Çadırda doğup, büyüyen Fatma Dilekmen de zorluklarına rağmen geleneğini sevdiğini söyledi.
Mersin'e bir aylık yolculuğun ardından vardıklarını aktaran Dilekmen, şöyle konuştu:
"Göçmemize yakın sütümüzü, yoğurdumuzu, peynirimizi yaptık. Eylül ayının sonuna doğru çadırımızı, eşyalarımızı toparladık. Sonra göçmeye başladık. Konarak, göçerek, dinlenerek vakit geçiriyoruz. Her yeni yere vardığımızda aynı şeyleri yapıyoruz. Çadırımızı kuruyoruz, eşyalarımızı düzenliyoruz, yatağımızı, yorganımızı, çayımızı, çaydanlığımızı çıkarıyoruz. Her zaman her yerde aynı işleri yapıyoruz. Yaz, kış demeden, doğma büyüme böyle gidiyor."
Dilekmen, gününün büyük kısmını hayvanları otlatmakla geçirdiğini, güneşin doğuşuyla başlayan işinin, güneşin batışıyla bittiğini belirtti.