Barrios & Keserü ikilisi kulağa ne hoş geliyor değil mi?
Lucas Ramon Barrios & Claudiu Andrei Keserü ikilisi kulağa ne hoş geliyor değil mi?
2017 yılının ilk yarısında Aykut Kocaman idaresinde Konyaspor, lig anlamında vasat bir performans göstermesine rağmen, bir noktadan sonra tamamen kupaya odaklanıp istediğini alarak, tüm Konyalılara güzide şehrimizin güzide takımını tekrar UEFA Avrupa Ligi gruplarında izleme imkanını sundu. 2017-2018 sezonuna sancılı bir şekilde başlayan Konyaspor, gerek yönetimsel krizler gerekse siyasi çatışmaların göbeğinde bir 3 ay geçirdi. Bu süreçte Konya spor kamuoyunu oluşturan hiçbir element de aklı selim davranmayınca, lige 5 maçlık ceza bununla da kalmazmış gibi berbat bir performans ile merhaba dedik. Haftalar haftaları, krizler krizleri kovaladı ve ilk yarının ortasında teknik heyet değişikliğine gitmek durumunda kaldık. Mehmet Özdilek ile birlikte bir nebze de olsa üstündeki kara bulutları dağıtan Konyaspor camiasının, ilk yarının son haftalarına doğru yine gardı düştü. Aslında bundan önceki yıllarda da bu tavırların bir çok örneğini görmüştük Konya’da. İşin aslı şahsi olarak beni çok şaşırtmadı bu panik havası. İtidal çağrısı yapanların bir elin parmağını geçmediği bu dönemlerde, panik butonuna basmayı alışkanlık haline getirenler, ortamı germeye, ateşi harlamaya devam ettiler.
2017 yılını kısaca özetledikten sonra, asıl önemli konu olan transfer süreci hakkında da birkaç kelam etmek gerekiyor sanıyorum. Sezon başında oyun kimyasının tamamen değişecek olmasından hareketle, birçok oyuncuyla sözleşme imzalayan Konyaspor yönetimi, özellikle hücum hattına yapılan takviyelerin fos çıkmasıyla birlikte doğal olarak bu transfer sürecinde en güvenilmez figür haline geldiler. Bu tepkiyi ve korkuyu da anlamak gerektiğini düşünüyorum. Ancak önceki dönemlerden de gördüğüm kadarıyla pireyi deve yapmaya da gerek yok şu aşamada. Evet Konyaspor’un önünde çok ama çok önemli bir süreç var ve bu süreç, bundan sonraki 6 ay başta olmak üzere belki de önümüzdeki 2-3 yıllık Konyaspor geleceğini de tayin edecek. Sosyal medya başta olmak üzere tabiri caizse sağda solda herkes bazı isimler hakkında fikir beyan ediyor ve taraftar olmaları sebebiyle bu en doğal haklarıdır da. Lakin bu süreçte Konyaspor'luyum diyen kardeşlerimizin, herkesin her dediğinin doğru olmadığını kendi zihin süzgeçlerinden geçirerek anlamaları gerekiyor.
Genel itibariyle ortada dönen 6-7 isim üzerinde yorum yapmanın yeterli, çok fazla dallanıp budaklanmanın da gereği olmadığını düşünüyorum. Özellikle ulusal medyada dönen birçok isim, tamamen menajerlerin “biz de üç beş yolumuzu bulalım” anlayışından hareketle ortada geziyor. Bu nedenle her görülen isim üzerinde fantezi kurmadan önce, küçük bir araştırma yapılıp doğru sonuçlara ulaşılabileceğini düşünüyorum.
Evet, Mustapha Yatabare transferi olacak diyebiliriz. Karabükspor’un mali sıkıntıları ve ligdeki durumu nedeniyle elden çıkarmak istediği oyuncuyla resmi olarak da sözleşme imzalamak üzereyiz. Yatabare konusunda kamuoyunda okuduğum “etkisiz, yetersiz” vs gibi yorumlara da cevaben, aslında bu oyuncunun şu anki planlamada yardımcı forvet olarak transfer edileceğini söylemeliyim. Yani Yatabare kesinlikle bu takımın ilk gol silahı olmayacak. Oyuncunun bazı özellikleri Mehmet Özdilek hocanın da elini rahatlatacak cinsten. Hava hakimiyetinin vasat üstü olması ve kanatlardan içeriye kat ederek oynayabilmesi bir nevi hücum silahlarımızı arttıracaktır.
Bunun yanında son 2 gün iyiden iyiye ismi konuşulmaya başlayan Orkan Çınar transferi ile ilgili olarak, sezon sonuna kadar kiralanması gündemde olan oyunun faydalı olacağını düşünüyorum. Özellikle Fofana’nın tam maç kondisyonuna ulaşamaması ve ulaşacak gibi de görünmemesi nedeniyle bu alana bir alternatif gerekiyordu. Beşiktaş takımında oynadığı birkaç karşılaşmada hırslı ve gelişime açık futbolu ile hücum opsiyonlarımızı arttıracak bir hamle olabilir.
Gelelim en çok tartışma uyandıran isimlerden Keserü’ye; Oyuncunun kariyerine bakıldığında fena bir geçmiş görmüyoruz. Geçen sene ve bu sene Ludogorets takımında etkili olan Keserü’ya, Süper Lig’den başka takımlar da talip. Ludogorets takımının son 5 yıldaki çıkışını bilenler anlayacaktır beni ama bilmeyenler için de sadece doğru yapılanma ve sistemle başarılı olan bir takım olduklarını söyleyebilirim. Cümle kulağa tanıdık geldi değil mi? Böyle bir takım vardı hatta Süper Lig’de. Sonradan düşüşe geçmişlerdi hani. Evet bildiniz. Yapılanması ve transfer mantığı Konyaspor'a benzeyen bir yapıda Ludogorets. Onlar da Bajic gibi Bezjak’ı kazandılar bu sistemin sonucunda. Halen aynı sisteme devam ettikleri için UEFA Avrupa Ligi’nde de yollarına devam ediyorlar. Bu sene de gruptan çıkıp, Milan ile eşleştiler. Bu takımda son 3 sezonda 56 gol atan bir oyuncu Claudiu Keserü. Sanıyorum biraz fikir sahibi olmuşsunuzdur.
Maliyeti nedeniyle bir sıra arkada takip edilen Karabükspor’lu Poko ise, orta sahanın çalışkan oyuncularından. Karabükspor ile 2 senedir ligimizde top koşturan oyuncu daha öncesinde Fransa’nın köklü takımlarından Bordeaux takımında 4 senede 77 maça çıktı. Ve henüz 25 yaşında. Ancak bu kriterler nedeniyle doğal olarak talibi çok ve maliyeti de yüksek. Ancak Mehdi'nin daha efektif kullanılması için afaki olmamak koşuluyla yatırım yapılabilecek bir oyuncu olduğunu düşünüyorum.
Lucas Barrios ismi kamuoyunda çok fazla konuşulmasa da ciddi manada üstünde uğraşılan bir isim. Kariyeri hususunda çok fazla bir şey söylemeye gerek yok. Sadece 3-4 yıllık Borussia Dortmund macerası bile bazı şeyleri anlatıyor. Fiziken de hazır olduğunu düşünürsek eğer -ki son sezon oynadığı 37 maçta attığı 18 gol ile maç eksiği olmadığını görüyoruz- en bomba transfer hamlesi olacağını söyleyebilirim. Özellikle yıldız yıldız diye çırpınan bazı taraftarlarımıza verilebilecek en güzel hediye olur. Girişimlerin olumlu sonuçlanmasını diliyorum.
Bu 5 oyuncunun dışında konuşulan isimlerden Bendtner, Rodallega, Kravets, Fernandao ve Mustafa Pektemek var. Tamamı forvet oyuncusu. Bendtner etkili bir cv'ye sahip gibi gözükse de gerek kulübü Rosenborg’un istediği 4 m Euroluk astronomik bonservis ücreti, gerekse kariyeri boyunca sürekli sorun olan ve sorunlarla boğuşan bir oyuncu olması nedeniyle bu şartlar altında bence transfer edilmemelidir. Youtube’dan 2 golünü izleyip de bu oyuncu iyiymiş diye atlamayalım arkadaşlar. Başka parametrelere de bakılması gerekiyor transfer yapılırken. Rodallega bir dönem Fulham ile İngiltere Premier liginde de oynadı ancak en etkili performansını sanıyorum Akhisarspor’daki performansıyla yakaladı diyebiliriz. Nitekim bu performansla da Trabzonspor’un yolunu tuttu ancak Trabzonspor’da başarılı olduğu söylenemez. Bunun yanında belki transfer edilerek tekrar bir şans verilebilecek bir oyuncu olabilir ama telaffuz edilen hem bonservis hem de oyuncu ücreti nedeniyle bence kulübü dinamitlemekten başka bir işe de yaramaz. Kravets, Fernandao ve Mustafa Pektemek ile ilgili olarak da görüşlerimi belirtmem gerekirse, o beklediğimiz uçacak, kaçacak ve gol sorununu çözecek bir oyuncu olup olmadıkları ciddi tartışma konusudur. Kravets daha çok yardımcı forvet gibi değerlendirilebilir ancak Yatabare transfer edilmişken de bence gereksiz olacaktır. Pektemek’in sakatlığı ciddi bir sorun teşkil ediyor. Risk alma noktasında olmadığımız da düşünüldüğünde bence bu oyunculara yapılacak yatırım, maliyet/performans etkisi düşünüldüğünde de akıllı bir hamle olmayacaktır.
Hep söylediğimiz gibi transfer süreçleri birçok riski bünyesinde barındırır. Ama bu noktada özellikle devre arasında yapılacak transferlerdeki en önemli kriter, oyuncunun maç eksiğinin olmaması ve kişisel özellikleri noktasında takım içinde sorun oluşturacak profiller olmamalarıdır. Şuan ilgilenilen oyuncuların tamamına yakını bu son kritere uyuyor ancak bize direkt fayda sağlayacak oyuncu transfer edilmesi gerektiğinden, hazır ve maç eksiği olmayan oyuncuların tercih edilmesi çok önem arz ediyor. İnşallah şu kabustan bir an evvel uyanacak hamleler yapılır ve Konyaspor taraftarı en azından ligin ikinci yarısını yürek güpürtüsü geçirmeden bitirir. Bunu bence fazlasıyla hak ettiler, hak ettik, ne dersiniz? Haksız mıyım?
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.