Benim akranlarım ve benden büyük olanlar 27 Mayıs’ın ne anlama geldiğini çok iyi bilirler.
Memlekete hizmet etmekten başka suçu (!) olmayan bir Başbakanın idam edildiği bir ülkede yaşıyoruz. İdam edildiği tarihi bayram olarak kutlayanların nasıl bir ruh halinde olduklarını da varın siz hayal edin.
Adnan Menderes’i idam etmekten utanmayanlar, bugün de o günleri hatırlatarak sözüm ona “Aba altından değnek” gösteriyorlar. O günlerin çok gerilerde kaldığını aslında onlar da çok iyi biliyor.
Ben Kahramanmaraşlıyım. Bizim oraların örfüne göre 60’lı yıllarda kadınlar siyah çarşaf, erkekler de şalvar giyerlerdi. 1960 ihtilalinden sonra duyuyorduk ki, asker çarşafları ve şalvarları yırtıyor, giyenleri de cezalandırıyorlardı.
Bir komşumuz vardı resmi elbise giyerdi. Zabıta mıydı, ormancı mıydı bilemiyorum. Annem ve babamla çarşıya çıktığımızda o komşumuzla karşılaştık. Bize doğru gelince, annem tanımamış olmalı ki, çarşafını yırtacak diye babamın arkasına saklanmıştı. Bu olay hafızama kazındı. Hiç unutmuyorum.
İhtilalden sonra radyolarda şarkılar, türküler, oyun havaları çalıyordu. O yıllarda herkesin evinde radyo olmazdı. CHP’li bir komşumuzun evinde radyo vardı ve son ses açılır, adeta Demokrat Partililere nazire yapılırdı. Annem esaslı bir Demokrattı. Eline kocaman bir taş aldı CHP’li komşumuza “O radyoyu ya kapatın, ya da sizin duyacağınız kadar açın. Siz bugün seviniyorsunuz ama, biz üzülüyoruz. Kapatmazsanız kırarım o radyoyu” diyerek insanlık dersi verdi.
Adnan Menderes’in asılmasını hâlâ anlayabilmiş değilim. İktidar hırsı ile insanlar nasıl bu kadar canavarlaşıyor, şaşıyorum.
Aynı zihniyet bugün de boş durmuyor. Bugün de iktidar hırsı ile akıl almaz rezillikler yapılıyor. Gözdağı veriliyor. Başbakana Menderes hatırlatılıyor. “Diktatör” diyerek algı oluşturulmaya çalışılıyor. Halkın vermediği iktidarı “Ordu Göreve” pankartlarıyla alacaklarını sanıyorlar. Her yolu deniyorlar, ama olmuyor. Halbuki başlarını ellerinin arasına alsalar da “Bu millet bizi neden tercih etmiyor” diye kendilerine bir kere sorsalar.
Başbakan Erdoğan kara kaşı, kara gözü için seçilmedi. Halkın neden Erdoğan’ı tercih ettiğini sorsunlar, öğrensinler. Çok mu zor?
“Sonun Menderes gibi olacak” diyenlere Başbakanın cevabı hazır:
“Biz bu kutlu yola kefenimizle çıktık, bu vatan için gerekirse ölürüz…”
27 Mayıs’ın üzerinden çok uzun seneler geçti. Ama zihniyeti hâlâ yaşıyor. Bu anlayışla bir yerlere varılamayacağı gün gibi ortada. Hırslara gem vurulmalı. Halkın tercihleri dikkate alınmalı. Demokratik yollar dışında iktidar yolları aranmamalı. “Açık oylama, kapalı tasnif” gibi gayri ahlaki yollardan medet umulmamalı.
27 Mayıs vesilesi ile Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu’ya Allah rahmet etsin. Mekanları Cennet olsun.