Belki de sezonun en kritik karşılaşmasını oynadı Konyaspor. Haftalardır üzerinde bulunan kara bulutları dağıtmak için çıktığı Kasımpaşa mücadelesini, ilk yarıda ortaya koyduğu etkili futbol ve bulduğu gollerle kazanarak taraftarına da derin bir oh çektirdi.
Evet, bundan 20 gün önce çok zor bir dönemin yaklaştığını ve Konyaspor’un ilerleyen haftalardaki yerinin neresi olacağını tayin edecek bu 20 günde birbirinden zorlu 6 karşılaşma oynayacağını belirtmiştik. Tahminlerimizde yanılmadığımızı alınan sonuçlar ortaya koyuyor aslında. Şahsi olarak bu süreçte 1-2 puan daha fazla alabileceğimiz yönünde bir beklentim olsa da, geçen yıl Aykut Kocaman’ın geldiği dönemlerde alınan farklı mağlubiyetlerin artık çok eskilerde kaldığını ve böyle yıkımların olma ihtimalinin çok uzaklarda olduğunu görmek nispeten de olsa keyiflendirdi beni. Futbol takımının oyun kalitesini belki eleştirebiliriz, hatta Aykut Kocaman’ın oyun sistemini ve oyuncu tercihlerini de sorgulayabiliriz ama bir şey var ki asla ve asla yadsınamaz bir gerçek olarak duruyor önümüzde; “Konyaspor takımı ligin en diri ve en ne yaptığını bilen, sistemli takımlarından biri” olmuş durumda. Bunu sadece bizler değil, Konyaspor’dan 10 puan üstte olan İstanbul takımlarının idarecileri söylüyor. Hala şampiyonluk ihtimalleri arasında Konyaspor’u da hesaba katıyorlar. Tamam, belki bu bir ütopya olabilir şuan itibariyle ancak gidişatımızın rakipleri ne denli etkilediği ve onlarda nasıl bir düşünce oluşturduğunu görmek anlamında bence çok önemli bu tip beyanatlar.
Kasımpaşa mücadelesinin ilk yarısında iyi bir futbol ortaya koyan ve golleri bulan Konyaspor, ikinci yarıda tabir-i caizse “İdare etti” ve kendisi için platin değerindeki 3 puanın sahibi oldu. Milli maç arasından sonra hem fiziksel hem de mental olarak daha diri bir Konyaspor izleyeceğimizi düşünüyorum. Ligin son 6 haftası ve UEFA’daki 2 karşılaşmayı, 6 haftalık bir süreç içinde oynayacak olan Konyaspor, nispeten geçtiğimiz dönemde aldığı neticelerden daha iyi sonuçlar alacaktır. Devre arasında yapılması muhtemel 1-2 takviyeyle, ligin ikinci yarısında geçen seneki performansa benzer bir performans beklemek çok da hayalcilik değil aslında.
Oyuncuları kişisel olarak ortaya koydukları performanslarla eleştirmek işin en kolayı, önemli olan gol kaçıran ya da pas hatası yapan futbolcuyu her şeye rağmen alkışlayarak tekrar hayata döndürmektedir. Tıpkı Nalçacılılar’ın Gençlerbirliği karşılaşması sonrasında Riad Bajic’e vermiş olduğu destek gibi. O maç sonunda Bajic, tutamamıştı gözyaşlarını ve o vefakar taraftar bir mendil oldu Bajic’e, sildi o emek dolu, azim dolu gözyaşlarını. Şimdi ise Bajic, her maç sonu o zor döneminde verilen o müthiş desteğin kendisinde neler uyandırdığını anlatırcasına formasını atıyor Nalçacılılar’a. Ligin ikinci yarısı bundan çok daha güzel olacak inşallah ve daha birçok formasını alacağız Bajic’in, yeter ki zaferlere inanalım, çünkü zafer inananlarındır.