Türkiye haritasının ortasında kızaran bir Konya görmek herhalde Konyalı olanların içini acıtmıştır.

Sosyal medyada dalga konusu olmak bir yana onlarca caps görmek ayrıca can sıkıcıydı.

CHP’nin Konya’yı aldığını söyleyen de vardı, Konya’ya müstahak diyenler de…

Bu şehri seven, sahiplenen; şehrin geleceği ve gelişimi için kafa yoran insanlar olarak tek kelime edeyim ki: üzülüyorum.

Aşırı derecede canım sıkılıyor. Resmen kafaya takıyorum. Konya nasıl kırmızı olur yahu?

Hoşgörü şehri, insanlarının çoğunun kurallara harfiyen uyduğu şehir… Nasıl kırmızı olur?

Bir an evvel maviye dönmek başta zor durumdaki esnafımızın durumunu anlamak ve yaralarına merhem olmak adına elzem.

Çocuklarımızın her kademe eğitimlerine devam etmeleri adına elzem.

Hafta sonu yasak var telaşı ile bir şeyleri sıkıştırmaya çalışma psikolojisinden kurtulmak için elzem.

Bildiğiniz gibi Konya’da 100 bin kişideki oran 3 hafta önce 90 ile başladı 101 ile devam etti, en son 120’ye dayandı.

Nereden baksan istikrarlı yükseliş!

Öyleyse ne yapmak gerekiyor?

Ben yöneticilerimizi cesaretlendireyim. Önümüzde 2 haftalık önemli bir süreç var.

Bu süre içerisinde ne yapıp edip haritayı önce sarıya ardından maviye döndürmek lazım.

Süreçle ilgili bazıları çeşitli illerde uygulanan önerilerim şunlardır:

BİR: Konya bir sanayi şehri. Dolayısı ile çok sayıda işçi çalıştıran işletmelerde, pandemi kurallarına uygun hareket edilip edilmediğinin, İl Sanayi ve Teknoloji Müdürlüğü ekiplerince gerekli kontrol ve denetimlerinin yapılması gerekiyor.

İKİ: Salgın Konya’da en çok ev oturmalarından bulaşıyor. Konya genelinde tüm muhtarların, apartman/site yöneticilerinin ve görevlilerinin, sorumlu oldukları alanlarda; kovid-19 salgını açısından bulaş kaynağı yaratacak olan nişan, kına, mevlit, taziye, gün/doğum günü, ev oturması gibi bir arada bulunulmasına neden olacak etkinliklerin ilgili kolluklara bildirilmesi uygulamasına acilen geçilmeli.

ÜÇ: Bulaş riskini artıran önemli yerler arasında marketler yer alıyor. Özellikle hafta sonları yasaklar itibarıyla, gayri resmi olarak market günü ilan edildi. Haddinden fazla müşteri içeriye alınıyor. Saat 17.00’ye yakın giderseniz hele çıkmak apayrı bir dert. Bu konuda denetim gerekirse market kameraları üzerinden yapılmalı. Cezalar kesilmeli.

DÖRT: Kamu mesai saatleri normalleşmeye geçti. Bu güzel lakin saat ayarı gerekiyor. Herkesi  8.30 -17.30 yaparsak toplu ulaşımda sıkıntı olmaması imkânsız. Bazı kurumlar yarım saat erken başlayıp yarım saat erken çıkabilir.

Özellikle özel sektör ile çakışmaya neden olacak saatler esnetilmeli. Çalışma saati bakımından 8 saati uygulayacak şekilde bazı birimler 09.00’da başlayıp 18.00’de bırakabilir. Bazıları 08.00 -17.00 arası olabilir. Bu durum hem trafiği hem de toplu ulaşımı rahatlatacaktır.

BEŞ: Herkes bir yolunu bulmuş dışarıya çıkmak için elinde bir kâğıtla geziyor. Aynı tapu üzerine alınan fazla sayıda ‘çiftçi kayıt belgesi’ mi ararsın, yoksa ben sıhhi tesisat tamircisiyim deyip ortalıkta gezeni mi! Başka başka gerekçeli izinler de var bildiğim ama hepsini yazmayayım. Polisler bekçiler ne yapacağını şaşırıyor bazen. Özellikle yasak saatlerinde dışarıda olarak normal hayatına devam edip dışarıya çıkanlar var. Eline bir ekmek alıp fırına gittim cümlesiyle ortalıkta gezenler…

Bunlar içeride kalanların canını sıkıyor. Kurallara uyanların suçu ne? Kurunun yanında neden yaş da yanıyor! Kısıtlamalardan muaf kişiler kesinlikle tekrar düzenlenmeli.

Anlıyorum hava güzel, spor ihtiyaç. Lakin biraz fedakârlık yapmadan güzelliklere kavuşamayacağız. Şimdilik mavileşme önerilerim bunlar. Umarım kısa zamanda hedefimize ulaşırız…