeria’nın Ramallah kentinde bulunan Rum Katolik Kilisesi Başrahibi Yulio, Fransa’nın ev sahipliğinde düzenlenen 2024 Paris Olimpiyat Oyunları’nın açılış kutlamalarında Hazreti İsa konulu sahneye ilişkin açıklamalarda bulundu.
Başrahip Yulio, “İsa Mesih’in kutsiyetinin ihlal edildiği bu canlandırma caiz değildir. Bana göre her türlü istismar ve aşağılama, sadece Hıristiyan dinine değil, din kavramını çarpıtmaya ve dinlere karşı savaşmaya yönelik kasıtlı bir süreçtir.” dedi.
Eşcinsellerin sahneyi canlandırmada kullanılmasını çok tehlikeli olarak değerlendiren Yulio, şöyle devam etti:
“Durum çok ama çok tehlikeli. Dünyada sınırları aşan ve dini ortadan kaldırmayı amaçlayan gizli güçler tarafından eşcinsellerin ve eşcinsel olmayanların kullanılması, kasıtlı ve sistematik bir süreç içerisinde dinin içeriğini boşaltmaya yönelik tehlikeli bir süreçtir.”
Yulio, söz konusu güçlerin dinin dış görünümünü koruduğunu ancak gerçek muhtevasından kopardığına dikkati çekerek, Fransa’da ortaya konan sahneye tepki göstererek, kınadı.
Sıradan insanların dinin hedef alındığını fark edemediğine işaret eden Yulio, “Sıradan insan dikkat etmiyor ve olup bitenin farkına varamıyor. Oysa dinde, siyasette ve her alanda bu olay oluyor. Bu yöntemle değerler ortadan kaldırılıyor ve böylece toplum değersiz, sembolsüz bir topluma dönüşüyor. Halbuki, tüm toplumlar, değerlere ve sembollere ihtiyaç duyar.” şeklinde konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.