“Bana solcu bir gazeteci lazım”
Önceki gün aşağı yukarı 40 yıldır tanıştığımız bir abimiz aradı.
Bu abimiz taa o yıllardan yakın zamana kadar, şehirde oldukça aktif bir isimdi.
Yavaş yavaş yaş kemale ermeye başlayınca işlerini evlatlarına yeğenlerine devretmeye başlamıştı.
Ama maşallah hâlâ zıpkın gibi şehir sevdasından vazgeçmiyordu.
Neyse abimiz aradı önce hoş beş ve ardından klasik “Ramazan nasıl gidiyor?” faslından sonra o her zamanki ciddi ciddi tavrı ile “Uğur’cum bana şehirde iyi bir solcu gazeteci ismi söylesene”…
Şaşırıp kalmıştım. Ama altta da kalmamak lazımdı “Abi memlekette solcu mu kaldı da, şimdi benden solcu gazeteci istiyorsun, hayırdır?”
Abimiz hayat tecrübesi ile sürekli bizi iğneliyordu.
Neden sonra mevzu anlaşıldı.
Bu abimiz Bedesten ile ilgili, Valilik önünün trafiğe kapatılması ile ilgili olarak da esnafın sıkıntısı bize anlatmış ama biz konuyu istekteki gibi keskin bir şekilde dile getirememiştik.
Kendi payımıza düşeni aldıktan sonra konuya girdik.
Burası Pirebi Caddesi’ydi.
Soldaki ise Pirebi Camisi’ydi.
Ve iddiaya göre 3 aydır burası böyleydi.
Abimiz yine dün saat 10.30 sularında attığı mesajda ve fotoğrafta bölgede hiçbir kimsenin çalışma yapmadığını söylerken sonuna da ekliyordu “Her halde bu sene sonu biter inşallah”…
…………
Vallahi abimizin siteminden sonra dün bu satırları yazmadan önce de şöyle kendi kendimize bir özeleştiri yaptık.
Bunu bile yazmak için solcu mu olmak gerekiyordu?
Kimseye iftira atmıyorsunuz.
Yalan yazmıyorsunuz.
Yanlış yazmıyorsunuz.
……..
Ama bunları yazmak için solcu ya da sağcılığa gerek yok ki.
Ya da böylesine küçük sorunları bile dile getiriyoruz diye yarın bize de solcu diyebilirler miydi? (Gerçi demedikleri bir bu kalmıştı ya. Derlerse de şaşırmamız lazımdı)
Tamam yerel basın olarak mideden bağlıyız.
Biz bu işe başladığımız zaman da basın olarak mideden bağlıydık.
Ama abimizin teşhisi şöyle doğru idi, mide bağımlılığı artık bu kadar ciddi ve utanç verici değildi.
Nasıl diyeyim de kendimize de haksızlık yapmamış olalım.
Eskiden simit ile karnımız doyduğu zaman halimize şükrederken şimdi bizleri pilavlar, etliekmekler, kebaplar, kuzular kesmiyordu.
Üstüne üstelik diş kirası da yetmiyordu!
Şöyle bir düşünüyorum da bu doyumsuzluk sadece bizim mesleğe özgü değildi ki.
Kimse tatmin olmuyor, kimse şükür demiyordu ki.
Neyse biz yine iğneyi kendimize batırarak yolumuza devam edelim.
……
Evet Pirebi Mahallesi sakinleri bize söylendiğine göre son aylarda perişan. Çalışma bittiği zaman ortaya güzel bir çalışma mutlaka çıkacaktır. Ama vatandaşın asıl rahatsızlığı işlerin çok yavaş ve yavan gitmesi konusunda.
İnşallah ilgililer konuya bundan sonra biraz daha hassasiyet gösterirler.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Samimi insan ağzıyla söylediği kalbinde olandır. Samimi insanda Allah’ın koruması altındadır.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Kemerli, Nüve İş Merkezlerinin bulunduğu bölgede uygunsuz ve gayri ciddi park sorununa köklü bir çözüm getirebildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.