20 Yıl Sonra İmzalanan Kitap

M. Alper Türedi

Türkçe öğretmenimin tavsiyesine uyup da gitmiş olduğum kitapçıda tanıştım birçok yazar ve çizerle. Böyle bir tanışıklığın arifesinde bir kitap satın aldım. Kitabın kapağında bir köy fotoğrafı. Siyah beyaz. Damsız toprak evler görünüyor uzaktan. İnce uzun kavak ağaçları ile çalılıklarla kaplı fotoğrafın yarısı. Yıkık bir duvarın gerisinden basılmış olmalı deklanşöre. Fotoğrafın insanı içine çeken bir yanı var. Köy kokan kitabın kapağını araladığımda karşıma çıkan hikâyenin adı: HAYRAT.

Yazarın 2011 yılında kaleme aldığı “Kültürümüzün Bir Parçası Hayrat” başlıklı yazıda, otuz sene önce yazdığını belirtiyor bu hikâyeyi. Aynı yazıda yirmi sene önce yayınladığı kitabına da bu ismi verdiğini söylüyor. Hayrat, Zeki Oğuz’un ikinci hikâye kitabı. Kitabı satın aldığım tarih bin dokuz yüz doksan iki. O yıllarda kitabı satın aldığım günün tarihini, kitabın iç sayfasına yazma âdeti edinmemiş olsam gerek ki, hangi ay ve günde aldığıma dair bir ibare yok. Kırmızı tükenmez kalemle yazılmış 1992 sayısından başka. O gün imzalatmamışım kitabı yazarına.

Hayrat ‘sevap kazanmak için yapılan iyilik’ diye geçiyor Türk Dil Kurumunun sözlüğünde. Hikâyede geçen hayrat ise Sille’ye giderken yolun solunda. Devamını yazardan dinleyelim: “Mezarlığın duvarında büyükçe bir baca vardı. Bu bacanın içinde suyu hiç eksilmeyen bir küp vardı. Küpün yanı başında da su içmek için küçük bir zükkü dururdu. Bu bacaya gelip geçen yolcuların yemesi için Sille’liler mevsimine göre elma, armut, üzüm gibi meyveler koyarlardı.” Bir yaşlının gözüyle hikâyeleştirdiği bu hayrat zamanla yıkılır, yıkımı etkiler Oğuz’u. “Ulaşım olanakları artınca zaten işlevini yitirmişti. Yine de bu hayratın yıkılması etkilemişti beni.” Hikâyenin sonunda hayratı yıkılmış bulması sıkıntıyla yüzünün gerilmesine sebep olur yaşlı amcanın. Kime kızacağını bilemez. Kızmayı bile unutmuş yıllardır sadece küsüyordur. “Bir tas suları bile yok, bir avuç meyveleri bile yok” diye düşünür. Yürüdüğü onca yol sonrası bedenindeki yorgunluğun yerini tatlı bir uyuşukluk aldığını hisseder. Olduğu yerde uykuya dalar, gözleri kapanır. Böyle bitiyor hikâye. Kitapta 11 hikâye yer alıyor. Birbirinden dokunaklı ve gerçek hayattan alıntılarla yazılmış hikâyelerin buğusunda samimiyet var. Yazar ile tanışmam yıllar öncesine dayanır. Henüz ortaokulda öğrenciyken uğrardım kitapevine. O yıllarda memuriyetten ayrılmış, geçimini temin için eski kitapçılığına başlamıştı Oğuz.  Bu durumdan yıllar sonra kendisiyle yapmış olduğumuz bir söyleşiyle haberdar oldum. Çıkarmayı düşündüğümüz derginin ilk sayısında kendisine de yer verelim istedik. Yazar olmanın yanı sıra aynı zamanda bir dergide çıkarıyordu. Birikimlerinden faydalanma isteğiyle çalmıştık kapısını. Sonuna kadar açılan kapıdan buyur etti bizi. Çıkardığı Derginin isim babası zaman zaman bir araya geldiği öğrencilerden birisidir. Öğrencinin  "Konya'nın her tarafı bozkır, bozkırın doğal bitki örtüsü de çalı. Susuzluğa, kuraklığa Çalı kadar iyi dayanabilen var mı? Derginin adı Çalı olsun", önerisiyle adı “Çalı” konur. 1997 yılının Şubat ayında yayına başlar dergi. 2001 yılı Haziran ayına kadar 51 sayı çıkar. Biraz soluklandıktan sonra Nisan 2003 te yeniden yayınlanır. 2008 yılı içerisinde de dalya diyerek 100. sayıya ulaşır. Sadece dergi mi? Zeki Oğuz’un bir uğraşı da fotoğrafçılıktır. Fotoğrafla amatör olarak ilgilenmeye başladığı tarih ise 1989 dur. 1995 yılında ise ilk sergisini açar. Karma sergilere katılır, saydam gösterileri düzenler. Şairlikte iddialı olmadığını belirtse de, pek çok yazar gibi ilk göz ağrısı şiirdir. ‘Gezgin Yürek’, aynı zamanda bir seyyahtır. Yörüklerin yaşamları ile yaptığı çalışmaları kayda değerdir. Yıllar sonra kendisini Rampalı Çarşıdaki bürosunda ziyaret ettiğimde yanımda ‘Hayrat’ı da götürmüştüm. Eksik kalan bir imza için. ‘Yılların ötesinden merhaba’ diyerek imzaladı kitabı. Altındaki tarih 25 Mayıs 2012. Kitabı satın aldığım tarihten tam yirmi yıl sonra.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.