17 Aralık'ta Kayseri'de patlayan bomba bir tesadüf eseri değildir. Doğrudan devleti ve milleti hedef almaktadır. Bir de Erdoğan'ın dik duruşunu...
Türk demokrasisi 17 Aralık 2013'te Cumhuriyet tarihinin en alçak saldırısına uğradı.
Fetullah Gülen liderliğindeki sapkın bir örgüt, medya, polis ve yargı marifetiyle seçilmiş iktidara bir darbe girişiminde bulundu.
Sinsi bir şekilde emniyeti, yargıyı, TSK'yı ve bürokrasiyi ele geçiren bu karanlık suç örgütü, önündeki son engel olan AK Parti iktidarını da devirerek siyaseti de ele geçirmeyi planlıyordu.
Hatırlayın, 17 Aralık'ta Recep Tayyip Erdoğan Konya'daydı. Erdoğan, Konya'ya Şeb-i Arûs'a katılmak üzere gelmişti.
Bu sapkın örgüte ilk tepkisini de "Haşhaşi" benzetmesiyle Konya'dan dünyaya vermişti.
Kayseri'deki patlamanın bu olayların yıldönümünde olması bir tesadüf olabilir mi?
Asla.
***
Kayseri, Türk tarihinin en acımasız katliamına Moğolların saldırmasıyla yaşayan bir şehrimizdir.
Selçuklu döneminde Konya “dindar”, Kayseri ise “tüccar” özelliğiyle ön plâna çıkan iki büyük şehirdir. Biri Türkiye Selçuklu Devleti’nin Başkenti, diğeri ise Selçuklu ekonomisinin kalbinin attığı belde.
Türk ve Rûm Müslümanların 1200’lü yıllarda Anadolu’yu yurt olarak seçmelerindeki en önemli sebep, acımasız Moğolların şerrinden korunabilmekti. O dönemde Horosan’da Ahmed Yesevî’nin derviş ve Alp-Eren’leri, bu Moğol şerrinin soluğu önünden kaçarak Anadolu’ya sığınmak durumunda kalmışlardı. Kimi Selçuklu idarecilerinin daveti üzerine, kimisi de nerede sonlanacağını bilmediği meçhule doğru yolculuğa çıktılar. Hacı Bektaş Nişabur’dan, Ahi Evran Hoyi’den, Mevlânâ Celâleddin Belh’den, Seyyid-i Burhaneddi Tırmiz’den kalkarak Anadolu’yu mesken tutmuşlardı.
Moğollar, uzantıları olan Cengiz Han’ın torunu Hülagu tarafından kurulan İlhanlı Devletiyle Anadolu’ya sarktı ve Uluğ Sultan Alâeddin Keykubâd’ın bir suikaste uğramasından sonra tahta çıkan Sultan Gıyaseddin’in basiretsiz yönetimi ve Türkmen boylarını küstürmesiyle Babaî isyanları çıktı. Selçuklu güçsüz duruma düşünce bir tsunami gibi önüne çıkanı yok ederek ilerleyen Moğollar, 1239’da Kars’ı yağmalayarak Anadolu’ya ayak bastılar. Baycu Noyan, Erzurum’u yağmalamasından sonra Sivas’a dayanınca Selçuklu ordusuyla 1243 yılında Kösedağ’da karşı karşıya geldi. Selçuklu’nun yenilmesiyle birlikte Moğollar, Kayseri’ye yöneldi. Fütüvvet maksatlı Ahilik teşkilatının temellerini atan Hâce Nasıreddin Mahmud, Ahiyan ve Bacıyan’larla birlikte şehri savunmak için hazırlık yaptılar. Kayseri’de ahiler büyük bir mukavemet gösterseler de Ermeni dönmesi şehrin subaşısı Haluk oğlu Hüsan’ın ihanetiyle birlikte Moğollar, sur içinde kalan mahalleleri yağmalayarak, şehrin hazinelerine el koyarak evler, barklar, dükkânlar, imalathaneler, idari binalar ateşe verilmişti. Tam bir katliamın yaşadığı şehir içi ve çevresinde on binlerce belki yüzbinlerce tarihin kayıt edemeyeceği kadar insan kıyımdan geçirildi. Bir semavi afet ve tufan gibi önüne kattığını yok eden bu ateş, 170 küsür yıldır medeniyet, kültür ve insaniyet adına ne varsa yaktı, yıktı götürdü. Moğollar, Kayseri şehir merkezini harabeye çevirip batı istikametine yöneldiklerinde geride, insan nefesinin olmadığı vahşi hayvanlara ve yırtıcı kuşlara ziyafet olan bir şehir bıraktılar.
Kayseri, 17 Aralık 2016 tarihinde Moğolların torunları tarafından alçak ve hain bir bombalı saldırıya uğradı. Alçak, kahpe ve şefsizler Ana(dolu)’nun gözü yaşlı analarını bir kere daha acılara gark ettiler.
Allah bütün teröristlerin belâsını versin.
***
17-25 Aralık'ta Erdoğan dik durmasaydı Türkiye Cumhuriyeti devleti yıkılabilirdi.
FETÖ'yü kullanan dış güçlerin gayesi hükümeti devirip, memleketin ileri gelen siyasetçileri ile işadamları tutuklandıktan sonra bir kaos oluşturmak ve 3-5 ay sürecek bu kaos içerisinde Türkiye'de bir iç savaş çıkarmak, bunun neticesinde Türkiye'yi yıkmaktı. Beşiktaş'ta ve Kayseri'de patlatılan bombalı saldırılar da ülkemizi iç savaşa sürüklemek ve bölmektir.
17 Aralık'ta Sayın Erdoğan dik durmasaydı eğer...
Biz bugün bir başka Türkiye'de yaşıyor olurduk...
Askerî vesayet dönemi gibi Paralel vesayet olurdu...
Türkiye İsrail ve ABD'nin güdümüne girerdi...
Bir tarihçimizin dediği gibi: Türkiye, Lozan'da sıkıştırılan tabutun içinde ölümü beklerdi."
***
17 Aralık'ta bizde FETÖ'ye ve Paralele karşı dik duranlardan olduk.
17 Aralık 2013'te halkın iradesiyle iş başında olan Hükümet ve Türk demokrasisi hedef alınmıştı.
17 Aralık 2016 tarihinde de Kayseri'de patlatılan bombayla Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Milleti hedef alınmıştır. Birde dik duran Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan.
AZİZİM DİYOR Kİ…
Kötülük ateştir ateş ise yakıcıdır, onun yolunda geçilebilecek bir geçit yoktur. Bugün kötü ne kadar huzur içinde olursa olsun, yarın pişman olur azap çeker. (Yusuf Has Hacib)