HERKES DEVLET ADAMI OLAMAZ!
Emek vermeden, çile çekmeden devlet adamı olunmaz.
Kendini devlet adamı sananlar olabilir, ama kimin ne olduğu da herkes tarafından bilinir.
Gerçek devlet adamları, devleti idare ederken kılı kırk yararlar.
Yaptıkları her işin bir hesabı vardır. Satranç oynar gibi hep bir sonraki hamlelerin hesabını yaparlar.
Bizler dışarıdan baktığımızda bazı şeyleri uygun görmesek de, olayların muhtevasını bilmediğimiz için anlık yorumlar yaparız.
Rahmetlik Özal’ın kravatsız kıyafetle asker denetlemesini o yıllarda hep eleştirmiştim. Oysa vermek istediği bir mesajının olduğunu bugün çok açık bir şekilde anlıyoruz.
AK Parti hükümetlerinin terörü bitirmek için canla başla çalıştığına hep şahidiz. Kimileri, bilerek ve isteyerek olayları hep amudi açıdan yorumlasa da, gerçek hiçbir zaman değişmeyecektir.
Çünkü eşeğin kuyruğunu kesme. Kimi uzun der kimi de kısa.
Devlet, devlet olmanın sorumluluk anlayışı ile olaylara hep sağ duyulu yaklaşmak durumundadır. Bizim gibi yüzeysel bakamaz.
Devlet; gerek “Akil adamlar” ve gerekse “Açılım süreci” ile şefkat eliyle terörü silahsız, kavgasız bitirmek için elinden gelen her şeyi yapmıştır.
Şivan Perver’in, İbrahim Tatlıses’in, Barzani’nin katılımıyla Güney Doğu’daki sazlı çengili törenler, devletin yaramaz çocuğunun sırtını sıvazlaması anlamına gelmekteydi.
O törenleri hâlâ tenkit etmekte olan çevreler, o ve benzeri şeyler yapılmamış olsaydı da, bugün onun hesabını soracaklardı.
“Neden fırsat vermediniz” diyeceklerdi. Bugün “megri megri” diyerek (sözümona) alay edenler “devleti zaafa düşürdünüz” diyerek salyalarını akıtıyorlar.
Oysa terörden bizar olmuş halk, sorunun silahla çözülmesinden yana tavır almışlardı.
Devlet bu şekilde davranmamış olsaydı, Uluslararası arenada bile suçlu muamelesi görecektik.
Hoş. Yine de suçluyorlar ya, onları ciddiye almıyor artık güçlü devlet.
Dün “megri megri” doğruydu, bugün “yaylalar” da doğrudur.
Olaylara kendi gözünüzle bakıp devlet için yorum geliştirmek sağlıklı neticeye ulaştırmıyor. Olaylara devletin gözüyle baktığınız zaman gerçekler sizin gördüğünüzden her zaman farklı oluyor. Çünkü biz değerlendirmelerimizde duygusallığa sıkça yer veririz. Duygusallık ağır bastığı zaman “akılcılık” barınamaz.
Devletse olaylara “akılcı” yaklaşmak zorundadır.
Tüm çareleri denemiş olan devletin bugün yaptıkları doğrudur ve kahir ekseriyet de devlete destek vermektedir.
Bir türlü millî olamayan çevrelerin kırdıkları cevizler gözlerden kaçmıyor.
Kimin adına konuştuklarını dahi bilmeyenler ne yazık ki; muhalefet etmekle hainliği birbirine karıştırmışlardır.
Ayrıca, muhalefet etmek demek hükümetin tüm kararlarına karşı çıkmak da değildir.
Askerlerimize moral vermek üzere sınır karakoluna giden sanatçılara ağza alınmayacak hakaretler etmek, kalitenin nerelerde olduğunun en açık göstergesidir.
Bu hasta ruhların tedaviye ihtiyacı olmalı.
Allah tez zamanda şifalarını versin.
Bu yol yol olmaktan çıkmıştır…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.