KİRLİ ELLERİNİ BAYRAĞIMDAN ÇEK!
Geçtiğimiz haftaya, bir Yunan Milletvekilinin Türk bayrağını yırtması damgasını vurdu. 30 Ocak 2020 Perşembe günü yaşanan olayda, Avrupa Parlamentosu'na ırkçı Altın Şafak partisinden seçilen Yunan Milletvekili Ioannis Lagos, Yunan adalarındaki göçmenlerin durumuna ilişkin bir tartışma sırasında kağıt üzerine basılı bir Türk bayrağını yırtarak, Türkiye karşıtı hakaret içeren ifadeler kullandı.
Palikaryadaki cesarete bakın hele!
Bu haddini bilmeyen, densiz, terbiyesiz, şımarık ve küstah adam, haddini fazlasıyla aşmıştır!
Kirli ellerini bayrağımdan çek Ioannis Lagos!
Bu cesareti kimden ve nereden alıyorsun belli!
Avrupa’nın devamlı sırtını sıvazladığı, şımarttığı, bu desteğe Amerika’nın da katıldığı Yunanlılar,
Türkiye karşıtı küstah tavırlarını kendimizi bildik bileli sürdürüyorlar.
Aldıkları aferinler nedeniyle, Kıbrıs’ta, Yunan Adalarında, reklam yapabilecekleri dünyanın her köşesinde düşmanlıklarını, bastıramadıkları kinlerini, zehirlerini saçmaya devam ediyorlar.
Yunan Milletvekili Lagos’un şovuna öyle sert tepkiler vermeliyiz ki, bir daha ne Lagos, nede bir başkası böyle bir davranış sergilemeye yeltenemesin!
Şımarık Yunan Milletvekiline kendi hükümeti de, dahil olmak üzere başta Türkiye olmak üzere iktidarı ve muhalefetiyle birlikte tepki yağdı.
Yeter mi, yetmez, çünkü yetmiyor, yarın bir başka Yunanlı yine çıkıp Türklere hakaret yağdıracak!
MUSTAFA KEMAL’İN CEVABI!
Gelin sizlerle yaklaşık 98 yıl öncesine gidelim;
Tarih 10 Eylül 1922.
Türk Ordusu, bu tarihten bir gün önce, 9 Eylül 1922’de, 15 Mayıs 1919 tarihinden o güne kadar işgal altında olan İzmir’i Yunan işgalinden kurtarmıştır.
10 Eylül günü Mustafa Kemal Paşa İzmir’e gelir.
“Karşıyaka’da İplikçizade Köşkü’nde konaklayacaktı. Şimdilerde Karşıyaka Evlendirme Dairesinin karşısında, Yalı’daki 380 Numaralı Çağlayan Apartmanının olduğu yerde bulunan bu köşkün güzelliği dillere destandı.
Girişte kadınlı, erkekli muazzam bir topluluk birikmişti. Onları selamlayarak köşke yöneldiğinde yüzü asıldı. Kaşlarını çattı.
Çünkü, geçeceği yerde boylu boyunca bir Yunan Bayrağı seriliydi. Karşılayıcılara bunun nedenini sordu.
– Nedir bu?
Halk anlattı :
– Yunan Kralı bu eve girerken bu basamaklarda Türk bayrağını çiğnemişti, Paşam! …
Gazi Paşa kaşlarını çattı ve dedi ki:
– Hata etmiş!… Ben bu hatayı tekrar edemem. Bayrak bir milletin şerefidir, ne olursa olsun yerlere serilmez ve çiğnenmez, kaldırınız!
Yunan bayrağını yerden kaldırırlar, Mustafa Kemal Paşa, köşkün bembeyaz mermerlerinde ilerleyerek, içeri girer."
ELİNE NE GEÇTİ LAGOS?
Yunanlı Milletvekili, yaklaşık bir asır önce, Yunan Kralı Konstantin’in yapmış olduğu densizliğin, terbiyesizliğin ve saygısızlığın değişik bir versiyonunu sahneye koydu.
Bayrak, bütün milletlerin şerefidir. Bağımsızlık sembolüdür. Ne çiğnenir, ne yırtılır, ne yakılır! Yunanlılar, bu duygunun ne dün, ne bugün, nede yarın farkında olmayacaklarının, olmak istemediklerinin örneklerini gösteriyorlar. Bu fanatiklik, bu ırkçılık, bu sınır tanımaz davranışlar, Yunanlıya zarar!
Eline ne geçti Lagos?
Bugüne kadar Yunanlıları şirin gösterme çabaları içinde olanlar, Yunan adalarında aşk başkadır diyenler, soluğu Yunan adalarında alanlar, sirtaki oynayanlar, tabak kıranlar, kültürümüz birbirine çok benzeşiyor diyenler, dilerim bir daha düşünürler!
YUNAN MEZALİMİ NEDEN GÜNDEME HİÇ GETİRİLMİYOR?
Bizim hatamız, tarihle aramızın iyi olmaması, geçmişi çabuk unutmamız, geçmiş geçmişte kaldı gibi bize ait olmayan sözlere yelken açmamız. Muhatabımız dostluktan anlamıyor, insanlıktan kapak kaldırmıyor, düşmanlığını, kinini en ufak bir dalgınlığımızda, gaflet anımızda, zayıflığımızda hemen ortaya döküyor, gücü yetse, bir asır öncesine dönüp, gözünü kırpmadan İzmir’e yeniden çıkacak, İstanbul’a girme hesapları yapacak!
15 Mayıs 1919’da İzmir’in işgaliyle başlattıkları, “Megalo İdea” hedefleri hiçbir zaman değişmedi! Dönemin Yunan Kralı Konstantin ve Başbakanı Venizelos, o devrin dev ülkelerinin desteklerini ve yardımlarını alarak, Polatlı’ya kadar gelmişler ve yapmadıkları mezalim kalmamıştı.
Birinci ve İkinci İnönü savaşlarında, Sakarya’da ve Başkumandanlık Meydan savaşlarında kaybettikten sonra çekilirken köyleri, kasabaları ve şehirleri yakmaktan, yakaladıklarını öldürmekten çekinmemişlerdi. İzmir’den ayrılırken, İzmir alevler ve dumanlar içinde tam bir yangın yeriydi. Aradan geçen 98 yılda kinleri, düşmanlıkları ve nefretleri hiç sönmedi.
Yunan tarih kitaplarında yıllarca, İstanbul, İzmir, Ege bölgesi Yunan toprakları olarak okutuldu. Türkler ise işgalci ve barbar olarak gösterildi.
Oysa, Ege ve İç Batı Anadolu, Marmara’nın güneyi o zulmü, o mezalimi, o vahşeti öylesine derin ve acı bir biçimde yaşadı ki, izleri onlarca yıl silinmedi.
İşgal altındaki İstanbul, Bursa, Uşak, Kütahya, Balıkesir, Manisa, Afyon, Aydın, İzmir vilayetlerinin ilçeleri, kasabaları ve köyleri yaklaşık 3.5 yıl bu zulmün pençesinde çırpındı durdu.
Bu mezalim ısrarla gündeme getirilmiyor. Egenin neler çektiği nedense anlatılmıyor!
DESTANSI MİLLİ MÜCADELE YILLARI DİZİ VE FİLM OLMALI!
Demircili Mehmet Efe’nin, Yörük Ali Efenin, Yarbay Ali Çetinkaya’nın, Celal Bayar’ın Kuvayı Milliye olarak, işgalci Yunan ordusuyla, ölümüne yaptıkları o efsanevi mücadele acilen gündeme getirilmeli, bu destansı Milli Mücadeleyi anlatan filmler ve diziler çekilmeli!
Yüzyıla yaklaşan Cumhuriyetimiz, işgaller altındaki vatan toprağının, her karışının kanla, canla, ölümüne mücadelesiyle kurtarılmasından sonra kurulmadı mı?
Bu vatan toprağını, başında Mustafa Kemal’in olduğu Türk Milleti kurtardı.
Yunan’dan, İngiliz’den, Fransız’dan, İtalyan’dan ve Ermenilerden geri aldı.
Türk Milletinin çocukları, gençleri, tarihi unutmuş olanları ve unutkanlıkları ayyuka çıkanları bu gerçeği görmek zorundalar.
Her karışı şehit kanlarıyla sulanmış olan bu coğrafya için, o günlerin mücadelesi olmasaydı, yapılmasaydı, bir zamanların Hindistan’ı, Pakistan’ı gibi, Afrika ülkeleri gibi sömürge olmaktan, manda olmaktan kurtulamayacak, o günlerden bugüne bu işgalci devletlerin boyunduruğu altında inim inim inliyor olacaktık! Geçmişte ne yaşadığımızı, nelerin yaşandığını unutmamak zorundayız.
Türkün Türk’ten başka dostu olmadığını ne kadar da, çabuk unutuyoruz!
Hiçbir zaman unutmayacağız ki, Yunanlı o pis ve kirli ellerini bir daha bayrağımıza uzatamayacak, uzatırken de kırk kere düşünecek!
İnsanlar ve milletler şerefi için yaşar!
Türk-Yunan derneklerinin iki toplumu yakınlaştırma çabaları, “Yabancı Damat” gibi diziler, Yunan şarkıları, sirtakiler, tabak kırmalar, Yunan adalarına düzenlenen turlar, ortak kültür hikayeleri Türk Milletinin çektiklerini unutturmuyor.
Türk bayrağını Avrupa Parlamentosunda yırtarak şov yapan Milletvekili Lagos, yaptığı şovla, ne kadar ileri gidebileceklerinin de sinyalini vermedi mi?
Bu davranışın ne mazereti, ne hafifletici bir tarafı, nede yapmış bir yanlışlık deyip hoşgörüsü ve affı var! Lagos ve benzerleri haddini bilmeli, artık yaptıkları densizliklere, terbiyesizliklere bir son vermelidirler!
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.