Cep telefonumdaki teknik bir arıza nedeniyle birkaç gündür hayatımda Facebook, Twitter, Instagram, Youtube gibi çok kullanılan uygulamalar yok. Bunun üstüne abone olduğum veya uygulamasını kullandığım haber siteleri de çıktı hayatımdan.

BİP, Telegram, Signal gibi Whatsapp’ın kaldırılma evresinde yüklediğim ve her birinden ayrı ayrı bildirimler aldığım uygulamaların olmaması da cabası.

Hepsiburada, Trendyol, n11, Yemeksepeti, getir gibi çok bilinen uygulamaların bildirimlerini de görmüyorum. Zaten yıllardır akıllı telefonda herhangi bir oyun oynama kültürü de oluşturamadım. Satranç, tavla, okey gibi oyunları telefonlarında bağımlılık derecesinde oynayan arkadaşlarıma hep hayretle baktım. Sorup konuştuğumda kafalarını bu şekilde dağıttıklarını dinledim.

Esince dinlediğim o çok sevdiğim müzikler de yoktu artık yanımda. Çölde susuz kalanlar misali telefonda internetsiz/uygulamasız kalmıştım. Yıllar sonra garip bir deneyim oldu. Böyle olmasını biraz da ben istedim. Zira yedek telefonla bu sorunu çözebilirdim. Ama içimden gelmedi.

Bu birkaç günün sonunda elde ettiğim çok önemli çıkarımlar var. Hepsini tane tane anlatacağım size.

1-Telefon diye adlandırdığımız bu nesne, bizlerin hayatını yönlendiren yaşam tarzımı etkileyen sağladığı kolaylıkların yanında bizleri tutsak eden bir aletmiş.

2-‘Özgürlüklerimiz elimizden alınmış’ fikrini kafa profilime sabitleyesim geldi.

3- Bildirimsiz hayatta ‘resmen dünya varmış’ diye haykırmak istedim.

4-Meğer dakika dakika haber takibi yapacağız, sosyal medyaya bakacağız, mesaj bildirimlerini kontrol edeceğiz, her 30 saniyede telefonu elimize alacağız diye hem bedenimizi hem zihnimizi ne de kötü yıpratmışız.

5-Gazeteci isen her şeyi bilmek zorundasın ızdırabını birkaç günlüğüne de olsa atmak ne de zevk alınacak bir şeymiş.

6-Bu uygulamalardan uzak kalabildiğime göre ‘telefon bağımlısı’ hastalığına tutulmadığım ortaya çıktı. Bunun verdiği mutluluk bir başka.

7- Boşluğa düşerim diye korkmayın. Çevrenizle daha çok konuşma isteği oluşuyor. Kitapların, gazetelerin elinizde kalma süreleri artıyor.

8-Fitne, yalan, iftira, ahlaksızlık ve bozgunculuk yuvası halini almış sosyal medya ortamlarını görmediğinizde çok büyük eksiklik hissetmediğinizi aksine beyninizin daha berrak olduğunu anlıyorsunuz.

9-İlgi alanına göre video izlemek güzeldi. Lakin Televizyon izlemenin bile şuan ki halimizden daha iyi olduğunu acı olsa da idrak edebildim.

Bu süreç bana cep telefonu olarak adlandırdığımız aletten elden geldiğince uzak olmamız gerektiğini bir kez daha gösterdi. İnşallah uygulayabilirim ama özellikle izin günlerimde kesinlikle kapatmayı veya sessiz modunda bir kenara koyup 24 saat elime hiç almamayı düşünüyorum.

Sizlere de tavsiye ederim.

Akıllı telefon edinmede yaş sınırı 10’un altına düştü. Yolda yayan yürürken, trafikte araba kullanırken; otobüste, dolmuşta, tramvayda hatta bisiklet üstünde seyahat ederken; misafirlikte veya kendi evimizde ailemizle birlikteyken elimizde hep cep telefonlarımız var. Eskiden televizyona ‘aptal kutusu’ derlerdi.

Gelen bildirimi kaçırmayalım diye, hayatın kendisini kaçırıyoruz haberimiz yok…

Dünya üzerine gelmiş canlılar içinde ölümün olduğunu yani öleceğini bilen tek yaratık insanmış! Lakin hiç ölmeyecekmiş gibi yaşayan tek varlık da insanoğlu…

Beden, ruh ve zihin sağlığımız için; daha kaliteli, seviyeli ve bereketli bir yaşam için en azından haftanın belirli günleri uyuşturucu gibi bizleri bağımlı halde tutan bu mendebur aletten uzak kalmaya çalışalım…

Sağlıkla ve mutlulukla kalın…