Beşiktaş-Konyaspor maçının skoruna göre yazı yazmak sanırım Konyaspor'a büyük haksızlık olur bu yüzden maçı incelediğimizde neden bu skor ortaya çıktı aslında görmek zor değil. Maçın Başakşehir Stadyumu’nda olması, Olimpiyat’a oranla gerek futbol oynama açısından, gerek seyir zevki açısından, gerekse de mücadele açısından kısmen de olsa zemin düzgünlüğü açısından bizlere zorlu bir 90 dakikanın beklediğini gösteriyordu. Vefakar ve de cefakar taraftarımız yine kendilerine ayrılan bölümü doldurmuş desteklerini verirken, bu destek karşısında ekibimizde maça etkin bir oyunla başlayarak karşılık vermişti. Konyaspor maça çok akıllı başladı diğer Anadolu kulüplerinin aksine kendi oyununu Beşiktaş'a kabul ettirmek, top rakipteyken de üçüncü bölgede savunma yaparak, rakibin atağa çıkarken topları kazanıp sonuca gitmek diyebilirim. İlk yarım saatlik süre içerisinde bu planın tuttuğunu gördük Atiba ve İsmail Köybaşı bu dilimde oyuncularımız karşısında zor anlar yaşadı. Hatta bu süre zarfında Beşiktaş topla dahi oynayamıyordu, top onlarda değil iken de çok tehlike yaşamazdık, bir ara topla oynamada % 61’e % 39’luk bir istatistik görmüştük.
Muhtemelen ilk golü bulan taraf olsak bir beraberlik çıkartmamız sürpriz olmazdı ve belki de şuan başka şeyler yazıyor olacaktık. Maalesef Beşiktaş gibi bir takıma bir maçta geriye düştüğünüzde işler normalden iki kat zor oluyor. Maça küçük bir ara verip merkez hakem kurulundaki ilgili arkadaşların mücadele gücü yüksek bir maçta neden çok da iyi fiziki olmayan bir hakemi atadılar merak etmiyorum değil yani. Hakemi eleştirmiyorum verdiği kararlar ne dersek değişmeyecek ancak demek istediğimi sizlere şöyle aktarayım bir hakem düşünün bir oyuncu 3.kez bir oyuncuyu düşürüyor ve hakemden uyarı yiyor hakem tekrarı halinde oyuncuya kart vereceğini söylüyor. 5 dakika bile geçmeden uyarı olmasa bile tehlikeli atak başlangıcından orta sahada aynı oyuncu yine faul yapıyor ve hakem de kartına baş vurmuyor. İşte bu fazla efor sarfeden bir insanın aldığı oksijen ve vücudunda pompalanan kanla alakalı bir durum sanırım. Bu dakikan sonra verilen kararların sağlığı ayrıca tartışılır. Peki biz dönem dönem üstün bir ara dengeli oynadığımız bir maçta neden farklı kaybettik. İlk yarı 6km üzerinde koşan bir Holmen ve 5 km altında koşmayan bir orta saha ikinci devre tempoya bağlı Uğur Ali ve Kibong'un oyundan düşmesi orta alanda sıkıntı yaşadı, Beşiktaş gibi bir takıma karşı orta alan bittiyse sizde bittiniz demektir. Konyaspor attığı gollerin birçoğu kalite olmasına karşı bir birine benzer goller veya duran toplar her zaman Aykut hocayı överken kadro kalitesinin üzerinde puanları aldığını belirtirken kast ettiğimiz olay biraz da bu. Fakat Beşiktaş'ı incelediğimizde durum biraz farklı şimdi oyuncu kalitesine bakıyorum üst düzey, kanatlar şahane, pivot var gezici var, iş bitirici var teknik var işte orta alan bittiyse ve siz gerideyseniz maç bir anda 3-4-5 olabiliyor ve yumuşak karınları az, bunun içine öne geçmek önemliydi, Aykut Hoca da bunun bilincinde olduğundan olabilecek en iyi takımla en iyi taktikle çıktı, futbolda anlar önemlidir yılın golünü atabilecek pozisyonlar gelir olmaz, olmayacak pozisyon gol olur yorumlar anında tersine döner. Dört değil on dört yese benim futbol anlayışıma göre doğru oyun için hocayı tebrik ederdim.
Sonuç olarak; Ligin en tepesindeki ekipten ilk yarının son maçında bu skorla ayrılmak aman aman da kötü bir durum olmasa gerek. Beşiktaş takımı oyuncu kalitesi yüksek başarıya aç bir takım bu yüzden iki farklı mağlup duruma düştüğünüz maçlarda sıkıntılı sonuçlar çıkması normal. Averajın artık çok da önemli olmadığı günümüz futbolunda cesur kararları ile hocamızı tebrik etmek gerekiyor. Devre arasını iyi geçirirsek daha iyi puanlar almamız muhtemel.
Maçın sözü: Bizim bireysel oyuncularımız az takım oyunu oynuyoruz ve etkiliyiz de, fakat rakip hem bireysel yetenekleri üst düzey hem de takım oyununu en iyi şekilde oynuyor, sonuca takılmamak gerek.