Konya'da iki denizin buluştuğu yer: Ma‘rec El-bahreyn

Hazreti Mevlana’nın Şems-i Tebrizi ile 29 Kasım 1244’te Konya’da gerçekleşen ilk buluşması, tasavvuf dünyasında derin bir dönüşümün başlangıcı olarak anılıyor. Şeb-i Arus etkinlikleri kapsamında bu özel karşılaşmanın manevi önemi vurgulanıyor.

HAZRETİ MEVLANA VE ŞEMS-İ TEBRİZİ’NİN İLK BULUŞMASI ANILIYOR

Mevlana ve Şems’in 29 Kasım 1244 tarihinde Konya’da Alaaddin Tepesi ile Mevlana Caddesi arasında gerçekleşen ilk karşılaşması, tasavvuf dünyasında “iki denizin kavuştuğu yer” anlamına gelen ma‘rec el-bahreyn olarak anılıyor.

Mevlana’nın hayatında hem manevi hem de kişisel anlamda büyük bir dönüşüme vesile olan Şems-i Tebrizi ile ilişkisi, derin bir dostluk ve öğreti bağını temsil ediyor. Mevlana’nın oğlu Sultan Veled, bu ilişkiyi Hazreti Musa ile Hazret-i Hızır’ın buluşmasına benzeterek, “Mevlana bir üstad idi, yeniden mürid oldu. Nihayete ermişti, baştan başladı. Herkes ona tabi idi, o Şems’e tabi oldu” ifadeleriyle bu derin bağa dikkat çekmişti.

Konya’da medfun bulunan Hazreti Mevlana ve Şems-i Tebrizi, bugün de dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilere manevi huzur ve ilham kaynağı olmaya devam ediyor.

751. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri (Şeb-i Arus) kapsamında düzenlenen etkinliklerle, Mevlana ve Şems’in manevi yolculuğu bir kez daha yad ediliyor. Anma etkinliklerinde, tasavvuf dünyasına damga vuran bu buluşmanın anlam ve önemi bir kez daha hatırlatılıyor.