Lokman Yıldız… Emekli.

Limonata ile su dağıtıyordu yazları. Sonra çorba ekmek dağıtmaya başladı.

Yiyin için Allah razı olsun deyin yeter diyordu. Hastane önünde tanıdı insanlar onu. Eşiyle birlikte sabah 5’te yaptıkları çorbaları Allah rızası için dağıtıyorlar. Ömrüm olduğu sürece bu hayır işini yapacağım diyor.

Niye böyle bir şey yapıyorsun, beklentin ne diyen de var; çok iyi bir şey yapıyorsun diyen de…

Tek amacım Cenab-ı Allah’ın rızası kelimeleri dökülüyor dilinden.

Geçtiğimiz gün Selçuklu Belediyesi’nin ‘İyi birey, iyi toplum eğitim ve kültür sanat ödülleri’ programında yakından tanıma fırsatı bulduk Lokman Amca’yı… Mütevazı, kendi halinde bir iyiliksever… Maksadı konuşmak ya da reklam yapmak değil. Programda bu yüzden 2 cümleden fazla kurmadı.

Aslında bir kurum ya da kişi iyilik yapınca akıllara hep beklentisi ne sorusu gelir.

Zira iyilik yapmanın PR çalışması yapmakla eş algılandığı bir dönemden geçiyor insanlık.

Koca koca firmalar doğa için veya insanlık için bir iş yapıyorsa illa ucunu bir projeye bağlıyor.

Elbette örnek alınması için halis niyetle yapılanları ayrı tutmak lazım.

Kimin aklına geldi bilmem ama Konya’yı böylesi iyiliklerle bir arada büyütmek harika bir fikir. Başkan Ahmet Pekyatırmacı’nın Lokman Amca’ya verdiği ödül sembolik anlamının dışında manevi bir mirasın iz düşümlerini barındırıyor.

Zira Konya,  vakıf kültürünün en yaygın olduğu şehirlerden biridir. Selçuklu ve Osmanlı’dan günümüze kadar süregelen vakıflar tamamen ‘iyilik’ şiarıyla teşekkül etmiştir.

Lokman Amca gibi insanları teşvik ederek toplumsal bir iyilik hareketi başlatmak çok değerli. Evet bugünlerde bulaşıcılık ve salgın gibi kelimeleri hep olumsuz anlamda kullanıyoruz. Lakin denmez mi iyilik bulaşıcıdır diye… Pozitif bir salgın seyrinde iyiliği katlamak gerekiyor. Her bakımdan.

Selçuklu Belediyesi’nin yaptığı program oldukça kapsamlıydı. Özellikle eğitime yönelik faaliyetler geleceğimiz adına kıymetli.

Sayın Pekyatırmacı aylar sonra daha genç ve daha dinamik bir imajla çıktı karşımıza. Enerjisi yerinde hitabeti çok daha etkileyiciydi. Selçuklu’nun adımları Uğur Başkan’dan sonra daha da büyüyecek gibi görünüyor… İyi işleri tebrik etmek lazım…

İŞTE BU YÜZDEN KONYA ŞEKER HEDEFTE

Kesin bir istatistik almadım ama bu şehirde çiftçileri de dâhil edersek en çok istihdam sağlayan kurumların başında kuşkusuz Konya Şeker geliyor.

Yıllardır kurumu tüm badirelere rağmen ayakta tutan bir Recep Konuk gerçeği var Konya’da…

Her ilçeye bir fabrika mottosuyla çıkmıştı yoluna. Bence mesele hepsini yapmak değil, hedef koymak ve karınca misali gerekirse yolunda ölmek…

Dün Konya Şeker’e bağlı önemli fabrikalardan biri olan Seydibey tesislerine basın gezisi düzenlendi. Öncelikle Seydişehir yolu üzerinde bulunan mağaralardaki doğal patates depoları tanıtıldı.

Eskiden Türkiye’nin jeolojik yapısından dolayı doğal depolar sadece Nevşehir’de varmış. Türkiye’de artık Nevşehir’den sonra Konya’nın da doğal depolara sahip olması önemli. Doğal depolar 72 bin metrekare alan üzerine kurulmuş. 4 ana depo 44 locadan oluşuyor. Her loca da ise 250 ton tohumluk patates depolanmaktaymış. Özellikle Tohumluk Patates Kültürü Tesisi’nin ürettiği her patates doğal depolarda muhafaza ediliyor. Doğal depo yıllık 20 bin ton tohumluk patates depolama kapasitesine sahip…

Ana fabrikaya gelecek olursak…

Dondurulmuş patates tesisi; sektörde lider durumunda ve yüzde 25 pazar payına ulaşmış, iki üretim hattı ile Türkiye’de ilk defa kaplamalı patates üretimi yapılıyor. Dünyada sayılı tesiste bulunan teknolojiler ile Türkiye’nin en modern tesisi olarak tanımlıyorlar.

Soğan halka ve kroket tesisi; 2011 yılında devreye alınmış, tesis 2019 yılında kapasitesini yüzde 150 büyütmüş.

Türkiye’de ilk defa biyogaz tesisi kuran patates işletmesi Seydibey. Devreye alınan elektrik üretim tesisi, Seydişehir ile Beyşehir ilçelerinin toplam aydınlatma ihtiyacını karşılayabilecek kapasiteye ulaşmış.

Tesis ayrıca, Türkiye’nin sıfır atık prensibi ile çalışan tek, dünyanın ise sayılı patates entegre tesislerinden biri unvanına sahip.

2013 yılında Türkiye’nin patates nişasta ithalatına son vermek amacıyla Türkiye’de ilk ve tek olan Patates Nişasta Tesisi devreye alınmış… Kademe kademe büyütülmüş bir çocuk edasıyla… Seydibey patates nişasta tesisi orta doğu ve yakın coğrafyadaki tek patates nişasta tesisi olarak ön plana çıkıyor. Türkiye’nin yıllık patates nişasta ihtiyacınınım tamamını sağlayabilecek kapasitede ve yıllık 30 ton patates nişastası üretim kapasitesine sahip…

Anlattıklarımız dile kolay ama yapmaya kalksanız altından kalkılması çok zor işler…

Bu yüzden Torku ve Konya Şeker markalarına her kulvarda tam gaz saldırı var.

Konya’ya ve değerlerine sahip çıkmak hepimizin vazifesi olmalı…