Mevlana ve Vahdet-i Vücut-2
Üzüm ve Dört Arkadaş:
Bir adam, dört arkadaşı için bir derhem (para) verir. Bunun üzerine, İranlı olan arkadaşı: “Ben ‘angur’ isterim” , Arap olan : “Ben ‘unab’ isterim,” Türk olan : “Ben sizin istediklerinizden istemiyorum; ben ‘üzüm’ istiyorum “ ve Rum olan arkadaşı ise, bu sözleri duyar ve şöyle der : “Hayır! Ben ‘stafili’ isterim”. Bunun üzerine bir kavga başlar ve bu sırada çok dil bilen bir âlim oradan geçmektedir. Âlim; “Bana parayı verin ve bu meseleyi halledeyim” der. Parayı ona verirler. Âlim hemen gidip, çarşıdan üzüm alır ve yanlarına gelir. Bunu gören dört arkadaş hepsi bir ağızdan; “Eyvallah! Hepimiz zaten bunu istiyorduk” derler. (Mesnevi, II/3681 v.d.)
“Şekillerde kalırsan putperest olursun
Şekilleri bırak manaya göz at
Hacca giden hacıyla dost olursun
Hindu, Türk ya ki Arap kim olursa olsun
Onun rengine ve şekline bakmayasın
Onun iradesine ve uyumuna bakasın
Siyahî de olsa o sana uymuştur
Sen onu beyaz olarak gör çünkü o sana uymuştur”.
(MI / 2894-2895- 2896)
4-Aynı konu ile ilgi şaşı çırağın hikâyesi:
“Bir usta şaşı çırağına “İçeriye git ve bana oradan o şişeyi al de gel” der. Çırak hemen içeriye gider fakat şaşı olduğu için tek şişeyi çift görür ve geri döner ustasına sorar “Burada iki şişe var. Hangisi istiyorsun?” Usta, “Oğlum tek şişe var, iki tane değil” diye haykırır. Çırak ısrarla, “Ama burada iki tane var” deyince ustası “Oğlum o ikici şişeyi kır” der. Çırak o şişeyi kırınca ortada başka şişe kalmaz ve kendi gözünde arıza olduğunu anlar”(M I 327-).
Köpük ve deniz
a)Kim ki köpüğü görürse, onu anlatır durur
Kim ki denizi görürse, hayran kalır
Kim ki köpüğü görürse, hayaller kurur
Kim ki denizi görürse, gönlü deniz olur
Kim ki köpüğü görürse, saylarda kalır
Kim ki denizi görürse, şuurunu kayıp eder.
(M V 2908-9-10)
b) Allah’ın zahiri tecellilerini gören hayran olup hayaller kurur, hesap kitap yapar (bilim adamları gibi). Amma hakikat denizine ulaşanlar ise hayret makamından geçerek düşüncelerin ötesine geçerler. Akıl ve irade Allah’ın eline geçer.
Vahdet denizi
|
|
a)Ey insan, Allah korusun, sen saman çöpü değilsin incinin kıvancısın
Sen deniz ve dalgalar arasında en yüce varlıksın
Bu vahdet denizidir, burada eşitlik vardır; balık ta inci de aynı dalganın ürünüdür
Ey olmasızlıklar ve ona eş olan hayaller o deniz ve temiz dalgalardan uzak durun
O vahdet denizinde eş olma ve şaşkınlığa yer yoktur
Ama aptal insana ne söyleyeyim ki?
Ey putperest! Mademki sen iki görenlerin ortağı oldun
Seninle müşrikler gibi konuşmalıyım
O vahdet (birlik) anlatılamaz ve durumlara da bağlı değildir
Bu sahada (alemde) ikilikten başka söze sığmaz
Şimdi ya aptallar gibi bu ikiliği yut; ya da ağzını kapat ve sus
Ya da bazen konuş, bazen sus; bazen de aptalca davul çal, vessalam.
(M VI 2030-)
b)Sen saman değil bilakis öteki alam ait değerli incisin. Orada birlik vardır çünkü Allah birdir ve Allah birliği sever. Bu yüzden ibadet hanelerde, kilisede, Mekke’de ve camilerde insanın biraya gelmelerini ister. Gelin Yunus’a kulak verelim:
Hak cihana doludur,
Kimseler Hakkı bilmez
O'nu sen senden iste,
O senden ayrı olmaz
Dünyaya inanırsın,
Rızka benimdir dersin,
Niçin yalan söylersin,
Hiç, senin dediğin olmaz
Dünyaya gelen geçer,
Bir bir şerbetin içer
Bu bir köprüdür geçer,
Cahiller onu bilmez
Gelin tanış olalım,
İşin kolayın tutalım
Sevelim sevilelim,
Dünya kimseye kalmaz
Yunus sözün anlar isen,
Mani'sini dinler isen
Sana iyi dirlik gerek,
Bunda kimseler kalmaz
ve:
Baştan ayağa değin, Haktır ki seni tutmuş
Haktan ayrı ne vardır, Kalma guman içinde
Bir isen birliğe gel, ikiyi bırak elden
Bütün mana bulasın, sıdk u iman içinde
5-Tekliğe diğer örnekler:
Bazıların yolları yanlış tan olsa dinler ve inançlar özde hep aynı Varlığı kast eder. Fih-i Mafih’de Mevlana namaz ve ibadet her peygambere göre ayrı olabilir ama manası (maneviyatı) aynıdır ve Mesnevide şu örnekleri verir:
1)Şekle bakıldığında iki göz var ama görme nuru
tekdir
On lamba bir araya gelse, her biri görüntü
bakımından ayrıdır
Aydınlılarına bakınca ışık bakımında hepsi
aynıdır.
(M I 676-678)
b) Dünya görüntülerinde çokluk görünse de
özlerinde tekliğin hakim olduğunu görürüz.
İki ayrı göz varsa da görevleri ortaktır.
Lambalar da öyle.
2-Ama ezdiğinde hepsi de bir olur
Mana alemde sayılar ve çokluk yoktur
Mana alemde ayrılık ve bireysellik yoktur.
(M I 680)
b) Meyveler ayrı görünse de özleri birdir.
yani diğer kimyasal sıvılardan oluşur
ortaklığı sağlayan sudur.
3)Mana alemde sayılar ve bölümler yoktur
Parçalar ve bireysellikler yoktur
Bu isyancı şekli gamla, kederle erit gitsin
Ki onun altında hazine gibi gizli olan vahdeti göre bilesin.
(M I 681-683)
b)Bu görsel âlimin aldatıcı şekil ve renk renk görüntülerin perdelerini kaldır ve ardındaki çokluğu olmayan gerçekleri gör.
Nefis tekliğe geçmedikçe putperesttir. Yani şekillere ve zahiri çekiciliğe hayran olup tapmaya başlar.
4-Putların annesi nefsimizin putudur zira asıl put
Yılan ise nefsin putu ise ejderdir (daha büyük
yılandır)”.
Tohumlardan yağ elde ederiz ve bu yağın kaynağı yine sudur. Fakat yağ suyun zıddı gibidir.
Diken ve çiçekler de aynı kaynaktan oluşur ama bitki için önemli denge sağlar. O halde tezatlık gerçek değil geçicidir. Dünyadaki zıtlıklar da öyle.
5- Bu ebedi ışın insana farz oldu, mum ışığı farz olmadı
Mum eğer ateşte tamamıyla yok olursa, mum ne ışığı kalır ne de eseri kalır.
(M V 678)
b)Mum yani insanın bedeni aşk ateşiyle yanıp yok olunca o kalıcı farz olan ruh ebedi olarak kalır.
6-Mecnun ve Leyli (Vahdet Örneği):
a) Mecnun Leyli’yi çok düşününce hastalanır ve doktor ondan kan almak ister. Mecnun feryadı koparır. Doktor, “Sen aslan, kaplan gibi yırtıcı hayvanlardan korkmazsın bu neşterden niye korkuyorsun?” Mecnun, “Ben neşterden, iğneden korkmam ki benim sabrım en sert kayadan daha sağlamdır. Ne var ki vücudum Leyli ile dolmuştur. Midye misali bedenim Leylinin incisiyle dolmuştur. Aklı olan kimse benim ve Leyli arasında hiçbir fark olmadığını bilir. Leyli kimdir? Benim ve ben kimim? Ben Leyli’yim. İki bedende bir ruh gibiyiz”
(M V 1999- )
b)Tasavvufta maddi aşkın manevi aşka dönüşme konusu da çok işlenmiştir. Âşık ile maşuk ruh olarak birleşirler ve “sen ben oldun, ben de sen oldum” teması ortaya çıkar. Ruh olarak insanlar bir tek kaynağın parça buçuklarıdır. Allah ile uyum sağlayan ruhlar birleşirler ve ayrılık ortadan kalkar.
a)Müminler görünüşte ayrı ayrı görünebilirler
Vücutları ayrı olabilir ama ruhları birdir
Ayrılık hayvan ruhlarında olur
Ama tek ruhluk insanlarda olur.
(M IV 408 ve M II 188)
b)Bu düşünce Mevlana Kuran’daki “Mümin müminin kardeşidir, bu yüzden aralarında barış yapın ve Allah size acısın diye takvada bulunun” (Hucurat 10)ayetten almıştır. İyi insanlar ve bilhassa müminlerin ruhu tek bir kaynağa bağlıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.