"Her Yıl 18 Milyon Kişi Kalp-damar Hastalıklarından Ölüyor"

İSTANBUL (AA) - HATİCE ŞENSES - Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Klinigi Eğitim Görevlisi Doç. Dr. Mehmet Yunus Emiroğlu, kalp sağlığının değerinin daha iyi anlaşılması, tanı ve tedavi yöntemlerindeki ilerlemelere rağmen kalp ve damar hastalıklarının dünyada ve Türkiye'de ölüm nedenleri arasında hala ilk sırada geldiğini belirterek, "Kalp ve damar hastalıklarının her yıl tüm dünyada 18 milyon insanın ölümüne sebep olduğu bilinmektedir." dedi.

Emiroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son yıllarda artan medya imkanlarının, tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye'de de kalp sağlığı hakkında toplumumdaki merakın ve bilgi düzeyinin artmasına sebep olduğunu aktardı.

Kalp ve damar hastalıklarıyla ilgili risk faktörleri arasında yaş, cinsiyet, genetik gibi değiştirilemez risk faktörleri olduğunu belirten Emiroğlu, sigara, sağlıksız beslenme alışkanlıkları, alkol, hareketsiz yaşam, şişmanlık, kan yağlarının yüksekliği, yüksek tansiyon ve şeker hastalığı gibi düzeltilebilir risk faktörlerinin de bu hastalıkların oluşmasında önemli rol oynadığına işaret etti.

Doç. Dr. Emiroğlu, "Günümüzde kalp sağlığının değerinin daha iyi anlaşılması ve tanıyla tedavi yöntemlerindeki ilerlemelere rağmen kalp ve damar hastalıkları dünyada ve Türkiye'de ölüm nedenleri arasında hala ilk sırada gelmektedir. Kalp ve damar hastalıklarının her yıl tüm dünyada 18 milyon insanın ölümüne sebep olduğu bilinmektedir." şeklinde konuştu.

Özellikle düzeltilebilir risk faktörlerinin kalp ve damar hastalıklarının önlenmesi stratejilerinin temelini oluşturduğunu vurgulayan Emiroğlu, şunları kaydetti:

"Fiziksel hareketliliği artırmak, sağlıklı ve doğal beslenme, zararlı katkı maddeli gıdalardan uzak durmak, tütün kullanımını bırakmak gibi çok temel değişiklikler kalp hastalığı riskini yüzde 80 oranında azaltabilmektedir. Modern yaşamın getirdiği olanaklar nedeniyle insanlar daha az hareket eder hale gelmekte, değişen yaşam tarzı insanların beslenme alışkanlıklarını da kötü yönde etkilemektedir. Beslenmenin daha çok hayvansal kaynaklı gıdalara dayanması, sebze ve meyvenin yeterince tüketilmemesi, aşırı yağlı, soslu, yüksek enerjili gıdalar tüketilmesi, fiziksel aktivite eksikliği ile birleştiğinde kalp damar hastalıklarına yakalanma riskini artırmaktadır."

- "Kalp sağlığı çocukluktan itibaren başlıyor"

Doç. Dr. Mehmet Yunus Emiroğlu, kalbi korumak için, "Tütün, tütün ürünleri ve alkolden uzak durun, sağlıklı ve dengeli beslenin, tuz tüketimini kısıtlayın, düzenli olarak yürüyüş yapın, kan basıncı (tansiyon), kolesterol, şeker (diyabet) kontrollerini yaptırın, hekim tarafından verilen ilaçları düzenli olarak kullanın, stresten uzak durun." şeklinde önerilerde bulundu.

Beslenme alışkanlıklarının çocukluk yaşlarında başladığından, bu yaşlardan itibaren sağlıklı beslenme alışkanlığının yerleştirilmesiyle toplumun kalp-damar hastalığı riskinin azaltılabileceğini ifade eden Emiroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çünkü kalp sağlığı çocukluktan itibaren başlar. Aşırı kalori ve tuz tüketilmesinin önlenmesi, hayvansal yağların azaltılarak bitkisel yağların, taze sebze, meyve, liften zengin yiyecekler ve balığın daha çok tüketildiği bir beslenmenin benimsenmesi kalp damar hastalığı riskini azaltmaktadır. Fazla kilo hem kendi başına hem de şeker, tansiyon ve yüksek kolesterol gibi hastalıkları tetikleyerek kalp sağlığı için yüksek risk oluşturmaktadır. Kalp sağlığı için haftanın üç günü en az 30 dakika yürüyüş yapmaya özen gösterilmeli. Düzenli yapılan egzersiz kalp sağlığı için oldukça faydalıdır. Asansör yerine merdiven, kısa mesafelerde otomobil yerine yürüyüş tercih edilmeli. Stres, öfke, depresyon kalp damar hastalıkları oluşma riskini artırmaktadır. Kişi stres altındaysa ve bu sorunları yok etmekte güçlük çekiliyorsa bir uzman yardımı alınabilir. İç huzur ve aile ortamındaki mutluluk kalp sağlığının korunmasında çok etkilidir."

Doç. Dr. Emiroğlu, sigaranın önlenebilir ölüm nedenleri arasında ilk sırayı aldığına dikkati çekerek, "Kalp krizi geçiren kişilerin sigara içmeleri tekrar kriz geçirme riskini çok artırmaktadır. Tansiyon, şeker ve kolesterol tetkiklerinin yapılması ve bunlar için gerekli tedavilerin düzenlenmesi için ilgili hekimlere başvurulmalı. Kalp ve damar hastalıkları bazı durumlarda belirti vermeden ilerleyebilmektedir. Bu nedenle ailede kalp ve damar hastalığı öyküsü ve risk faktörleri varsa düzenli takiplerin ihmal edilmemesi gerekmekte." değerlendirmesinde bulundu.