Dünya Sağlık Örgütü: İnsan ömrü nasıl uzayabilir
İnsan sağlığı, gıdası, giyimi, davranışı, huyu, eğitimi, ömrü, sosyal yapısı velhasıl bir canlıyı alakadar eden, çevreleyen her türlü konular hakkında oldukça fazla araştırma ve görüşler vardır. Öyle de bunlar arasında önem sıralamasına göre önde olanlardan ikisi gıda ve sağlık olsa gerek. Ancak sağlık ve gıdayı tehdit eden küresel güçler ve kötü etkilenmeler de yok değil.
Son yıllarda küresel ısınma ve kuraklığa bağlı gıda arzı ve yaygın hastalıklar ile alakalı yorumlar da yenilendi. Bu arada dünyada yaş uzunluğu ile ilgili araştırmalar da yenilenmiş durumda. Onlara göre insan ömrünün süresi ile ilgili ana konu hava kalitesi olsa gerek ki Chicago Üniversitesi tarafından yayımlanan Hava Kalitesi Yaşam Endeksi raporunda, hava kirliliğinin insan ömrüne etkileri inceleme çalışmalarından elde edilen sonuçları ile konuyu vurgulamışlar.
Rapora göre, tüm ülkelerin DSÖ’nün hava kirliliği standartlarını karşılamasıyla ortalama insan ömrünün 2.3 yıl uzayabileceği; bunun da dünya nüfusuna 17.8 milyar yaşam yılı ekleyebileceği aktarıldı. Bu genel etkilenmeden sonra özel buna etki eden konuları ele alalım. Yani 2 yıl ömrün uzamasının karşılığı tüm insanlık için 17.8 milyar ilave boğaz demek oluyor.
İnsanın yaşadığı ortamın hava kalitesi, temiz suya ve gıdaya arzı önemli olmaktadır. Hava kirliliğinin insan hayatına yönelik en büyük dış tehdit olduğu ve bu tehdidin etkisinin en fazla Güney Asya’da ölümlerle sonuçlandığı rapor ediliyor.
Burada Bangladeş, Hindistan, Nepal ve Pakistan’da mevcut kirlilik seviyesinin devam etmesinin buralardaki insan ömrünü ortalama 5 yıl düşürebileceğine dikkat çekildi.
Raporda, 2013 yılından bu yana dünyadaki kirlilik artışının yaklaşık % 59’unun tek başına Hindistan dan kaynaklanmaktaymış. Yeni Delhi’deki hava kirliliğinin DSÖ’nün yıllık standartlarına uygun olması ile Delhi sakinlerinin yaklaşık ortalama 12 yıl daha uzun yaşamasına imkân sağlayabilecekmiş.
DSÖ’nün belirlediği sınırdan altı kat fazla kirliliğin yaşandığı Çin’in ise 2013’ten bu yana hava kirliliğini % 42.3 azalttığı ve böylelikle vatandaşlarının 2 yıl daha uzun yaşamasını sağlayabilecekmiş.
Öte yandan raporda, Afrika ülkelerinden Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Ruanda, Burundi ve Kongo Cumhuriyeti’nin dünyanın hava kirliliği en yüksek 10 ülkesi arasında yer aldığı belirtilirken Asya ve Afrika’nın birçok bölgesinde hava kirliliğiyle mücadele edecek altyapının bulunmaması gösterilmiş.
ABD’de Temiz Hava Yasası’nın yürürlüğe girdiği 1970’e göre bugün hava kirliliğinin % 64.9 düştüğü; bu sebeple ülkedeki ortalama yaşam süresinin 1.4 yıl uzadığı ifade edildi. Ancak burada ABD’nin dünya enerji üretiminin % 25 ini, beraberinde Hindistan ve Çin ile de tüm enerjinin % 60’ını tükettiğini belirtmek gerekir ki, fazla enerji kullanımı (fosil yakıtlara bağlı olarak) çevre kirliliği demek oluyor.
1998’e göre % 23.5 daha az hava kirliliğinin yaşandığı Avrupa’da ise ortalama yaşam süresinin yaklaşık 4.5 ay arttığı kaydedildi. Avrupa da ki artış sadece temiz enerji değil gıda tüketimine bağlı durumda.
AQLI kurucusu Profesör Michael Greenstone’e göre hava kirliliğinin dünyadaki ortalama hayat süresi üzerindeki etkisinin dörtte üçünün Bangladeş, Hindistan, Pakistan, Çin, Nijerya ve Endonezya’dan kaynaklandığını açıklayarak bu altı ülkedeki insanların soludukları havanın hayatlarından 1 ila 6 yıldan fazla çaldığını kaydetti.
Raporun tümüyle okunduğu durumda gelişmiş ülkelerde ortalama hayat dünya ortalamasının (73 yıl) üzerinde. Ortalama yaş ABD de 78, Japonya’da 84, İngiltere’de 80, Hindistan’da 69 yıldır. Ömür 1960 da, Japonya’da 67, ABD de 70, İngiltere de 71 yılmış.
Dünya ömrü ile ilgili boş emperyal anlayışla çıkarılan savaşlar, açlıktan bebekken ölen (öldürülen) insanlar, hava kirliliği, temiz-yeterli gıda ve temiz suya ulaşma zorluğunu da unutmayalım.
Adaletli ve sağlıklı bir dünyaya açılan insanlığa ve ülkeme selam olsun. Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.