Kurban kesmek, kurbanı yerine ulaştırmakla mümkün!
Hakkı Biçer
Kurban Bayramı çok yaklaştı. Yarın Zilhicce'nin 9'u... Ne yazık ki ruh dünyamızda yeri yurdu gittikçe azalan bir bayram, Kurban Bayramı... 90'lı yıllara kadar merkez postane önünde kartpostal satıcılarından bir kart alıp sevdiklerine gönderebilme heyecanı duyan insanların heyecanı kadar bir heyecan duygusu kalmadı. Bayram'ın yaklaştığını tatil programlarından, vitrinlerdeki "bıçak bilenir", "et çekilir" yazılarından, çarşıdaki ve AVM'lerdeki tüketici yoğunluğunun artmasından ancak anlayabiliyoruz. Herkes kendi çapında bir hazırlık yapıyor ancak ruhu besleyen, gönülleri doyuran bir hazırlık yok...
Bayram öncesi bütün heyecanımız, bayramda geleni gideni ayıpsız ağırlamak ve gösteriş merakı üzerine kurulu... Bayram sabahında ise kestireceğimiz kurban için saatinde kesim yerinde olup sıramız gelinceye kadar ayaklarından asılmış kurbanlığın boğazlanışına tanık olmak, sıramız gelince kurbanımızın hijyenik kesimi için çaba sarfetmek, paketleyip eve kayıpsız ulaştırmak, evde etini kemiğinden ayırıp bir kısmını kemiğine varıncaya kadar dondurucuya kaldırmak, kalanını da kıymalık, kavurmalık, yemeklik, sucukluk, pastırmalık şeklinde taksim ederek kazasız, belasız kurban ritüelini tamamlamak... Hepsi bundan ibaret...
Kurban eti dağıtmanın bir "iyilik", yardım ve hayır olduğuna duyarsızız. Kale duvarlı sitelere kapandığımızdan mıdır, artık etrafımızda ihtiyaç sahibi de göremiyoruz. Yoksulların mahallelerinden uzaklaştık. Haftalık tefsir sohbetine giden bir meslektaşımız, yıllardır kurban eti dağıtmadığını söylemişti. Kurban'ın "Allah'a yaklaşmak" olduğuna inanırken "yoksullara da yaklaşmak" olduğunu unuttuk. Kurban, "Allah'a yaklaşmak, teslimiyet ve en değerli olanı feda edebilme göstergesi" ise, kurban bayramına hazırlık aşaması da bir şuurun ifadesi olmalıydı. Kurban kesmenin, ete duyulan ihtiyaç nedeniyle hayvan kesme değil, bir tür "adama" olduğunu, yaratıcıya itirazsız ve tartışmasız itaat etmenin hayata yansıması olduğunu kavramalıydık...
Kurban hayat kitabının ışığında “Allah’a hürmet”tendir. O'nun bize hayır-hasenat bayramı olarak armağan ettiği günleri, kendi hanemizde et bayramına dönüştürme hakkımız yok. Hac Sûresi'nde (22/34) ifade edildiği gibi kurban kesmekten asıl maksat Allah'ın hatırlanmasıdır. Yine bu sûrede "Kurbanların ne etlerinin ne de kanlarının Allah'a ulaşacağı, ancak takvamızla O'na ulaşacağımızdan" söz edilir, maddeden manaya bir kapı aralanır ve esas hedef gösterilir...
Kurban coşkusunu kendi evimizin duvarları dışına taşırabildiğimiz ölçüde Allah kalbimize inşirah verecek. Akraba ve komşularla yaşadığımız bayram sevincini, yeryüzü coğrafyasına yayabilirsek, kardeşçe paylaşmanın tarifsiz zevkini tadacağız. Bu sene de kurban vesilesiyle yeryüzüne dağılacak adamlara emanet edersek kurbanımızın birini, ülkemizde ya da ümmet coğrafyasının başka bir yerinde tanımadığımız ama kardeşlik bağıyla bağlandığımız insanlara sofra kuracağız. İki kesiyorsak birini bağışlayarak, bir kesiyorsak da keseceğimizi Allah'a borç vererek bu Bayram'ı hakkıyla ihya edebiliriz.
***
KİMSENİN GİDEMEDİĞİ YERDE IHH VAR
Konya IHH (Uluslararası İnsani Yardım Derneği) yeni dönemde yeni yönetimiyle yeni yerinde bizleri bekliyor... Başkan Dr. H. Hüseyin Uysal dinamik ekibiyle gece gündüz demeden çalışıyor. Ümmetin derdiyle hemhal olmuş. İslam dünyasının her köşesine bayram neşesini yaşatalım diye çabalıyor. Konyalıları da bu sevince ortak olmaya çağırıyor.
Kendilerini dört gözle bekleyen kardeşlerine sadece kurban eti götürerek değil, aynı zamanda hayat şartlarını iyileştirmeye yönelik çeşitli projelerle de destek olmaya devam ediyor.
Onlarca yardım kuruluşunun arasında neden IHH? Çünkü 23 yıllık bir tecrübe ile karış karış her yeri biliyorlar. Ateşin ortasında kanayan topraklarda onlar kurban kesiyorlar. Cami ve mescitlerin, su kuyularının, eğitim merkezlerinin, meslek edindirme kurslarının, yetimhane binalarının ve benzeri birçok projenin temellerini de kurban ziyaretlerinde atıyorlar.
Suriye, Arakan, Filistin gibi kanayan coğrafyalarda var olmak için IHH tecrübesi gerekiyor. Bombalar altındaki Halep'e, Arakan'ın çamur deryası kamplarına herkes giremiyor. Afet bölgelerindeki sefalete herkes tahammül edemiyor.
Bu bayramda da Afrika’dan Balkanlara ve Güneydoğu Asya'ya Ortadoğu'dan Latin Amerika'ya beş kıtada ihtiyaç sahiplerine ve yetimlere ulaşacaklar. Bu yıl ki bağış bedeli 550 TL olarak belirlenmiş. Kurban Bayramı'nın 2. gününe kadar 55 bin kurbana ulaşmayı hedefliyorlar. Allah yollarını açık etsin...
Yeryüzünün en büyük en güzel iyilik hareketine sadece kurban bağışıyla değil, IHH gönüllüsü olarak da katılalım. İyiliklerimizi devamlı kılmanın bir yolu da bu...
Kurban'ıyla Allah'a yaklaşanlardan olmak niyazıyla, hepinizin bayramını en içten dileklerimle kutluyorum... Selam ve dua ile...
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.