UEFA, Süper Lig derken yoğun bir koşuşturmacanın içinde yoluna devam eden Konyaspor, milli maç aralarında nefes almaya devam ediyor. Ekim ayındaki milli maç arasına Adanaspor’u yenerek giren futbolcularımız, milli maç dönüşünde zorlu Başakşehir deplasmanından 1 puanla dönmüştü. Kasımdaki araya ise Kasımpaşa galibiyetiyle girmiştik ve milli maç dönüşünde G.Antep deplasmanında alınan 3 gollü galibiyetle psikolojik olarak da rahatlamış olduk.  Futbolcularının fiziksel ve mental yorgunluklarını, yaptığı rotasyonlarla oldukça iyi makyajlayan Aykut Kocaman, milli maç arasında dinlenmiş ve artık son etaba hazırlanan takımından yine maksimum verimi alarak 11 maçta 16 puanla zirvenin eteklerinde kendine yer buldu. G.Antep gibi hücum varyasyonları kısıtlı olan ve buna ek olarak takım savunmasında da ciddi defoları bulunan bir takıma karşı, hücumda 4 forvetle maça başlayan Konyaspor, yine bir korner atışı sonrasında golü buldu. Şansın da yardım ettiği pozisyonda sadece doğru yerde bulunan Bajic ile devreyi önde kapattık. Karşılaşmanın ikinci yarısında o kısıtlı hücum gücü ile baskı yapmaya çalışan ve çok net 2 pozisyondan da faydalanamayan ev sahibi ekibin futbolcuları, kendisine göre çok daha iyi bir takım olan Konyaspor’un bulduğu fırsatları değerlendirmesi neticesinde karşılaşmayı “İstifa” sesleri içinde tamamladılar. Özellikle 2. gol hazırlanış bakımından enfes bir goldü. Bajic bu karşılaşmada attığı 2 golle hem kendini hem de takımı uyuduğu uykudan tam anlamıyla uyandırdı. Sezon başı 15 gol civarında gol atacağını tahmin ettiğim Riad Bajic, ligdeki 6. golünü atarak, gol krallığında da zirveye oturdu. Sahanın iyilerinden Ömer Ali’nin harika pasında topu ağlara gönderen Amir ise kendisini ıslıklayanlara bir selam çaktı adeta. Ligde son 5 haftaya girilirken ilk haftalara göre taraftarına çok daha güven veren bir yapıya bürünen Konyaspor, UEFA macerasını da alınabilecek maksimum tecrübe ile noktalamak isteyecek. Deplasmanda oynanacak Shakhtar mücadelesi de bu tip bir karşılaşma olacak. Alınacak sonucun çok da önemli olmadığı bu karşılaşmada kazanılacak deneyim ligin ikinci yarısında olumlu anlamda etkisini gösterecektir.  Süper Lig ve 1. Lig’e ait yayın ihalesi Pazartesi günü yapıldı. 6 dakikada biten!!! ihale neticesinde halen karşılaşmaların yayın hakkını elinde bulunduran Digitürk, bu hakkı yıllık 500 milyon USD+KDV ödeyeceğini taahhüt ederek 5 yıl daha uzatmış oldu. Mevcut kurlar itibariyle TFF kasasında 2017-2018 sezonundan başlamak üzere yılda 1.7 milyar TL civarında girdi sağlayacak olan Süper Lig’in en köklü iki ekibi F.Bahçe ve G.Saray geçtiğimiz Pazar günü Kadıköy’de kozlarını paylaştılar. Türk futbolunun lokomotifi olan bu ekibin mücadelesinde kaleye toplam 12 şut atılması ve bu 12 şutun 3 tanesinin isabetli olması da bu ligin yukarıda bahsettiğim paraları gerçekten hakettiğini!!! gösteriyor aslında bizlere.  Şampiyonluk yaşamış olan 4 takımın toplam borcunun neredeyse 5 milyar TL’yi bulduğu ve bu borcun artık çevrilebilir bir tarafının da kalmadığı bu dönemde, oynanan bu futbol aslında çok da garip değil. Alan daraltarak oynaması ve öncelikle takım savunması yapması için futbolcularına ve teknik direktörüne yılda ortalama 150 milyon TL ödeyen bu lokomotiflerin!!! yaptığını Aykut Kocaman ve ekibi yılda 35 milyon TL kazanarak zaten yapıyor. Bu noktada Konyaspor gibi iyi bir ivme yakalamış ve daha yukarısını görme potansiyeli olan takımların camialarının iç çekişmeler içinde boğulmak yerine, bu takımı nasıl zirveye çıkarırızın planlamasını yapması gerekiyor. Dış etkenlerinin etkisinin % 80-90 olduğunu düşündüğüm bu futbol ortamında iddia ediyorum eğer bu etki oranı % 50’ler seviyesine düşsün, her sene Anadolu’dan bir takım ilk 2-3 içinde kendisine yer bulur, hem de her sene… Sadece bunun olabileceğine inanalım, yönetim, teknik heyet, futbolcular, yerel basın ve tabii ki TARAFTAR’a bu noktada büyük iş düşüyor. Çünkü büyük işler başarmanın tek yolu büyük düşünebilmekten ve tabii ki hayal kurmaktan geçiyor...