KENT SURLARI: İsaura kentini çevreleyen surların uzunluğu yaklaşık olarak 4 km. kadar dır. Ayrıca, kentin güney noktasın dan başlayıp, doğuyu çevreleyerek kuzey ucuna kadar giden ve doğal sur duvarlarının bir kısmı tahribata uğramış, fakat bir kısmı da tüm görkemiyle ayakta durmaktadır. İsaura kentin surları, yer -yer değişmekle beraber yaklaşık 250 - 300 metre aralıklarla inşa edilmiş kulelerle desteklenmiştir. Kent arazisinin doğal yapısın dan da yararlanılarak yapılan surlar, bazen toprak zemine bazen de kayalık zeminlere oturtulmuştur.
Surların taşları kentin için deki taş ocaklarından çıkartılmıştır. İsaura da gerek sur duvarların da, gerek diğer yapılarda kullanılan taşlar, açık kahverengidir. Çok az olarak mermer kullanılmasına karşılık, tüm yapılardaki taşlar kireç taşıdır. Kentin güney batısında yer alan taş ocağının için de büyük bir su deposu bulun maktadır surlara sağlamlık kazandırmak amacıyla, duvarlarda atkılı örgü tarzı kullanılmıştır. Anadolu’da sur duvarları yalnız kesme taşlarla yapılan bir çok antik kent mevcuttur. Alinda, Alabanda, Side, Perge ile Silyon kapısı, örgü sistemi olarak İsaura surları ile benzerlik gösterir.
İsaura’daki surların ölçüleri pek çok kısımla değişmekle beraber, genel olarak genişlik 3.20- 3.30 metre arasındadır. Buna rağmen surların üzerin deki gezinti yerlerin de günümüze hiçbir iz kalmamış tır. Sur duvarları arazinin topoğrafik yapısına uydurulmuştur. Bazı yerlerde düz olduğu halde, bazı yerlerde dirsek ve kademeler oluşturmaktadır.
Kuleler : İsaura kenti surların ve kapılarını koruyan kulelerin sayısı 14’tür. Kulelerden bir kısmı, özellikle şehir kapısı koruyan kule, günümüze kadar sağlam gelenlerdendir. Kulelerden bir kısmı dışarıya doğru daire şeklinde kaideler üzerine oturtulmuştur. Bilindiği gibi düşmana karşı savunmanın yapıldığı merkezler kulelerdir. Tekniğin hızla ilerlemesi ve ağır mancınıkların kullanılmaya başlanması, çok katlı kule yapımını zorunlu kılmıştır. İsaura’daki kulelerin bir kısmı da 3 katlıdır. Şehir kapısının hemen yanında bulunan kulenin yüksekliği 14.20 m. dir. Zeminden itibaren en üst noktaya kadar yaptığımız ölçümün gösterdiği bu yükseklik, belki de daha fazlaydı.
Kuleler bir birini görecek şekilde inşa edilmişlerdir. Sur duvarlarının ve diğer anıtsal yapıların yapıldığı kesme taşlar, kulelerde de kullanılmıştır. İsaura’daki kuleler, sur duvarlarına hem içerden hem de dışardan çıkıntı yapacak şekilde yapılmıştır. Kuleler yukarıya çıkıldıkça duvar kalınlığı biraz azalmaktadır. Zemindeki kalınlıklar ise 1.40-1.50m. civarındadır. Tek tek taşların bir birine bağlantısı, harç kullanılmadan sağlanmıştır. Bazı taşların üzerinde delikler bulunmaktadır. Bunlar, taşları kaldırırken kullanılan ağaç takozların tutturulduğu yerlerdir. Kulelerin alt kısımları, iri taşlardan kaba yonu düzeyli, üst katlarda ise ince yonu düzeyli olan taşlar kullanılmıştır. Şehir kapısını koruyan kule zeminden 14.40 m. yüksekliktedir.
İsaura’da tüm kuleler dörtgen, beşgen, altıgen ve daire planlı dır. Bu gibi kuleler çok planlı olduğundan, herhangi bir savaşta darbelerin etkisini azaltmak ve altıgen güllelerin dik olarak çarpmasını engellemek açısından önem taşır. Köşe taşları da, iki yüzlü yada bir birine geçme yoluyla bağlantı yapılarak, iki parçadan meydana gelmiştir. Katlar arası ise ahşap bölmelere ayrılmıştır. Bu bölmelere ahşap bir merdivenle çıkıldığını tahmin edilmektedir. Ahşap katların döşemeyi taşıyan kirişleri, kule bedenini taşıyan taş yuvalara oturmaktadır. Bu yuvalar halen mevcuttur. Kulenin her katının taban seviyesinden 1.20-1.30 m. yüksekliğinde mazgal delikleri mevcuttur. Bu delikler, bir insanın dışarıyı rahatça görebileceği yüksekliktedir. Mazgallar, dışarıdan yalnız 0,12 m. genişliğinde iken içeride 1 m. bulmaktadır. Mazgal delikleri genellikle eğri konan taşlardan inşa edilmiştir. Hatta bazı yerlerde taşlar oyularak yapılmıştır. Böylece dıştan gelen atışların etkisi azaltılmıştır.
Kulelerin giriş kapılarının ölçüleri yer yer değişmekle beraber 1.40 m. genişliğinde ve 2.4 m. yüksekliğindedirler. Kentte iyice sağlamlaştırılan kapı lentosu olarak bir taş bloğu kullanılmıştır. Kulelerin üst kısımları yıkıldığından nasıl bir sisteme sahip oldukları bilinmemektedir. Yalnız kulelerin surlarını boşaltmak ya da düşmanların saldırılarında üzerlerine sıvılaştırılmış şeyler dökmek için taştan oyulmuş küçük oluk parçacıkları kule zemininde yıkıntılar arasında bulunmaktadır.