Karanlık Bir Haftayı Geride Bıraktık
Geçen hafta Konya çok hareketli, çok karanlık günler geçirdi.
Oysa haftaya başlarken Selçuk Üniversitesi ile Necmettin Erbakan Üniversitesi’ndeki rektörlük seçimleriyle ilgili kulislere değinen 2 ayrı yazmıştım.
Bir anlamda dikkatleri bu üniversitelerimiz üstüne çevirmiş oldum sanırım.
İlkin NEÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Tekin Gökmenoğlu’nun geçirdiği kalp krizi sonucu vefatı ile sarsılmıştık.
Ardından bir zamanlar öğrencisi olduğum Mühendislik Fakültesi’nde işlenen feci bir cinayet ortaya çıkarıldı.
Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Celaleddin Özdemir’in odasında cesedi boğazlanmış halde bulundu.
Olayla ilgili Kimya Mühendisliği Öğretim Üyesi ve Fakülte Dekanı Handan G.’nin eşi Ahmet G. Gözaltına alındı, ardından tutuklandı.
Olaya karıştığı iddiasıyla taşeron sekreter Asuman S. İse adli kontrol kararıyla serbest kaldı.
Dün de Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü Dekan Handan G.’nin istifasını istedi.
Saat 17.30’da ise üniversite senatosunun bir toplantı yapması bekleniyordu.
Çift taraflı bir “gönül ilişkisi” sonucu işlendiği iddia edilen bir cinayet sonrası rektörlüğün idari soruşturma başlatmasını yadırgadığımı belirteyim öncelikle.
Rektörlüğün olayla ilgili başlattığı idari soruşturmada ise neyi soruşturacağını çok merak ediyorum doğrusu.
Gönül ilişkisi ve cinayetle ilgili olmayacağı apaçık idari soruşturmanın.
Fakülteyle ilgili Konya kulislerinde dolanan iddiaları mı soruşturacak yoksa Rektörlük?
Bu durumda Rektörlüğün aynı iddialardan haberdar olduğunu düşünebiliriz.
Peki nedir o iddialar?
Dekan hanımın eşinin “gönül ilişkisi”nden haberdar olduğu aşağı yukarı kestirilebilir.
Çünkü sekreterin Beyşehir’de görevlendirilmesine aracı olmuş iddialara göre.
İki akademisyen arasındaki gerilimden de haberdardır bu durumda.
Ancak soruşturulacak konunun bu olmadığı açık.
Çünkü Selçuk Üniversitesi’nde böyle birçok gerilim var ve birçok dekan öğretim üyeleri arasındak,i gerilimlerden de haberdar.
Kamuoyundaki iddialara gelince…
Bu iddialardan bir kısmı Türkiye gündeminde Aralık ayının sonundan beri tartışılan bir konuyla son derece paralel iddialar ki doğru olsalar bile yazmayı pek içime sindiremem.
Fakültede bu yönde bazı kadrolaşmaların gerçekleştirildiği iddiaları da hakeza öyle.
Bir zamanlar öğrencisi olduğum fakülteye bu yönde bir iddiayla zarar verilmesini istemem doğrusu.
Bazı yolsuzluk iddialarından da bahsediliyor ki en kötüsü bu.
Nihayetinde bekleyip göreceğiz, bakalım Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü idari soruşturmayı bitirince aslında neyi soruşturmuş olacak.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.