Oto yıkamada self servis dönemi

ÇİĞDEM KURUT'UN RÖPORTAJI

Kendisiyle pek çok araç sahibine pratik çözüm sunan self servis otomobil yıkama makineleri ile Türkiye’de isim yapan Lider Makine’yi, gelecekteki oto yıkama sistemlerini konuştuk…   

Sanayiyle tanışmanız ne zaman oldu?

Selçuk Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunuyum. 2001 yılında mezun olduktan sonra bir şirkette muhasebe departmanında  çalışmaya başladım. Ama aklım hep sanayideydi. Hangi sektörde ilerleyebilirim diye düşünüp araştırırken imalat sektörü cezbetti. İmalat sektöründe fikriniz olduğu sürece kimse önünüze geçemez. Fikriniz olduğu sürece kendinizi gösterebileceğiniz alan var.

Oto yıkama makinelerinin imalatını neden tercih ettiniz?

Otomobil merakım hep vardı. Bunun temizliği de herkes için önem taşıyordu. Ben de buna kafa yordum. Mahalle aralarında insanların kendi arabalarını yıkamaları, bunu yaparken de büyük keyif almaları hep dikkatimi çekerdi.

Sanayi geçmişiniz olmamasına rağmen ilk üretimi nasıl sağladınız?

Meslek anneden babadan kalmıyor. Kalmamalı da. Üniversiteyi bitirdiğimde yıldız tornavida ile elektrik tornavidasını ayıramazdım. Bir tane karton aldım. Çamaşır makinesi kartonuydu. Bu karton benim makineme yakın dedim. Eğdim, büktüm, kestim. Kendimce bir prototip çıkarmıştım. Sonra da bunu kim yapar diye araştırmaya başladım. Kabinci yapar dediler. Kabinciye gittim. Bu ne diye sordu tabi. Yapacağım makinenin prototipi dedim.  Diğer ayrıntıları başka yerlerden temin ettim. Böylece başladık. Dışarıdan hizmet alarak ortaya bir ürün koymayı başardık. Oto yıkama makinelerinin imalatına 2004 yılında başlamış olduk. Zaten 10 yıl içinde bu işin her şeyini öğrenirim demiştim. Makinelerimizin üzerine şunu yazdık; 1 TL’den başka bir şey atmayın, biz denedik çalışmıyor. İmalatı da böyle düşündük böyle geliştirdik. Biraz halkımızın diline göre hareket ettik. 

Aileniz nasıl tepki gösterdi?

Babamı küçük yaşta kaybettim. Anneme de yeni işyeri açacağı söyledim. Bir teşbih, bir tane de seccade hediye edip hayırlı olsun dedi. Bu teşbih ve seccade aslında çok fazla anlam içeriyordu.

Self servis oto yıkama sistemlerini nasıl geliştirdiniz?

Önce bunların soğuk yıkama dediğimiz basit makineleri vardı. Onları yaptık. Sonra 2006 yılında bu makinelerin parayla çalışanının yapılabileceğini düşündüm.  O zaman insanlar bana güldüler. Kim buna para atacak dediler. Ama yaptık. Parayla çalışanı Avrupa’da vardı ama Türkiye’de yoktu. Edirne’den Ardahan’a kadar her yere satmaya başladık. Bu tuttu, insanların hoşuna gitti. Bayanlar da kullanmaya başladı. Daha da ağırlık verdik. 2011’de tavan yaptı. Bu süreçte de 20’ye yakın rakibimiz çıktı. Pazarlama yapmadan önemli bir seviyeye ulaşmıştık. İlk başladığımızda Almanya’dan getirtiyorlardı. Bu da sadece süpürge. Bunu geliştirip köpük, yıkama, cila, silme, paspası ekledik. O zaman da bize güldüler. Hatta bir abimiz “Gençler boş işlerle uğraşıyorsunuz” dedi. Bu abimiz yıllar sonra bizden bayilik istedi.

Bu sektör, sürekli yeniliğe açık bir sektör mü?

Fikir üretip araştırma yaptığınız sürece yenilik her zaman mümkün. Biz de her seferinde standardımızı yükselterek gidiyoruz. Her şeyi kendimiz imal edemeyiz. Dışarıdan hizmet alıyoruz. Fasoncu arkadaşlarla çalışıyoruz. 40’a yakın tedarikçimiz var. Bu da ürün noktasında gelişimimiz daha fazla olmasını sağlıyor. Birçok sektöre de hareketlilik kazandırıyoruz.

Sürekli dışarıdan hizmet almak standartlarınızı etkiliyor mu?

Firmamız prensiplerine göre çalışır. Aynı müşterimize defalarca ürün satıyoruz. Hep daha iyiyi sunuyoruz.  Ortaya koyduğumuz ürünün insanı koruması olmazsa olmazımız.  Bu üründen hiçbir insan zarar görmemeli. Güvenlik sistemimizde hiçbir açığı göz ardı etmiyoruz.  İkinci etapta da ürünümüzü alan bunu kullanabilmeli ve gelir elde edebilmeli.  Kullanıcı da minimum bir maliyetle aracını yıkayabilmeli.

Self servis araç yıkama sistemi nasıl bir sistem

Konya’da bu sistem genellikle petrol istasyonlarında uygulanıyor. Makineye 1 TL atarak çalışmasını sağlıyorsunuz ve kendi aracınızı kendiniz süpürüp, köpüklüyor ve yıkayabiliyorsunuz. 2 yıl önce Eskişehir’de farklı bir alan oluşturulduk.  2 bin 300 metrekare alanda self servis araba yıkama sistemi kurduk. İçerisinde çocuk parkı, Kafe gibi sosyal alanlar da mevcut.   Bu tarz alanlar Avrupa’da çok fazla. Kütahya’da da yaptık. İnsanlar kendi araçlarını kendileri süpürüyor, köpüklüyor, yıkıyorlar. Bu bir hobi. Kişi haftada bir iki saatini aracına ayırıyor, bakımını yapıyor. İşletmeciler kar elde ediyor. Maliyeti düşük. Önümüzdeki yıllarda da Türkiye’de özellikle petrollerin dışında boş arazilere çok self servis kurulacağını düşünüyoruz. Türkiye geneline 300’e yakın self servis rahatlıkla kurulabilir. Yeni yatırım arayanlar rahatlıkla self servisi yıkama sistemlerini düşünebilirler. Maliyetleri oldukça düşük ve geliri yüksek bir sektör.

İnsanlar neden kendi araçlarını kendileri yıkamak istiyor?

Artık benzinliklerde bile yakıtınızı kendiniz dolduruyorsunuz. Yemek alırken de büyük markalar selfservis yaptırıyor. Kısaca size bir garson atayamam diyor. Bu pek çok sektörde geçerli.  Kendi yemeğinizi kendiniz alıyorsunuz. Oto yıkama da öyle olacak. Avrupa’da kimse alt sektörde çalışmak istemiyor. Türkiye de o yönde ilerliyor. Marketlerde kendi ürünlerinizin barkotunu kendiniz okutun diye çalışmalar başlatıldı. Eleman maliyetleri yüksek. Ayrıca bazıları için otomobiliyle haşır neşir olmak adeta bir hobi. Kişi arabasını temizler, bakımını yapar, bundan da büyük keyif alır.

Neyi hedefliyorsunuz?

Türkiye’de self servis araç yıkama alanlarını çoğaltmak hedefimiz. Türkiye’de bu geliştikten sonra doğu ülkelerine girmeye çalışacağız. Yavaş yavaş da bu yönde çalışmalara başladık. 20’ye yakın ürünümüz var. Şu anda iç piyasada önemli bir yere sahibiz.

Son olarak ne söylemek istersiniz?

Yeni iş yeri açmayı düşünen, yeni bir sektöre yatırım yapmayı düşünenler, çok uğraşmadan gelir elde etmek isteyen gençler için self servis yıkama istasyonu iyi bir yatırım ve gelecek olabilir. Türkiye’de şu anda 2 tane. İlerisi için cazip. Türkiye’de yeni bir iş dalı olsa da Avrupa’da 20 yıldır kullanılıyor. Karlı bir iş.