Hemen Her Yerde
Siyasilerimizin çok sık tekrarladıkları bir cümle var;
“Bu devletin vatandaşları birinci sınıf vatandaştır.”
Yıllık geliri 15 bin doları aşan bir memlekette artık bunu söylemek çok doğaldır.
Aslolan; bunu konuşmak abesle iştigaldir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin asıl hedefi; birinci sınıf devletler ve Muasır Medeniyetler safına katılmak olmalıdır.
Siyasilerimiz eğer, birilerini değil de cümlemizi kapsayacak bir cümle arıyorlarsa bu sözü slogan haline getirmeli ve gereğini de yapmalıdırlar.
Türkiye Cumhuriyeti’nin birinci sınıf devlet olması demek, Düvel-i Muazzama’nın kimseye zırnık koklatmadan bölüştükleri refah pastasına el uzatması demektir ki, “Kurtlar Sofrası” sözünden muradımız da budur.
Bütün tespitlerin açıkça adresi de bellidir.
Bu da hepimizin rahatlıkla söyleyeceği “Batı”nın ta kendisidir.
Herkes günün her saatinde ve her anında fikriyle, zikriyle, mesaisiyle, emeğiyle, yüreğiyle, “Batı” denilen şeyle hesaplaşmak ve yaptığı “iş”te Batı’yı aşmak zorundadır.
Günümüzün moda kelimesi “Cihat” kavramının en anlamlı karşılıklarından biri de herhalde bu olsa gerekir.
Winston Churchill’in büyük bir azimle ve belagatla ifade ettiği gibi; “Kıyılarımızda çarpışacağız, plajlarımızda çarpışacağız. Karaya çıkabilirler, ama biz kırlarda, sokaklarda, hemen her yerde çarpışacağız. Fakat asla teslim olmayacağız.”
Söz sahibi olmak…
Güç sahibi olmak…
Sözü dinlenir olmak…
Ezilmemek…
Dik durabilmek…
Kurtlar sofrasında var olmanın amentüsü de işte bu olsa gerekir, kanaatindeyim.
Birinci sınıf insan,
Birinci sınıf millet
Birinci sınıf devlet
Kim istemez ki?
O zaman;
Hemen her yerde hazırlanmalı
Gerekirse koşmalıyız.
Her şeye hazırlıklı olmalıyız.
Velhasıl kendimizi de aşmalıyız.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.