Anlayış ve algı
Yazı yazmanın hatta düşünmenin zor olduğu dönemlerden geçiyoruz.
Duygularımızı,
Düşüncelerimizi,
Şehirlerimizi,
Ülkemizi yazarken
Bir daha düşünüyor kendimizi, kalemimizi hatta ruhumuzu geri çekiyoruz.
Korkuyor muyuz?
Bilmiyorum.
Neyin doğru neyin yanlış olduğu konusunda şüphelerimiz var
Yukarı “tükürsen” bıyık
Aşağı “tükürsen” sakal misali
Dikkat ederseniz,
Tükürmek eylemini tırnak içine aldım, nemelazım.
Aslında böyle dönemler olmuş mudur, yaşanmış mıdır, bilmiyorum.
Ama yaşandığını da
Zannetmiyorum.
Değişik bir dönem;
Her şey güllük gülistanlık,
Ekonomi iyi durumda dışardaki dalgalanmalardan etkilenmiyor,
Refah seviyesi artıyor,
Alım gücü yükseliyor,
İşsizlik azalıyor,
Enflasyon düşüyor faiz yükü azalıyor,
Büyümede rakamlar bir o kadar iyi,
Komşularla ilişkiler süper,
Yaşam standartlarımız yükseliyor,
Hayat bir o kadar renkleniyor,
Sağlık, eğitim, kültür alanında da yatırımlar durmuyor.
Ülke şantiye görünümünde, müthiş ve devasa yatırımlar yapılıyor,
İşçinin, emeklinin, memurun, esnafın hiç borcu yok, mutlu ve müreffeh bir hayat sürüyor demek isterim ama diyemiyorum.
Belki yukarıda ki saydıklarımın birçoğunun gerçekten gerçekleştiğine yürekten inanıyorum sorunda burada zaten. Anlayışlarımız ve algılarımız sıkıntılı.
Gördüklerimiz
Algıladıklarımız
Tespitlerimiz
Gözlemlerimiz
Yazdıklarımız değil
Başka bir şey bizi geriyor.
Bütün bunlar yetmezmiş gibi
Yeni bir konumuz daha var
Bir tarafta parlamenter sistem
Diğer tarafta Başkanlık sistemi ve bunun etrafında dönecek olan meşhur süreç zırvası
Algı ve anlayışlarıyla oynanan halkın bu konuları çok umursadığını düşünüyorum,
Zira kredi kartını düşünüyor, borcunu düşünüyor, eve nasıl ekmek götüreceğini düşünüyor, yarınını düşünüyor.
Ama algılar, anlatılanlar, gösterilenler öyle değil.
Tuzu kuruların halkı anlamasını elbette beklemiyorum.
Lümpenlerin cam fanuslarında halkı anlamasını hiç beklemiyorum.
Belki de bu halka en iyi mesaj veren, anlayan ve de algılayan, öyle zannedilen, mevcut iktidarında bu tartışmalarla halktan uzaklaştığını düşünenlerdenim. Bütün siyasetçilerin biraz daha halkın içine inmelerini, anlamalarını, dinlemelerini, sevmelerini, en azından değer vermelerini bekliyor, fabrika ayarlarımıza geri dönmek istiyoruz.
“ZORDUR BATAKLIK İÇİNDE TEMİZ KALMAK, YALANIN, İHANETİN, ORTASINDA DİMDİK DURMAK. AMA HAYATIN İLK KOŞULUDUR ONURLU, TEMİZ ve VİCDANLI KALMAK.”
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.