Giderayak
2024 ne yaptıysa giderayak yaptı. Asgari ücretliye taktı. Emekliye uzaktan baktı. Kim ne dedi ne istedi, duymadı aldırmadı. Asgari ücret rakamı derin bir hayal kırıklığı yaratırken, hemen herkes, hani en kötü geride kalmıştı demekten kendini alamadı.
Giderayak Meclis aritmetiğine de taktı 2024. Parti grupları sallandı, fireler verilmeye başladı, yuvaya dön çağrıları, gemileri yakma niyetinde olanların işlemlerini hızlandırma gibi ne kadar argüman varsa hepsine birden el attı.
Gemileri yakanlar, yakmak üzere hazırlananlar. Geçeceği yere biz eskiden aynı bağın gülüydük diye selam gönderenler, aynısıyla mukabele görenler harekete geçtiler.
Giderayak, öte yakayı, beri yakayı, karşı yakayı toparlamaya girişti 2024. Muhtemelen benden bu kadar, devamını sen getir 2025 diyecek…
Son günlerde toplama işlemi öne geçti…Bir artı bir, artı üç, artı on üç. Kaç daha lazım? Bilebilmek çok güç…
Elde kaç var, kaç daha gelse ne olur?
Ne demişler, su akar yolunu bulur.
Deniyor ki, bu toplama, yeni yıla sarkmalı, farklar kapanmalı, her artı heyecana yeni renkler katmalı…
Ya sonra?
Toplayalım, toplanalım, çarpım işlemine başlayalım denildiği an, toplayan, yeni yıldan münasip bir ay seçecek…
Sonra da şu şöyle, bu böyle, yok öyle, bundan sonra böyle deyip geçecek…
Şu anda hangi yakada ne var, kim ne kadar olur, kim uyar, sonuçları sonrasına, kalana, çıkana, bölene, bölünene çıkanları ekliyor, yani topluyor.
Yıl bitmeden, yenisi gelmeden ağlar ve bağlar kuruluyor, sular duruluyor, akıl tutuluyor, kimse de sormuyor, hayırdır ne oluyor?
Siyasetin doğasında, partilerden istifa da edilir, gidilecek yere de çekilir gidilir diye bir mevzu var!
******
Bir zamanlar “yetmez ama evet” diye bir yaklaşım vardı. Tarih yine tekerrür mü ediyor?
O geçiş, ya da dönüş mevsimi geri mi geliyor? 2024 giderayak, bu hareketlenmeye bir defa daha “yetmez ama evet” benzeri bir şeyler dedirtecek galiba…
2024’ü şarkılara sorarsanız, düşen sarı yapraklardan, yeni yeşillendi fındık dallarından, artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok ve güle güle sana yolun açık olsun demekten kendinizi alamazsınız.
Bütün bu yaklaşımlar anlaşılmaz bir yıl olan 2024 yılının son günlerine damgasını vurdu.
Enflasyon ve hayat pahalılığının felç ettiği insanımıza hiç ama hiç iyi gelmeyen 2024, siyasetimize ve dünya siyasetine de ilaç gibi geldi.
Suriye’ye de rejimi değiştirdi.
Amerika’da Trump bir daha kazandı.
İsrail bulunduğu bölgeyi dikensiz gül bahçesi haline getirdi. Astığı astık, kestiği kestik, “Ali kıran baş kesen” oldu.
*****
Giderayak, güvendiğim dağlara en çok kar bu yıl yağdı demeye başladı insanlar.
Ne ummuştuk ne bulduk…Bu bize yapılmamalıydı…Biz bunu hak etmedik…
Bu ücretlerle kolaysa gelinde siz geçinin demeye başladılar.
Kira 20 bin yeni zam 22 bin yüz dört lira. Bu işin matematiği falan kalmadı…
2024 sözüm ona emeklilerin yılıydı. Gider ayak dahi emeklilere bir hayrı dokunmadı.
Olmaz komaz olsun böyle gün diyen emeklileri duyan oldu mu?
Olmadı.
Olsaydı da pek bir şey değişmezdi.
Amma velakin…
2024 Enflasyona yaradı… Hayat pahalılığına yaradı…Marketlere yaradı…
Kime mi yaramadı?
Emeklilere, asgari ücretlilere, atanamayanlara, işsiz kalanlara, esnafa, çiftçiye, köylüye…
2024’ün sesini kimsenin duymadıklarına yaramadığı kesin…Bu fasıl bayağı bir derin…Öyle bir derin ki…O derinlik dipsiz bir kuyu gibi…O kuyuya düşen, henüz dibe varmadı, çünkü düşüşü devam ediyor.
*****
31 Aralık gece yarısı olduğunda, eski yıl hadi bana eyvallah dediğinde ne mi olacak?
Bazılarımıza göre hiçbir şey…
Bazılarımıza göre de…
Yeni bir umut…Yeni bir toparlanma…Yeni bir kendine geliş…
Bazılarımız 2024’te kalacak.
Sezen Aksu’nun o güzel şarkısında dediği gibi, “Ben sende tutuklu kaldım” diyecek…
2024 yılının dokunmadıkları, el uzatmadıkları, görmezden, bilmezden, duymazdan geldikleri, dibin dibini görmeye devam edenleri, yıl 2025’e döndüğünde etraflarına bir daha bakacaklar.
Her yer bir daha hiç kalkamayacaklarla dolu, belini doğrultamayacaklarla dolu.
Seslenecekler, o bize iyi gelmeyen yıl gitti, kalkın artık diyecekler. Lakin o seslendiklerinden hiçbiri kalkıp gelemeyecek.
Kalkabilenler, doğrulabilenler, onları 2024’te bırakıp ilerleyecekler…
Biraz buruk…Biraz hüzünlü…Ve ağlamaklı…
Kolları kanatları moral olarak kırık bir vaziyette…
*****
2024 karmakarışık bir yıldı…
Kimi güldürdü, kimi yoldan çekti, kime sataştı, kimle dalaştı, kime vurdu geçti en iyi o biliyor.
Kime dokundu? Kimi ürküttü? Kimi korkuttu?
Kimi unuttu?
Kimi öğüttü?
Kime yaklaştı? Kimden uzaklaştı?
Kimi tuttu kaldırdı? Kimi savurdu attı?
Kime kaşını çattı?
Kime elini uzattı?
Kimi anladı? Kimi dinledi?
Giderayak söyleyecek değil ya…
Gün gelecek hükmü Tarih verecek, belki diyecek ki, bir 2024 vardı, insanlar barışı o yılın her gününde nafile aradı.
*****
2024’te kiminin şansı açıldı. Kimi şansım ve bahtım açıldı sandı. Kimi paçaları erken sıvadı, daldı suya...Su sığ mı, derin mi, boyumu aşar mı, içinde girdap var mı, akıntılar güçlü mü, sürüklediğini nereye doğru sürükler, bir bilen, bir gören, bir yol gösteren var mı?
Bir başka sayfa da…
Kimi yaktı gemileri…Gemileri yaka-yaka gelmişlerdi zaten…Gözlerini kırpmadan bir daha yaktılar… Nasıl yaktık amma diye de geriye doğru dönüp baktılar giderayak…
Yeni bir yıl, elimizde hesaba-kitaba sığmayan, yaptığımız hesaplara uyacağı meçhul, 365 tane yepyeni gün.
Ne olur ne biter, kim gelir, kim gider?
Herkes bir şeyler söyleyebilir…
Lakin, en doğrusunu Rabbimden başka kim bilebilir?
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.