Cuma akşamı 21.00 sularında WhatsApp gruplarına mesajlar düşmeye başladı.
‘Bu gece 24 itibariyle sokağa çıkma yasağı ilan edildi evde ekmek vb. yoksa önlemimizi alalım’
Şimdi, haftalardır konuşulmasına rağmen önceden hazırlık yapmayan, günübirlik yaşayan bir insan olduğunuzu düşünün. Veya bir miktar hazırlığınız olsun ama sigara gibi hayatınızın en önemli yerinde olan bir illetin son paketinde birkaç tane kaldığını düşünün…
Evet, koşar adım kendinizi sokağa atmanız bu bakımdan normal.
Sürü bağışıklığını anladık, sıra sürü psikolojisini çözmeye geldi sanırım!
Peki diğer açıdan baktığımızda? Bizler oruç tutan bir milletiz. Müslümanız değil mi? Kardeşiz, komşuyuz…
Devam edelim.
Yasağın evvela kendisinin, ardından detaylarının gelmesini ben de yadırgadım. Ve durumun eleştirdiğim ana noktası bu. Ne düşünüldü, hangi akıllı böyle bir şey yaptı bilmiyorum.
Bakan Süleyman Soylu bu konudaki eleştirileri üzerine aldı. ‘Milletin hazırlıklı olduğunu düşündük’ dedi ilkin, sonra öngöremediklerini itiraf etti.
Yasaklamanın olduğu gece düşündüm… Sonra küçük bir araştırma yaptım. Bu millet en son 22 Ekim 2000 yılındaki nüfus sayımında sokağa çıkma yasağını yaşamış. Yani milyonlarca insanımız hayatta bile değildi o zaman ya da birçoğumuz unuttu…
Hafızamı biraz zorladım, 13 yaşında idim o günü ve nüfus memurunun bahçemizde oturarak kimliklerimizi alıp bir deftere yazdığı anlar geldi aklıma. Belki önceden de bunu yaşamıştım. Büyüklerimizin 1 gün öncesinde elimize bir çanta verip ekmek almaya gönderdiklerini hatırladım. Zira o zamanlarda hem bakkallar hem de fırınlar kapalı olurdu pazar günleri…
Hey gidi günler…
Biz cuma akşamına dönelim. O ilk dakikalar itibariyle lütfen panik yapmayın şeklinde haberlerle insanlarımızı uyarmaya çalıştık. Lakin kitlelerin önü açıldı mı kontrol etmek bir o kadar zor.
O gece sokağa çıkanlara her birimiz kızsa da sonrasında kısmen hak verdik. İnşallah tekrarını yaşamayız. Bu hepimize ders olur. Ancak o gece de yazdığım gibi devlet asla milletini aç bırakmaz. Detaylar açıklanmadan 1 saat önce fırınların asla kapanmayacağını takipçilerime bildirdim.
Biraz gündem takip edilirse, zaten bir iki gün öncesinde de Sayın Cumhurbaşkanı’nın cuma günü önemli bir açıklama yapacağı konuşuluyordu.
Peki şimdi ne öngörülüyor? 2. Yasak olacak mı?
Okurlar bizlerden ve devlet ahalisinden net şeyler duymak istiyor.
Değerli okurlar! Bazen ne devlet yetkilileri ne de bizler resmi olmadığı sürece net şeyler konuşamayız.
Örneğin, okullar 1 Mayıs’ta açılacak mı? Bu sorunun cevabı teknik olarak evet. Ama ya şu anki ortama göre? Yaşadıklarımıza göre, okulların 1 Mayıs’ta açılacağına kim garanti verebilir?
Bu cümleler sizlere gerekeni anlatıyor mu?
Aynı şekilde haftalardır konuşulan sokağa çıkma yasağı bir anda uygulandı. Hazırlıklı olmak zorundayız, zorundaydık...
Bilim kurulunda çok şey tartışılıyor. Komple bir sokağa çıkma yasağı tartışıldığı gibi ara ara yapılması da gündemde.
Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Sayın İbrahim Kalın, duruma göre yasağın yeniden uygulanabileceğini söyledi. Sayın Bakan Soylu da üretim zincirinin kırılmaması için pazartesi günü yasak kalkacak dedi. Peki buradan çıkarmamız gereken ne? 2. Sokağa çıkma yasağı ne zaman?
Üretim zincirine sıkıntı olmayacak şekilde zaten birçok kişi için tatil olan Cumartesi Pazar günleri Nisan ayı boyunca yasaklama olabilir. Hatta millet laf söz dinlemez havaların ısınmasıyla kendini sokaklara daha çok atarsa bu yasaklar artabilir.
Umarım ikinci yasağın ne zaman olabileceğiyle ilgili bir fikriniz oluşmuştur.
Hepsi bir yana dünya bu hastalıktan kıvranırken devletin aldığı tüm kararlara harfiyen uymak zorundayız. Yoksa hiçbir devlet ve yönetici vatandaşını evde tutmaktan keyif almaz. Hatırlıyor musunuz bir ara bir çiklet de olsa ‘al ver ekonomiye can ver’ diye reklamlar vardı.
Her şey sağlığımız ve geleceğimiz için…