Güvenç Kurtar ve Metin Yıldız'ın Konyaspor’da oynadığı senelerde Konyaspor’un Antalyaspor ile maçı vardı. Biz üç arkadaş Antalya'ya gitmeye karar verdik. Aynı zamanda Ramazan ayıydı. Ben oruçtum, iki arkadaş değildi. Yolda üzüm bahçesine girdik iki arkadaş üzümlerden yediler. Antalyalı İbrahim Tarla ismindeki arkadaşım beni, Antalya Andspor’un kaptanı Arap Ahmet ile daha önceleri tanıştırmıştı. Konya'ya deplasmana geldiğinde bana uğrar hoş sohbet ederdik. Antalya'ya vardığımızda şarampol mahallesinde Arap Ahmet'i bulduk beraber maça gittik. Antalyaspor- Konyaspor maçı başladı. Antalyaspor’da oynayan Metin ismindeki oyuncu, Antalya'nın zengin çocuklarında biriydi. Galatasaray ve Fenerbahçe istedi gitmedi. Maçın ilk yarısında 18’in köşesinde topa öyle bir vurdu ki kalenin çapraz köşesine top girdi ve orda kaldı. Konyalı olarak, golü ayakta alkışladık. Konyaspor’un kalecisi İsmail, ertesi günkü ifadesine göre top toplayan çocuk topu indirmeye çalışırken hakem seslenmiş çocuğa, “Bu güzel golü biraz seyredelim” diye bağırmış…

Maçın ikinci devresinde Güvenç Kurtar'a takım arkadaşından bir orta geldi. Antalya kalesine kafayla golü attı. Beraber maça gittiğimiz Hasan Uzunoğlu arkadaş ayağa kalktı, bu da gol diye bağırdı. Arkadan biri geldi Arap Ahmet' e bir yumruk vurdu. Ahmet o yumruğun karşılığını verdi. Maç bitti, kavga bitmedi. Maçtan sonra kargaşa çıktı, herkes birbirine girdi. Sonunda kavga bitti. Biz de stattan çıktık. Arkadaşlarla beraber akşam yemeği yedik sonra vedalaştık yola çıktık.

****

Galatasaray’ın ve Milli Takımın Türkiye'nin Maradona’sı olarak bilinen Konyaspor’da da oynayan Metin Yıldız arkadaşımla çok hatıramız var. Bir gün İstanbul'dan kumaş getirdim. Metin dükkana geldi kumaşlara baktı, kahverengi bir kumaş beğendi. “Hasan bana bu kumaşı dik, beğenmezsem almam beğenirsem iki misli para vereceğim” dedi. Elbiseyi diktim beğendi dediği gibi iki misli parayı verdi. Konyaspor, Feriköy deplasmanına gitti. Maç akşamı arkadaşları ile yemeğe gitmişler benim diktiğim elbiseyi giymiş arkadaşları sormuşlar elbiseyi nerden aldın demişler. Metin de, “Paris’ten aldım” demiş, hava yapmış. Aradan bir zaman sonra elbisenin içinde benim isminin olduğu etiketi görmüşler, “niye Yalan Söylüyorsun”?” demişler. “Konya'da böyle sanatkarlar var mıymış?” demişler. Ertesi gün Metin Konya'ya geldiğinde bana kızdı,  “Etiketi niye diktin beni mahcup ettin” dedi. Konya'ya öyle futbolcular geldi geçti ki hepsinin hatırası var. Sağ olanlara sağlık sıhhat, ölenlere rahmet dilerim.