28 Şubat’ta Konya’da Neler Yaşandı (1)
28 Şubat’ı Konya’da yaşadım. Görevim gereği devlet memuru olmam ve konuları yakından takip etmem nedeniyle o günlerin Konya’nın yerel yazılı ve görsel basınını ayrıntılı olarak izledim. O meşhur günlerde Konya’nın yazılı basını iktidarda “milli görüş” olmasının verdiği moralle çalakalem yazılar döşeniyorlardı. Her gazete dini sayfalarını çoğaltmış, sayfa yöneticileri ve İslami düşünce adamlarının görüşleri, ayetler, hadisler yayınlıyorlar, televizyonlar canlı olarak İslami yorumcuları çıkarıp soruları cevaplıyorlar. İslami dergiler sokaklarda, belediyelerde, üniversitede bedava dağıtılıyordu.
Örneğin bir Konya gazetesindeki dini sayfasında şöyle bir soru soruluyor: “Hocam biz çarşıya çıkıp iç çamaşırı alıyoruz günah mıdır?”
El cevap: “Asla, kadın çarşıya çıkıp elin erkeğiyle iç çamaşırı pazarlığı yapmamalı. Kocanız alıp getirecek siz giyeceksiniz.”
O günlerde Muhacir Pazarı’nda Eski Garaj’a giden caddeye karanlık eller sekiz köşe şapkalı Ecevit’in ve Mesut Yılmaz’ın resimleri olan, üzerinde İslama zarar verenler, camileri ahıra çevirenler yazılı afişler yapıştırmışlardı. Bir siyasi partinin yayınladığı gençlik kolları dergisinde rütbelilerin bir cenazede cenaze namazı kılmayı bilmediklerine ait köşe yazısı, bir başka dergide büyük yalnızlık adlı yazıda bir teğmenin halktan ve çevresinden nasıl kopartıldığını anlatan yazılar yayınlanıyordu.
Mevlana haftası hazırlık toplantısında Selçuklu Belediye Başkanı, “Hepimiz faniyiz herkes haddini bilecek vali de olsa, paşa da olsa…” deyince Garnizon Komutanı General M. Kenzi Suner ayağa kalkarak, “Sen bana haddimi bildiremezsin” demiş ve Belediye Başkanı özür dilemesine rağmen Paşa, bütün kameralar önünde ve valinin yanında basının gözü önünde Selçuklu Belediye Başkanı’nı azarlamıştı. Halbuki Sayın Öksüzler son derece entelektüel bir başkandı.
Askeri cenahtaki durum ise Konya’da bir hareketlilik olursa nasıl önleriz telaşıyla Ankara’daki komuta kademesini yanıltmış ve Dutlukır’da motorlu piyade alayı kurulmuştu. Konya’da böyle bir alayın kurulması neydi? Niçin buna gerek duyulmuştu? Bir gün alayı ziyarete gittiğimde, askerlerin coplar ve asayiş kalkanlarıyla eğitim yaptığını görmüş ve üzülmüştüm. Konya’da jandarma olmayan bir askeri birlik neye karşı bu eğitimleri yapıyordu? Anlaşılan birileri Genelkurmayı bu konuda yönlendirmiş ve Konya’ya hiç gerek yokken toplumsal olaylara müdahale için bu alayı kurdurmuşlardı.
Meram’da bir cemaate ait özel okul açılırken açılış için davetiyeler Garnizon Komutanlığı’na da gönderilmiş Garnizon Komutanı General M. Kenzi Suner, Konya’daki askeri fabrikada imal edilen bir Atatürk büstü ve Türk bayrağıyla açılışa katılmış ve okulun büstünü açmıştı. Cemaat bu fırsatı kaçırmamış, Garnizon komutanının açılıştaki Atatürk büstünü açarken fotoğrafını okulun tanıtım broşürünün kapağına bastırmıştı. Mesaj şuydu: “Bizlerin açılışına garnizon komutanı destek verdi.”
Konya askeri istihbaratı Konya’yı okuyamadığı için okulun cemaate ait olduğunu bilmiyordu ve generali bu konuda yanlış yönlendirmişti. Eğer okulun cemaatin olduğunu bilseydi; General’in katılacağını zannetmiyorum. Sonradan bu broşürü elde eden ve generalle arası iyi olmayan garnizondan bir yüzbaşının bu broşürü Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na göndererek Paşa’yı şikâyet ettiği duyulmuştu. Kaderin garip cilvesi budur işte; bir dönem “Üzümlü ve Huğlu’ya subaylar gönderip kaç pompalı tüfek, kimlere satıldı?” diye araştıranlar, Milli Güvenlik öğretmenlerine okullardaki müdür ve öğretmenlerin eşlerinin başörtülü olup olmadığını, çocuklarını İmam Hatip’e gönderip göndermediğini araştıranlar gerçekten görevlerini mi yaptılar. Bir dönem çok acılar çekildi artık herkesin herkese saygı gösterdiği hoşgörüyü yaşayacak özgürlükler ortamını oluşturmalıyız.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.