BENİMLE TATMİN Mİ OLUYORSUNUZ?
Bu satırları yazmak için bilgisayarın karşısına geçtim ama kafam çok karışık. Yani neyi nasıl yazacağımı, durumu nasıl izah edeceğimi bilemiyorum. Düzgün ve doğru şeyler yazmak için de en az hatayı yapmak istiyorum.
Cuma günü Konya’nın 1 numarası benim de yıllardır tanıdığım ama AK Parti’nin kuruluş günlerinden bu yana “başvekilim” olan Sayın Hasan Angı abim aradı. Genelde yazdığım yazılardan dahası sizlerden gelen eleştirileri bu köşemizde dile getirmekten duyduğu rahatsızlığı açıkça samimi bir şekilde dile getirdi.
Özetle dedi ki; “Uğur abi herkesin şikayetini ya da görüşünü köşene taşıyarak iyi niyetle çalışan düzgün doğru siyasetçilerin, yöneticilerin, bürokratların moralini bozuyorsun. Hem millet sana şikayetlerini yazarak kendini tatmin ediyor…”
Dolayısıyla ben de milletin benim üzerimden kendilerini tatmin etmelerini sağlıyorum.
…………..
Şunu çok açık net söylüyorum benim için Hasan Abim ne derse doğrudur.
Cuma günü söyledikleri de Hasan Angı abimizin penceresinden bakarsanız, “Doğru. Hem de yüzde yüz doğru…”
AK Parti İl Başkanı penceresinden bakarsanız “Yüzde bin beş yüz haklı…”
O zaman bu durumda ben haksızım.
Yani Nasreddin Hoca gibi “Sen de haklısın sen de haklısın” diyecek halimiz yok değil mi?
Siyasetçi haklı, bürokrat haklı.
Bize şikayetçi olan vatandaş haklı.
Bu durumu yazan Uğur Özteke hepten haksız…
…………..
Şimdi tekrar başa dönüyoruz.
AK Parti’nin kuruluşuna dönüyoruz.
Valalhi de billahi de o gün için siyasetçi de bürokrat da, dolayısıyla vatandaş da düzgün idi.
Bu kadar insan düzgün olursa Uğur Özteke’de düzgün idi.
…………….
Amaaa aradan geçen 15 yılda bu köprünün altından çooook sular aktı.
Bakın Hasan abimiz o gün için idealist ve gerçekten 1 numaralı insandı. Ve AK Parti ile işler çok güzel oluyordu. Şehir mutlu insanlar mutlu idi. Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere Cumhurbaşkanı’nın atadığı insanlara tereddütsüz şüphe etmeden güveniyorduk.
Dedik ya o köprünün altından çoook sular aktı diye.
Bugün içinde Sayın Hasan Angı Cumhurbaşkanımızın direkt atadığı isim. Yani 1 numara. Öyle sıradan çakma değil hakiki 1 numara.
Peki bizim tanıdığımız bildiğimiz Hasan Angı ile bugünkü farklı mı?
Hayır.
Aynı Hasan Angı.
Peki değişen ne?
AK Parti ile gelişen, büyüyen, refah seviyesi her halükarda yükselen dolayısıyla da değişen millettir.
Bizlerin beklentilerimiz değişti. Gelişti… Büyüdü… Yükseldi…
Ve o yüzden de AK Parti dolayısıyla Cumhurbaşkanımız Konya’da da bugün için Hasan Angı olduğu sürece biz beklemeye, istemeye devam ediyoruz.
Hasan abi ile anlaşamadığımız tek bir detay var.
O da bu millet 15 yıl önceki millet değil artık.
……………
Şimdi biz Cuma günü Hasan abim ile konuştuk ve sadece ve sadece bu konuda anlaşamadık. Çünkü bunun dışında Hasan Angı hep haklıdır.
Şimdi Cuma günü bunları konuştuk ve Hasan abi “yazma” dedi.
Ben de “peki” dedim
…………
Peki, peki, peki…. de şimdi önce benim canım biricik Hasan abim ve değerli büyüklerim, Allah rızası için empati yapın ve kendinizi Uğur Özteke’nin yerine koyun. Siz olsaydınız ne yapardınız? Neyi yazardınız?
Cumartesi günü bir dönem AK Parti İl Teşkilatında görev yapmış koca bir iş adamı bakın ne yazıyordu;
Cumartesi saat 09.25…
“Günaydın abi
Konya havaalanı gümrük çıkışlarındaki işkenceye bir yenisi eklendi. Uçağa binmeden son güvenlik geçişinde istisnasız tüm yolcuların ayakkabıları çıkartılıyor. Sorulduğunda güvenlik gerekçesi deniliyor. Özel güvenlikten bir görevli bu hassasiyetin derecesinin en ince ayarda olmasına verdiği cevap!!! Burası Konya burada her şey olur.
Bu kanaate bu arkadaş nereden vakıf oldu?
Ve ardından da bir de böyle cevap vermez mi?
Mücadelem orada başladı.
Tepki verdiğim güvenlikçiye sordum nerelisin diye ………………. dedi...
Bu şehir güvenli bir şehir senin ……‘dan da İstanbul’dan da İzmir’den Adana’dan Mersin’den de dedim.
Abi şikayetinizi yukarıya bildirin dedi. Yani bu hassas cihaz neden Konya’da bende merak ettim.
Bu hassasiyet taşıyorsak şu hassas uçak indirme görüş mesafesi aleti de alsak bari.
Ayakkabıları çıkarmaya devam….”
………….
Ben bu AK Partili iş adamımızın şikayetini sıkıntısı dile getirmeyeyim mi?
Bunu yazmayacaksam ne yazayım?
Şimdi bunu bana yazan işadamına dönüyorum.
“Abi sen kendini tatmin ediyorsun. Hem de benim üzerimden. Hem ayıp hem de günah” diyeyim mi?
………….
Pazar sabahı.
Yani dün sabah.
Sosyal medyadan vallahi de billahi de hiç tanımadığım görmediğim bilmedim bir insan. İlk defa yazışıyoruz.
Bakın Selçuk Bey ne yazıyor,
“S. A. Uğur abi nasıl başlasam bilemiyorum. Bir hafta öncesine kadar her şey Rabbime şükürler olsun çok güzeldi ta ki geçen perşembe gününe kadar. Abi çocuklar anneleriyle okullar tatile girince Tatköy mahallesinde oturan anneannelerine 3, 4 günlüğüne gezmeye gittiler keşke gitmeselerdi.
Gittiklerinin üçüncü gününde ishal kusma ve ateşle başlayan belirtiler sonucunda kendimizi hastane bulduk. Bugün 4.cü günümüz abi neden mi?
KOSKİ’nin içme sularından bu nasıl olur abi. Benim çocuklarım şu anda sudan kaynaklanan mikrop enfeksiyon dizanteri ne derseniz hepsi var. Benim çocuklarım şu anda hastalıktan dolayı üçü de ne bir tuvaletlerini yapabiliyor ne de bir şey yiyebiliyorlar. Küçük kızım derseniz mide ağrısından tuvaletini yapamamaktan poposu çatladı. Oğlum derseniz ateşli havale geçirdi. Yavrum ellerimizden uçtuydu az daha, çok şükür şimdi iyi.
Halen hastanede yatıyoruz abi neyse, niye bunu sana yazıyorum biliyor musun?
Abi benim çocuğum perşembe günü saat dörtte havale geçirdikten sonra ilk aklıma sen geldin.
Abi bu konuyla en iyi Uğur abi ilgilenir ama dedim ya böyle konularla Uğur abimi meşgul etmeyeyim dedim. Konunun muhataplarını arayayım dedim.
İlk Valilik geldi aklıma arayayım en azından KOSKİ ile irtibata geçilir. Tatköy’de suları keserler daha çok kişinin canı yanmaz dedim. Ama saat 6’da aramama rağmen bir muhatap bulamadım.
İl Sağlık Müdürlüğü’nü aradım orası biz ilgilenmiyoruz Halk Sağlığı Müdürlüğü ilgileniyor orayı ara dedi. Cuma günü bir ekip gidecekti, numune alınmış daha sonuçlar çıkmamış.
Oranın insanı hastalıktan kırılıp gidiyor. Ve halen sular açık. Uğur abi ben aradığım gün o sular kesilseydi şimdi Konya’nın hastaneleri bu salgından dolayı dolup taşmazdı Uğur abi. Ben sadece bize ve çocuklarıma bunları yapanları Rabbime havale ediyorum saygılarımla.
Abi dilimiz sürçtüyse affet abi…
Uğur abi biz Ali Kemal Belviranlı Hastanesinde yatıyoruz başka bir tanıdık da Beyhekim’de, size o arkadaşın sonucunu atıyorum.
…………..
Bu tahlil sonuçlarının olduğu belgeyi gönderdi.
………….
Sonuç.
Ben bunu yazmamayım mı?
Bu samimi insan bize ulaşmadan düşünmüş bir yerlere ulaşmaya çalışmış.
Sonuç alamamış veya tatmin olamamış bize yazmış.
Şimdi hiç tanımadığım bilmediğim bir insanın yazdıklarını görmeyeyim mi?
…………
Allah rızası için bana bir akıl verin.
Biz bir yerel gazeteci isek ne yazalım?
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Dua edecek güzel bir gönlün yoksa, güzel yürekli insanlardan dua iste
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Pazar günü öğle saatlerinde Başkent Hastane durağına bağlı bir sarı taksi sürücüsü Beyşehir Yolu Atlıhan kavşağında göz göre göre sürücülerin gözlerin içine baka baka kırmızı ışıkta geçmediği zaman daha iyi ADAM oluruz
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.