Ya gideceğimiz El-Halil’de bizi neler bekliyordu ki?
El-Halil, Kudüs’ün otuz beş kilometre güneyinde bir yerleşim birimi Resmi olarak Filistin Devleti’ne bağlı olan şehrin tamamı Filistinli. Adındaki “el: belirlilik takısıyla” doğrudan Hz. İbrahim’e nispet ediliyor.
Hz. İbrahim’in, Birüssebi’de kaç yıl kaldığını bilmiyoruz, çünkü onun Filistin’deki hikayesi El-Halil’e gelişiyle açılıyor.
Zira Hz. İbrahim, Hz. İsmail ile kendi kavminin ana vatanında yeniden dirilmesine vesile olurken, Hz. İbrahim’in milletinden olan Müslümanların Mekke’den gelip Kudüs’ü fethi de yine aynı bilgi üzerinden, nesiller boyu süren bir tür “eve dönüş” idealinin gerçekleşmesine dönüşüyor.
Memluklar zamanında Halilürrahman Camii’ne eklenen bir medrese ve bir şifahane ile sosyal açıdan da önemli bir şehir haline getirilen El-Halil 25 Şubat 1994 tarihinde, Amerikalı bir Yahudi’nin zikredilen mekanda namaz kılan Müslümanları tarayarak kırk sekiz kişiyi şehit etmesi başta gelmek üzere, bunun öncesinde ve sonrasındaki yüzlerce meşum olayla bugünkü korkunç işgalle buraya artık esir şehir deniliyor.
El-Halil daracık bir vadinin içinde bulunuyor. Bu vadinin girişine İsrail, yerleşimci Yahudiler için küçük bir mahalle kurmuşlar... Bu mahalledekileri korumak adına tam teçhizatlı İsrail askerleri yolu tutmuş, nerdeyse El-Halil’e uçan kuşları bile onlardan izin almadıkça uçurtmuyorlar.