Kriz Yönetimini Beceremedik
Evet, Konya ve Konyaspor camiası olarak harika!! bir haftayı geride bırakıyoruz. Geçen hafta sonunda oynanan Gençlerbirliği mücadelesinin akabinde hemen hemen her gün ayrı bir olumsuz gelişme yaşandı güzel memleketimde. Ve ne yazık ki kriz yönetiminde yine sınıfta kaldık.
Neler oldu peki bu 4 günde gelin tekrar üzerinden geçelim. Amacım bu konuları tekrar tekrar gündeme getirip kaosu körüklemek değil ama kriz anında ne nasıl yapılır ne yazık ki her kesimde hala oturmuş bir düzenin olmadığını net olarak tekrar görmüş olduk.
Pazartesi sabah namazına müteakip bir açıklama yayınlandı Konyaspor resmi sitesinden. Amaçlanan neydi bilmiyorum, kötü giden takıma yönelik eleştirilerin önünü kesmek için başka bir gündem oluşturmak mıydı yoksa uzun zamandır düşünce yapılarının uyuşmadığı Aykut Kocaman’ı tabir-i caizse yemek için yine bir fırsat olarak mı görüldü bu mağlubiyet?
Amaç her ne olursa olsun, zamanlama açısından son derece hatalı ve sonrasında da içerik anlamında oldukça vefasız bir açıklama olduğu kesin. Konyaspor’a geldiği günden bu yana çoğu kez saçma sapan gerekçelerle eleştirilen hatta ve hatta dinine, itikatına ve yaşayışına bile laf söylenen bir ADAM’ın, aslında bu başarıları elde edecek kadar uzun bir süre Konyaspor’un başında olması bile sürpriz olarak nitelendirilebilir. Peki neydi bu ADAM’ı Konyaspor’dan ayırmayan? Devre arasında “bizim uğruna canımızı bile verebileceğimiz bir Konyaspor aşkının” benzerini duyduğu Fenerbahçe’den gelen teklife; “Burada bana güvenenler var, bir oyuncu grubu var. Onları bu şekilde yüz üstü bırakamam” diyebilecek karaktere sahip olması ilk ve en önemli etken kuşkusuz. Sonrasında gelelim kamuoyunun çok eleştirdiği transfer mevzusunda muhafazakar bir yapı izlemesine. Düşünün ki biri evinize geliyor ve duvarlarınızı boyayarak başlıyor evinizi yenilemeye. Sonrasında parkeler değişiyor, mobilyalar vs derken ev bambaşka bir hal alıyor. Bunları yaparken de 2 kova boya, 2 fırça ve göz kararınca gazete kağıdı vs kullanıyor. Ve siz “Eyy hoca, sen napıyorsun? Bende para hışş, Avrupa’da da oynuyorum zaten, git bu işi 5 kova plastik boya, 10 kova mat boya, slikon vs alarak yap. Bu ne aymazlık, bu ne dinsizlik, bu ne zevksizliktir” diyebiliyorsunuz. Bunlara çanak tutan ve sanki bu görüşler ehil ağızlardan yapılıyormuş gibi söz konusu görüşlere sosyal medya satırlarında, sütunlarında, gazete köşelerinde yer veren yerel medyadaki kardeşlerimiz de en az bu arkadaşlar kadar sorumludur bu yaşananlardan. Yav benimle ne alakası var diyenleriniz oluyor muhtemelen şuan ama sizlerin görüşlerine göre kendi görüşlerini dizayn eden ve araştırmadan sizin her dediğinize inanan, alanında oldukça profesyonel!!! bir yönetim kurulumuz ve Konyaspor kitlesi var. Bu kitleyi doğru yönlendirmek yerine sosyal platformlarda alacağınız beğeni ve yorumlar sizin daha çok işinize geldi ve mevcut duruma geldik. Bu abartı eleştiriler ve altı dolu olmayan iğnelemeler olmasaydı Konyaspor kulübündeki arkadaşlar da o açıklamayı daha karga kahvaltısını yapmadan yapmayacaktı. Sonrasında da olay açıklama savaşlarına döndü ve şehrin anahtarları, kulübün anahtarları vs derken Trabzon maçı hazırlıkları da bitme noktasına geldi. PFDK’ya yapmış olduğumuz itirazın da reddedildiğini düşündüğümüzde bu maçın nasıl bir psikolojide oynanacağını inanın çok ama çok merak ediyorum. Olumlu da olabilir, olumsuz da, bekleyip göreceğiz.
Sadece bu kadar mı? Hayır tabii. Bu gerginlik ne yazık ki, yerel medyamızdaki arkadaşlarımızı da birbirine düşürme noktasına kadar uzandı. Şu an bu ülkenin en büyük sorunu olan; kutuplaştırılarak bölünme noktasına doğru gidiyoruz. Ağza alınmayacak hakaretler ile ulusal basındaki temsilcilere şikayet edilme noktasına kadar varıyor bu kin. Neden? Birisi Aykut Kocaman’a şimdi aşıkmış diğeri de geçen sene aşıktı? Yapmayın beyler yapmayın, sportif anlamda altın çağlarımızdan birini yaşadığımız bu dönemlerde gelinen bu nokta hiç de hoş bir nokta değil. Herkes şapkasını önüne koyup düşünsün, ve nelere sebep olduğunu ya da yaşadığı şeylere kimlerin sebep olduğunu anlamaya çalışsın.
Bu kadar gözde olunan bir yılın ardından yaşanan bu saçma sapan gerginlikler bizi 10 yıl daha geriye götürür. Haa siz play off kapılarında sürünmeye razıysanız buna bir sözüm yok. Ama ben ve benim gibiler bu oyunu bozar canlar. Kalın sağlıcakla…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.