Bakan Kurum’un Konya Sevdası
Cuma günü Çevre ve Şehircilik Bakanımız Konya’nın evladı Murat Kurum baba ocağını ziyarete geldi. Eski stadyum alanında yapımına başlanan millet bahçesinin ağustos ayında hizmete gireceğini söyledi. Bu alana ilk fidanları dikti.
Yine aynı alanda kültürümüzün bir parçası olan Selâtin camiler benzeri bir eserin temeli atıldı. Cami, 23 metre kubbe çapı, 59 metre yüksekliğindeki 4 minaresi ve açık avlusuyla 14 bin 400 vatandaşımızın aynı anda saf tutacağı nadide bir eser olacak. Konya’da böyle bir projenin yıllardır konuşulduğunu gündemi takip edenler bilir. Biz konuyla ilgili ilk fitili yaktığımızda ‘istemezük tayfası’ nasıl da kinlerini ortaya koymuştu. Hem medyadan hem de sosyal medyadan nasıl da saldırmışlardı bize ve bizim gibi düşünenlere! Bugün caminin temeli atıldı ya… İlk tuğlayı koymuş gibi huzurlu hissediyorum. Çok şükür dualarımızı kabul eden Rabbimize…
Daha dün ayakta olan Mevlâna Çarşısı’nın günler içinde nasıl ortadan kaybolduğuna hepimiz şahitlik ettik. Bugünlerde o alandaki diğer metruk binalar da yıkılıyor. Bakan Kurum’un öncülüğünde Konya Büyükşehir Belediyesi belki Konya’nın 100 yıllık tarihini etkileyecek bir meydan çalışması yapıyor. Bizler de yapılan bu tarihin sessiz tanıklarıyız…
Konya il genelinde 2 milyon 116 bin m²’lik alanda 13 millet bahçesi daha yapılıyor. Alâeddin Tepesi etrafındaki binaların cephe ve çevre düzenlemelerinde İller Bankası kanalıyla yapılan tarihe uygun yenileme çalışmalarının ikinci etabına başlandı.
Binlerce sosyal konutun şehre kazandırılması da apayrı bir başlık…
Yeni motorlu sanayiinin akıbetini merak eden esnafımız için de müjde verildi. Şubat ayında temel atılacak inşallah.
2,5 yıllık görev süresince bir ayağı Konya’da olmak kaydıyla; 81 ili 300 seferin üzerinde ziyaret etmiş Sayın Kurum. Bakanlıktaki makam odasına bu sıklıkta oturmuş mu merak ettim doğrusu…
Perde gerisinde Cephanelik dönüşümü, Ağır Bakım alanı, su projelerinin devamı, çeşitli arazilerin hazineden Konya’ya kazandırılması, metro ve Konyaspor’la ilgili şehri ilgilendiren her konuda Sayın Kurum bir ağabey hüviyetiyle Konya için elinden geleni yapıyor.
Tabii bu durumdan rahatsız olan muhalif partililer de var. Bir ara ‘Konya belediyelerinin yapacağı işleri bakanlık yapıyor’ diye -sanki iyi bir iş yapmış gibi- tüm ülkeye reklam etmişlerdi!
Bakan Kurum ile basına kapalı olan medya buluşmasında da önemli konular istişare edildi. Şehrin geleceği anlamında çeşitli fikirler tartışıldı. Kurum, kendi uhdesinde olmayan bazı basit konularda dahi ağırbaşlılığını koruyarak cevap verdi. Bu bakımdan takdiri hak ediyor. Sayın Bakana şehir adına ne kadar teşekkür etsek azdır.
KONYA BÜYÜKŞEHİR’İN ESNAFA DESTEĞİ
Konya Büyükşehir Belediyesi, kentte faaliyet gösteren, gel-al ve paket servis hizmeti veren bazı lokantaların tanıtımını reklam panolarında yaparak esnafa destek oluyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’ın esnaf destekleri kapsamındaki bu projesi gerçekten çok yerinde olmuş. Daha evvel billboardlarla tanışmamış esnaf için salgın sürecinde bir can suyu niteliğinde. Konyalı vatandaşlarımız da zor durumdaki esnaf için küçük de olsa gücü nispetinde destek olmalı. Bugünler ortadan kalktığında birbirimize nasıl kenetlendiğimizi konuşmalıyız.
SOKAK OLAYLARI MI KAŞINIYOR?
Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör atanmasıyla ortalığı alevlendirdiler. Tanzimat’tan beri bu topraklardaki öğrenci temelli sokak olayları sadece öğrencilerin arzusuyla gerçekleşmez. Bu konuda okuduğumuz eski kaynaklarda; öğrencilerin siyasal faaliyete yönelişindeki itici gücün çoğu zaman öğrenci olmayan, siyaset adamı, siyasileşmiş öğretim üyesi ve ordu mensubu gibi kadrolardan oluştuğunu çok iyi biliriz. Yani öğrenci eylemi kendiliğinden ortaya çıkmaz. Tarihten beri bu böyledir.
Bunun üzerine organize olduğu düşünülen; Gelecek Partili Selçuk Özdağ, Gazeteci Orhan Uğuroğlu ve Avukat Afşin Hatipoğlu'na yönelik saldırıları gördük. Bu kapsamdaki şiddetin her türlüsünü kınıyoruz.
Böylesi olayların özellikle 15 Temmuz’la birlikte Türkiye tarihinin tozlu sayfalarında kaldığını sanıyorduk. Görünen o ki; erken seçimi kabul etmeyen iktidarı, ikna için eski usuller devreye sokuluyor. Bunu yaparken de tersine istihbarat kaynakları çalıştırılıyor. Ekonomi üzerinden yeni bir blok oluşturuluyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nin her ferdi bu konuda uyanık olmalı. Yeni provokasyonlara alet olmamalıdır. Dışarıdakilerin temel isteği içine kapanmış iç karışıklıkla uğraşan bir Türkiye değil mi?
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.