Dünya Kupası, Filistin'le dayanışmanın sahnesi oldu
İsrail'in bazı Arap ülkeleriyle ilişkileri normalleştirme için imzaladığı anlaşmaları övgüyle yorumlayan İsrail basını, Dünya Kupası'nda "Arap halklarının bu anlaşmalara karşı çıktığı ve Filistin'e desteğin azalmadığı" gerçeğiyle karşılaştı.
Katar, FIFA Dünya Kupası'na ev sahipliği yapan ilk Arap ve Müslüman ülke oldu. Dünyanın dört yanından yüz binlerce futbolsever Katar'daki maçları izlemek için bilet almakta yarıştı. Arap ve İslam dünyasından çok sayıda futbolsever de Dünya Kupası için küçük Körfez ülkesine gitti.
İsrail ile diplomatik ilişkileri bulunmayan Katar, FIFA'nın arabuluculuğundaki anlaşmayla İsraillilerin, Tel Aviv'den Doha'ya direkt uçması için ticari seferlere izin verdi. İsrail Dışişleri Bakanlığı, bu süreçte Doha'da İsrailliler için geçici diplomatik misyon kurdu.
İsrailli yorumcular, 2020'de Abraham Anlaşmaları olarak adlandırılan bir dizi anlaşmayla Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn, Fas, Sudan ve Çad gibi ülkelerle normalleşme yoluna gidilmesinin ardından Katar ile yapılan anlaşmayı diplomatik başarı şeklinde değerlendirdi.
Bununla birlikte Katar'daki Dünya Kupası uluslararası alanda Filistin'le dayanışmanın sahnesi oldu.
İsrail basınına Filistin bayrak gösterisi
İsrail yönetimi, Filistinlilerin özellikle işgal altındaki Doğu Kudüs ve İsrail içindeki diğer bölgelerde Filistin bayrağı açmasını engelliyor.
FIFA, Dünya Kupası kuralları gereği politik pankartların, sembollerin tribünlerde sergilenmesine izin vermiyor. Filistin bayrağı, İsrail açısından politik sembol niteliği taşımasına rağmen FIFA kurallarına aykırı nitelik taşımıyor.
Dünya Kupası için Katar'a giden İsrail televizyonlarının yayınları sırasında taraftarların Filistin bayrağı açarak kadraja girmesiyse turnuva ilerledikçe sıradan bir hal aldı.
Turnuvanın ev sahibi Katar ve Arap dünyasından taraftarların, kendilerine mikrofon uzatanın İsrail basını olduğunu öğrendikten sonra yayına katılmayı reddetmesine ilişkin görüntüler sosyal medyada sıkça paylaşıldı.
İsrail televizyonuna konuşan Mısırlı taraftarların da İsrailli muhabir canlı yayındayken "Filistin çok yaşa" dediği görüntülere yansıdı.
İngiltere'nin ikinci tur maçında Senegal karşısında elde ettiği galibiyetin ardından İsrail televizyonunun canlı yayınına katılan İngiliz taraftar grubu da görüntülere yansıyan kutlamalarının ortasında "Ama en önemlisi Filistin'e özgürlük" diye bağırdı ve yayını terk etti.
Faslı futbolcular galibiyeti Filistin bayrağıyla kutladı
Katar'daki Dünya Kupası'nda çoğu yorumcuya göre sürpriz bir başarı yakalayan Fas, 2020'de İsrail ile normalleşme anlaşması imzalayan Arap ülkeleri arasında yer almıştı.
Rabat, bu anlaşmanın ardından Tel Aviv yönetimiyle güvenlik, ticaret ve kültürel ilişkileri geliştirmek için birçok adım attı. Faslılar ise her fırsatta Filistin'le dayanışma gösterisinde bulunmaktan geri durmadı.
Katar'daki turnuvada İspanya'yı penaltılarla eleyerek çeyrek finale yükselen Fas Milli Takımı oyuncuları da yaptıkları kutlamada Filistin bayrağı açarak poz verdi.
Sembolik 48. dakikada tribünlerde Filistin bayrakları
Dünya Kupası grup maçlarında, Tunus ve Avustralya'nın 26 Kasım'daki karşılaşmasında Tunuslu taraftarlar tribünde 48. dakikada üzerinde "Filistin'e özgürlük" yazılı büyük bir Filistin bayrağı açtı. Sonraki gün oynanan Fas-Belçika maçında da Fas tribünlerinden sembolik 48. dakikada Filistin bayrağı açıldı ve Filistin için sloganlar atıldı.
Fas'ın Belçika karşısında 2-0'lık galibiyetinin üzerine Faslı milli futbolcu Jawad el-Yamiq, Filistin bayrağı açarak ülkesinin galibiyetini kutladı.
Faslıların, Dünya Kupası için kurulan taraftar alanlarında hep bir ağızdan Filistin marşları söylemesi, Arap dünyasında sosyal medya üzerinden yoğun biçimde paylaşıldı.
Tunus ile Fransa arasında oynanan grup maçında ise Tunuslu bir taraftar elinde taşıdığı Filistin bayrağıyla sahaya girdi. Güvenlik görevlileri taraftarı yakalayıp sahadan uzaklaştırmaya çalışırken tribünlerden "Filistin" sloganları atıldı.
İsrail basını Katar'da umduğunu bulamadı
Katar'a Dünya Kupası'nı izlemeye giden İsrail basını, karşılaştıkları muameleyi "düşmanca" diye tanımladı.
İsrail'in önemli gazetelerinden Yedioth Ahronoth'un turnuvayı takip eden muhabiri Ras Shechnik, Katar'daki deneyimlerine ilişkin sosyal medya paylaşımında, maçları izlemeye gelen yerel halk ve yabancı taraftarların bir "ret ve düşmanlık atmosferiyle" karşılaştıklarını ifade etti.
Doha'da geçirdiği 10 günden sonra "yaşadıklarını gizlemeyeceğini" belirten Schechnik, "nefret edilmiş, düşmanlıkla sarılmış ve hoş karşılanmamış" hissettiğini aktardı.
İsrailli gazeteci Dor Hoffman da kullandığı taksinin şoförünün, İsrailli olduğunu öğrendikten sonra kendisini arabadan indirdiğini ve parasını kabul etmediğini kaydetti.
"İsrail'in normalleşme anlaşmaları karşılık bulmadı"
Londra merkezli Middle East Eye internet sitesinden Firas Ebu Hilal, İsrail basınının Katar'da karşılaştığı muameleyi değerlendirdiği yazısında, "Filistin'e karşı kitlesel desteğe sahne olan turnuvanın Arap toplumları arasında İsrail ile normalleşmeye karşı itirazı ortaya çıkardığını" belirtti.
Dünya Kupası'nın "Fas'tan Suudi Arabistan'a kadar Arap halkları için İsrail ile normalleşmeye karşı kendilerini ifade etmeleri için açık alan oluşturduğunu" kaydeden Ebu Hilal, "halkların futbol pankartlarında, taraftar alanlarında ve sokaklarda söz söyleyebildiğini" aktardı.
Ebu Hilal, "Dünya Kupası, Arap rejimlerinin dayattığı İsrail ile normalleşmeye Arap kitlelerinin karşı koyduğunu ortaya koyuyor. İsrailli gazetecilerin turnuvada karşılanmalarına ilişkin yaşadığı şok, İsrailli politikacıların inşa etmeye çalıştığı çarpık algıyı ortaya koyuyor." ifadelerini kullandı.
ABD'li yorumcuların "Filistin meselesinin artık Arap dünyası için önemli olmadığı, İsrail'in Filistin meselesini çözmeden Arap ülkeleriyle barış ve normal ilişkiler" tesis edebileceği şeklinde analizler yaptığına işaret eden Ebu Hilal, "Katar'daki Dünya Kupası'ndan gelen görüntülerin bu iddiayı çürüttüğü, Arap rejimleri bu fikirde olsa da Arap kitlelerinin şüphesiz aynı görüşte olmadığı" değerlendirmesinde bulundu.
ABD'li düşünce kuruluşu Washington Enstitüsünün temmuzda yayımladığı ankette, Bahreyn, Mısır, Ürdün, Kuveyt, Lübnan, Suudi Arabistan ve BAE'nin yer aldığı 7 Arap ülkesinde katılımcıların yaklaşık yüzde 80'i, İsrail'in Arap ülkeleriyle imzaladığı normalleşme anlaşmalarını, "çok olumsuz" ya da "bir şekilde olumsuz" olarak değerlendirmişti.
Kaynak:Anadolu Ajansı
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.