Irak’taki seçimler ekonomik ve siyasi krizden çıkış şansı olarak görülüyor
Irak’ta Ekim 2019’da uzun yıllardır süren olumsuzluklar ve kötü düzene karşı patlak veren geniş halk protestoları sonrası Adil Abdulmehdi başkanlığındaki hükümet istifa etmek zorunda kalmıştı. Irak İstihbarat Servisi Başkanı Mustafa el-Kazımi liderliğinde kurulan hükümet ise göstericilerin talepleri doğrultusunda erken seçimlerin 10 Ekim tarihinde yapılacağı kararı almıştı.
Irak’ta 167 siyasi parti ve oluşuma bağlı 3 bin 249 aday bu seçimlerde yarışıyor. Söz konusu adayların 951’i kadınlardan oluşuyor. 789’u bağımsızlardan oluşan adayların geri kalanı ise siyasi parti ve koalisyonlar içerisinde yarışa katılıyor.
Ülkedeki seçim blokları
Eski Bakan ve İran’a yakın Bedir Örgütü lideri Hadi Amiri liderliğindeki Fetih Koalisyonu en büyük Şii siyasi güç olarak seçime katılırken, eski Başbakanlardan Nuri Maliki’nin başını çektiği Kanun Devleti Koalisyonu da bu seçimlerde yarışa giren diğer bir Şii yapı. Şii siyasi ve dini lider Ammar Hekim ve eski Başbakan Haydar İbadi liderliğinde kurulan “Ulusal Devlet Güçleri” adlı koalisyon da üçüncü Şii siyasi yapı olarak seçimlerde boy gösteriyor.
Sadr Hareketi lideri Mukteda Sadr’a bağlı “Sadr Grubu” adlı seçim bloku da seçimlere katılan diğer büyük Şii grup olarak biliniyor.
Sünniler ise iki büyük ayrı seçim koalisyonuyla seçimlere hazırlanıyor. Bunların ilki Meclis Başkanı Muhammed Halbusi’nin başında olduğu Takaddum (İlerlemek) Koalisyonu diğeri de Sünni iş adamı ve siyasetçi Hamis Hançer’in liderliğini yaptığı Azim Koalisyonu.
Kürt siyasi hareketine önderlik eden partilerden Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) tek başına seçime girerken, ikinci güçlü Kürt partisi Kürdistan Yurtseverler Birliği ise Goran Hareketi ile ittifak oluşturarak seçime katılma kararı aldı.
Türkmenler de, ilk defa tüm siyasi partilerin katılımıyla tek seçim ittifakıyla 10 Ekim seçimlerine katılıyor.
Başkent Bağdat’ın sokakları seçim adaylarının posterleriyle donatılmış durumda. Ülkenin diğer kentlerinde de benzer durum söz konusu. Eski seçimlerin aksine bu seçimlerde seçim propagandası 3 ay önce başlatıldı.
Yeni seçim yasasına göre, eskiden 18 olan seçim bölgesi 83’e çıkarıldı. Bu durumun bağımsız adayların önünü açması bekleniyor.
Bu seçimlerde uluslararası gözlemciler de yer alacak. Avrupa Birliği’nden yapılan açıklamada, Irak Yüksek Seçim Komiserliği’nin talebi üzerine ülkeye seçimleri izlemek için heyet gönderileceği bildirildi.
Yoğun halk protestolarının baskısı sonucu alınan erken seçim kararının ülkedeki olumsuz havayı değiştirip değiştiremeyeceği kestirilmese de, uzmanlar bunun “güvenli seçim ortamı ve şeffaf bir seçimle” mümkün olabileceğinin üzerinde duruyor.
“Seçimler şeffaf olursa değişimin temel yapı taşını oluşturabilir”
Iraklı gazeteci ve siyasi analist Mustafa Sadun, “Bu seçimlerle mevcut siyasi haritanın değişeceğini söylemek zor ancak bu seçimler şaibeden uzak şeffaf şekilde gerçekleştirilirse değişimin temel yapı taşını oluşturabilir ve eskisinden farklı bir parlamento yapısı ve hükümet meydana getirebilir.” değerlendirmesi yaptı.
Irak’ta 2003 sonrası yapılan tüm seçimlerin kendine özgü güvenlik atmosferi olduğunu dile getiren Sadun, bu seçimlerin hem “erken seçim” özelliği taşıdığı hem de halk kızgınlığının zirvede olduğu ve geçiş hükümetinin bulunduğu hassas bir ortamda yapılacağına dikkati çekti.
Sadun, “Geleneksel siyasi partiler arasında ciddi bir çekişme ve rekabet yaşanıyor ve buna karşılık genç siyasi hareketler de ilk defa seçimlere katılacak.” diyerek, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
“Bu seçimler belki de Irak’ın gelecek 8 ile 12 yılının siyasi haritasını oluşturacak. Bu da ülkede nisbi de olsa istikrarı sağlayabilir.”
"Seçimler, siyasetteki tıkanıklığı giderebilir"
Siyasi analist Ali Mumtaz da, Irak'ta siyasetin tıkandığını ifade ederek, "Bu seçimler, siyasetteki tıkanıklığı giderebilir. Sairun ve Fetih Koalisyonu Adil Abdulmehdi hükümeti (2018) gibi zayıf bir hükümet oluşturmuştu. Yeni seçim yasası göz önünde bulundurulduğunda bu seçimlerle güçlü bir hükümet ve parlamento oluşabilir. Yargı erkinde de önemli değişiklikler yaşanabilir." şeklinde konuştu.
"Irak, herkese kapalı sadece İran'a açık bir ülkeydi." ifadesini kullanan Mumtaz, Irak'ın seçimler sonrası oluşacak siyasi dengeyle ekonomik, siyasi ve ticari cazibe merkezi ve farklı güçler için buluşma noktasına dönüşebileceğini savundu.
“Geniş katılım olmazsa siyasi denklemin değişmesi zor”
Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Hasan Turan da, “Seçimler anayasal süresinden önce ekim gösterilerinin baskısı sonucu gerçekleştirilecek. Yeni hükümet kurulma mekanizmasında değişiklik yapılması bekleniyor. Ancak seçime ciddi bir katılım olmazsa siyasi denklemin değişeceğini sanmıyorum. Somut sonuçlar isteniyorsa geniş katılım gerekli ki, Irak’ta siyasi, iktisadi, güvenlik ve idari düzeyde değişiklikler yapabilen güçlü hükümet ortaya çıksın.” değerlendirmesi yaptı.
Bu seçimlere “erken seçim” olması nedeniyle daha fazla siyasi anlam yüklendiğine dikkati çeken Turan, bu seçimlerde öncekilerden farklı olarak kapalı liste değil, ferdi adaylık söz konusu olduğunu ve bunun hem olumlu hem de olumsuz yanlarının bulunduğunu kaydetti.
Hasan Turan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“ITC olarak kapalı liste seçim sisteminin Irak için daha uygun olacağı düşüncesindeyiz ancak ferdi adaylık yasası hızlı şekilde meclisten geçirildi. Seçim dairesinin de 18’den 83’e çıkarılmasının Irak siyasetinde coğrafi ve aşiret yapılanmasına dayalı yeni nüfuz alanları oluşacak bu da Irak için iyi bir durum değil. Irak’ta çetrefilli bir durum söz konusu. ABD’nin Afganistan’dan sürpriz şekilde çekilmesinin bölgeye ve özel olarak Irak’a etkileri olacaktır. Mevcut siyasi güçler ve siyasi liderler arasında bir uzlaşı gerekli çünkü halen bu güçler Irak’ın içinden geçtiği durumu doğru şekilde değerlendiremiyor. Irak’taki siyasi haritanın değiştirilmesi için halkın seçimlere geniş katılım sağlaması şart.”
“Seçmen bağımsız adaylara yönelebilir”
Siyasi analist Said Kays ise, 2019’daki halk gösterileri ve dini merci Ali es-Sistani’nin erken seçim çağrılarına karşı ekim ayında bir seçim yapılacağını dile getirerek, “Bu seçimlerin siyasetin reforme edilmesinde ilk adım olması bekleniyor. Bu seçimler, eski seçimlerden farklı olarak müteaddit seçim bölgesi sistemiyle yapılacak. Seçimlerde biyometrik kartlar kullanılacak. Elle sayım işlemlerinde de fazla hatalar yapılmaması öngörülüyor. Bu seçimler ayrıca uluslararası destekli ve gözetimli olacak. Kadınlar için de yüzde 25 oranlı kota sistemi mevcut.” dedi.
Iraklı gazeteci Ahmed Feyli de, “Bu seçimlerle beklenen değişikliklerin gerçekleşmesi zor. Siyasi güçlerle seçmen arasında güven sorunu var. Ülke yönetiminde başarısız olan geleneksel partiler bu seçimlere katılıyor ve bu da siyasi haritanın köklü değişikliğe uğramayacağı anlamına geliyor. Hizipçilik esasına dayalı hükümet paylaşımı sürecek ancak bazı bağımsız adayların kazanması halinde geleneksel partilerin oylarında ve elde edecekleri sandalye sayısında düşüş meydana gelebilir. Seçmen bağımsızlara yönelim gösterebilir. “ diye konuştu.
“Bu seçimlerde 2018 seçimlerinin 5 katı büyüklüğünde uluslararası gözetim olacak. Bu da seçmenin şaibe yapılacağı yönündeki endişesinin azalmasında olumlu psikolojik etki yaratacak.” diyen Feyli, şunları anlattı:
“Yurtdışı seçimlerin iptali kararı da şaibelerin önüne geçilmesinde önemli rol oynayacak. Hiçbir parti tek başına hükümeti kuracak güçte olmadığı için mevcut siyasi haritanın da değiştirilmesi zor. Mezhep ve etnisite temelli siyasi partilerin varlığı bizi gene de hizipçiliğe götürecek. Partiler arasında bakanlık paylaşımı hükümetin kurulmasını da geciktirir hatta imkansız hale bile getirebilir. Bir diğer sorun da mecliste muhalefetin olmayışı olacak. O yüzden değişim çok küçük olacak. Siyasetin düzelmesi için en az iki seçim dönemi daha gerekli.”
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.