Hayat; yaşamayı sevdikçe güzelleşir - İbrahim Arzuman
Her hafta kendimi zorlu bir sınavdan geçiyormuşum gibi hissediyorum. Sizler gibi iyi gözlemci ve dikkatli okuyucuların karşısında hasbelkader duygu ve düşüncelerimi yazmak ve karşınızda olmak zor ama bir o kadar da zevkli... Sevdiğim ve yaşayarak öğrendiğim bir hobim olduğu için genelde atlar ve doğa ile ilintilidir yazılarım bu yüzden zorlandığımı hissetmiyorum. Bu cumartesi günü, kıymetli al atımı özenle hazırladım ve yalnız kalıp içsel anlamda kendimi dinlemek için dağlara doğru sürdüm atımı; ona doğru eğilip, müziğin susmadığı, huzurun bitmediği, yüreğimde kelebeklerin uçacağı o yere götür ama dur unutmadan yanıma aklımı, tertemiz duygularımı ve hayallerim olan üçlemeyi de alayım masallarımın kahramanını diye fısıldadım kulağına... Yalnızlık iyi bir şey değil aslında ama kendimi her kötü hissettiğimde bunu yapıyorum. Günümüzde gerçekleşen arkadaşlık ve dostluklar güvensizlik, sevgisizlik ve sadakatsizlik sonucunda bir süre sonra sona eriyor hatta bazen kalp kırma inciltme veya kavga ile sonuçlanıyor farkında mısınız? Sebebi ise kalpten, riyakarsız, samimi şekilde bir gönül muhabbeti barındırmıyor olması ve bu bağı yakalayamadığınız insanlar, sizinle koşulsuz bir ruh yolculuğuna dayanmıyor. Koşullu duygular neticesinde sizden daha çok sosyal beklentiler gibi dış faktörlere dayanan, para, mal, mülk ve yaşam standartlarını yüksek tutacak, daha çok çıkarlara dayalı bir beklentiye girince etrafınızdakiler haliyle temeli
sağlam olmayan,gelişmemiş gerçek sevgiden yoksun bir bağın olduğunu
hissediyorsunuz. Sonrası mı hayal kırıklığı, kocaman bir kaos ve bir sonraki olumsuzlukların temeli olan hayatınıza girecek insanlara karşı güvensizlik duygusu. Şu dünyada sevgi büyük ihtiyaç ve herkes sevmeye sevilmeye muhtaç Şu dünyada sevgi büyük ihtiyaç ve herkes sevmeye ve sevilmeye muhtaç bu nedenle içten, kalpten, sadece sevilmek duygusu ile karşılık beklemeden sevdikçe sevginin gücünü yakalayabiliriz ve o içimizde yaşadığımız sevginin gücü ile hayatın zorluklarına karşı direnebiliriz zira hayat sevdikçe güzelleşiyor. Fakat sevdiğimiz insanlara karşı dayatmalar ve kendimize benzetme çabalarımız, ego savaşları ve yetersizlik psikolojisi vb. sebepler bizi tek kalmaya maalesef yalnız yaşamaya iten yegane hatalarımızdır bu nedenle ayrılıkları ve yalnızlıkları artık hiç yadırgamıyorum. Karşımızdaki insanları olduğu gibi kabul edebilsek, fikirlerine saygı duymayı becerebilsek keşke... İnsanları değiştirmek, bir şeyleri dayatmak, şekil ve anlam yüklemeyi bırakıp mert olma, dürüst olma, çalışkan olma, ahlaklı olma, vicdanlı olma, karşımızdakine empati duyma gibi olumlu davranışlar gösterebilsek keşke... İşte insan olarak bunları yapabilirsek
kalben zenginleştiğimizi hissedeceğiz ve gönlümüzün daha huzurlu olduğunu farkedeceğiz zira hayat
dediğimiz şu fani dünya öyle kısa ki bir kelebek ömrü gibi, o yüzden kimseyi kırmaya ve kırılmaya değmez. En zor anlarımızda yüreğimize dokunan, hayatımıza
anlam katan, hüznümüze, sevincimize ortak olan, umudumuzu kırmayan “iyi ki var” diyebileceğimiz gönlü güzel insanlara denk gelelim inşallah, çevremizdeki her şeyi ama her şeyi koşulsuz sevebilmemiz dileğiyle...