Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

Nasreddin Hoca Halk Kahramanıdır

Nasreddin Hoca Halk Kahramanıdır

  • Resmî ideolojinin kullanmadığı halk kahramanı, mütefekkir, mutasavvıf kaldı mı ki… Hangi birini sayalım… Mevlâna Celâleddin Rûmî’den tutun Hacı Bektaşı Velî’ye ve Yunus Emre’den Karacaoğlan’a, Hâce Bayramı Velî’den Hâce Nasreddin’e varıncaya kadar.

 

 

“Dünyanın Hocası, şenliğin şamatası, tantanası ve hafifliğinden tam kurtuldu derken şimdi de lüzumlu lüzumsuz, zamanlı zamansız, gerekli gereksiz başına kavuk, ayağına çakşır, sırtına cübbe geçiren çıkarıyor sokağa ve: “Ben Hocayım!” diye başlayıp sayıklamaya başlıyor.

Öyle bir devirdeyiz ki, gelişme adına, Batı’nın bilgisi, tecrübesi ile onun inanç ve moral değerleri hayatımızın üzerine abanmış vaziyette. Hoca değil, sanki Noel Baba…

Bir bakıyorsunuz eğlencede merkezinde, bir bakıyorsunuz telin mitinginde, bir bakıyorsunuz siyasi çalışmalarda. Keyif çatmakta ve gündelik hesapta kullanılan tek insan, galiba sadece o. İsterseniz bir araştırılsın. Durum içler acısı…

Çocukluğumda işittiğim beddualardaki hortlamak bu olsa gerek. Mübareğin inancı, düşüncesi, ahlak anlayışı, felsefesi bir tarafa sanki otantik bir malzeme… Kimi fikrine, kimi zikrine, kimi meşrebine delil kılıp kendine payanda yapıyor Hoca’yı.

……………

Hoca insanlık için hoşgörü, dostluk, barış ve iyimserlik sembolüdür ve biz ne yaparsak yapalım, insanlık var oldukça bu misyonu devam edecektir.” ( İdris Doğan, 03.04.2015, İstasyon Gazetesi)

 

***

Meslektaşım İdris ne kadar haklıysa, Nasreddin Hoca üzerine kitaplar yazan, makaleler ve yazılar kaleme alan şuurlu kalemşörler de, senelerden beri bir o kadar haklı serzenişte buluna gelmişlerdir.

Resmî ideolojinin kullanmadığı halk kahramanı, mütefekkir, mutasavvıf kaldı mı ki…

Hangi birini sayalım…

Mevlâna Celâleddin Rûmî’den tutun Hacı Bektaşı Velî’ye ve Yunus Emre’den Karacaoğlan’a, Hâce Bayramı Velî’den Hâce Nasreddin’e varıncaya kadar.

 

***

Sivrihisarlı Nasreddin Hoca’dan Isfahanlı Nasreddin Hoca’ya, Azerbaycanlı Nasreddin Tûsî’den Buharalı Nasreddin Hoca’ya kadar ne kadar çok Nasreddin Hoca ve makamı var ki…

Nasreddin Hoca’nın dolaşmadığı ülke kalmamış şu dünyada. Saim Sakaoğlu’nun eserinde 30’a yakın ülke saydım. Türk dünyasındaki ülke sayısı ise 20’yi geçiyor.

Saim hoca, Nasreddin Hoca’ya ait 124 fıkradan söz ediyor. Hoca adına bağlanan fıkralardan ayrı olarak mantık açısından Hoca’ya uymayan ve söylemediği uyduruk fıkralardan da bahsediyor.

 

HOCA HEM ÂLİM HEM HALK ADAMI

Mehmet Yardımcı hoca, “19. Yüzyıla Ait Bir Yazmada Bulunan Nasreddin Hoca Fıkralarında Söz Varlığı” başlıklı araştırmasında, Gerek yurt içinde, gerekse yurt dışında pek çok yazmada Nasreddin Hoca fıkralarının yer aldığı bilinmektedir. Bu yazmalardan hareketle Hoca'nın 13. yüzyıl âlimlerinden biri olduğu yargısına varılmaktadır.

İçinde 13. yüzyıla ait kayıtların olduğu Saltuk-name'de Nasreddin Hoca ile ilgili kayıtların olması, Bursalı Lamii'nin "Letâif-i Lamiî" adlı eserinde yer alan Hoca ile Şeyyad Hamza arasındaki diyaloğa yer veren iki fıkra bulunması bu görüşün kanıtlarından sadece ikisidir.” diyor.

Mehmet hoca, Nasreddin Hoca’nın nasıl “halk kahramanı” haline geldiğiyle ilgili şu tesbiti yapıyor: “Fıkralarda yer alan özlü sözler de bugün birer atasözü gibi halkın dilinde yaşamaktadır. Bu sözlerin çoğu aynı zamanda fıkraların adı gibi kullanılıp tanınmasını sağlamaktadırlar. Fıkralardaki deyim ve atasözleri ile Hoca’ya maledilen sözlerden bazıları Acemi bülbül bu kadar öter. Ağız torba değil ki büzesin. Bindiğin dalı kesme. Buyurun cenaze namazına. Damdan düşen halden anlar. Dostlar alışverişte görsün. Geç yiğidim geç. İpe un sermek. Kabak tadı vermek. Kazın ayağı. Kuşa benzemek. Parayı veren düdüğü çalar. Tavşanın suyunun suyu. Yer kürküm ye. Yorgan gitti, kavga bitti. biçimindedir.”

 

Devam edecek

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Balkan (Tarih Yazıları) Arşivi
SON YAZILAR