ABDÜLLATİF ŞENER’DEN TAHİR AKYÜREK’E KONYA

Uğur Özteke

Epeydir şahısları konuşup yazmıyorduk değil mi? Daldık şehir meselelerine yok yoluydu, yok suyuydu, yok ağacı, çiçeği, böceği idi. Şehrin insanlarını ihmal ettik.

O zaman bugün şehrin güzel insanlarından söz edelim.

Ama ondan da önce Selçuklu Nüfus Müdürlüğü’nün fedakâr çalışanlarına özellikle de buraya mitil atan emniyet teşkilatının güler yüzlü çalışkan isimlerinden söz edelim.

Pasaport işlemlerinin Emniyet’ten Nüfus Müdürlüklerine geçişi bu arada nüfus cüzdanları ile sürücü belgelerinin yenilenmesi için düğmeye basıldığı günlerde millet bir yerde haklı olarak isyanlarda idi. O günlerde değil Nüfus Müdürlüklerine gitmek bahçelerine bile girmiyordum.

Ancak siz değerli okurlarımızdan gelenleri kamuoyu ile dolayısıyla sizlerle paylaşıyorduk.

İşte dün sabah ilk defa Selçuklu Nüfus Müdürlüğünde idim, bizim hatun internetten randevu almış bizde uyduk kendisine gittik. İçeriye girdiğim zaman Emniyet teşkilatının özellikle de pasaporttan tanıdığımız bayan erkek polislerimizle karşılaştık. Tabii Nüfus Müdürlüğünün personeli ile de sohbet ettik. Bu sancılı geçiş nasıl olmuştu?

Neyse bize ne? Olan olmuştu artık ama Selçuklu Nüfus Müdürlüğü dün tıkır tıkır saat gibi işliyordu. Nüfus Müdürlüğünün personeli ile Emniyet teşkilatının yüz akı mensupları aslanlar gibiydiler. Kendilerine orada teşekkür ettik. Ama buradan da teşekkürü borç biliriz.

ABDÜLLATİF ŞENER

ADAMIN KRALI İMİŞ…

Biz Türkiye’de kimse bu işi profesyonel olarak yapmaz iken dahası bizim yaptıklarıma dudak bükülürken çekirdek fedakâr bir grup arkadaşla PUSULA WEB TV olarak Türkiye’de 24 saat canlı yapan 3 kurumdan (Diğer ikisi İstanbul merkezli idi) birisiydik. Bir yıla yakın yayın yaptık. Ama tabii ki patronun emri demiri keser. “Kurun” diyen patronumuz, “kesin” dedi biz de yayını kesmiştik.

Şimdi bu günlerde bizim patron yine “kurun” dedi ve biz haftada bir de olsa dijital yayın yapmaya başladık.

Malumunuz ilk yayınımızda da AK Parti’nin kurucusu ilk 8 kişiden birisi olan, AK Parti kurulduğu zaman AK Parti’nin ekonomide altın dönemini yaşadığı yıllarda ekonominin patronu olan ama bugün CHP Konya Milletvekili unvanı ile konumuz olan Sayın Abdullatif Şener Bey’in siyasi ve ekonomik değerlendirmelerini izlediniz ve gazetemizden okudunuz.  

Biz şimdi size Sayın Şener ile ilgili intibalarımı paylaşmak istiyorum.

Kimse yanlış anlamayacak. Bu işin bir sırası, bir prosedürü yok.

Konya’da 10 kişiden 7’sinin AK Parti’ye oy verdiği şehirde siz olsanız kimi konuk ederek bu işe başlarsınız?

Siyasi konjonktür gereği elbette ki tartışılmasız AK Parti’den.

Yooooo uzaktan öyle görünür ama kazın ayağı hiç de öyle değil çünkü. Bu konuya başka zaman gireceğim onun da zamanını sabırla bekliyorum. Sizler de şimdilik bir kenarınıza not edin olur mu?

Neyse Abdullatif Bey’le yazıştık ve kendileri “Tamam inşallah pazartesi günü saat 12’de Konya’da, Sille’deyim” dedi.

Gerçekten de Sayın Vekil bey, özel öyle son model ve hiç de şatafatlı olmayan sıradan bir aracın sağ ön koltuğunda geldi. Canlı yayına girdik, çıktık. Ardından Sille Chic Kafe’de yemeğe geçtik. Bu arada partililer ve CHP İl Başkanı Barış Bey de bize katıldılar.

Yayın sonrası yaklaşık 3 saat samimi sohbetin ardından Sayın Vekil “Ben artık Ankara’ya döneyim” dedi ve geldiği gibi arabaya geçti ve sağ ön koltuğa oturdu, vedalaşarak gitti. O anda öğrendim Sayın Şener’in aracını kullanan şoförlüğünü yapan genç de meğer oğlu imiş.  

Vekili uğurlarken dayanamadım sordum “Efendim bugün Konya’da başka bir programa katılmayacak mısınız?”…

“Hayır, Uğur Bey bugün Konya’ya sadece sizin davetinize katılmak için geldim” dedi.

……………

AK Parti’nin en parlak dönemlerinde partinin kuruculuğundan ekonomi patronluğuna kadar zirveleri görmüş bir insandaki bu mütevazılık beni ezdi. Akşam dayanamadım kendisine bize karşı göstermiş olduğu hassasiyetten dolayı bir kez daha teşekkür ettim.

Gözümün önüne geldi, bugün artık AK Parti’nin sırtından değil Reis’in gölgesinde yatanlar acaba gölgeyi daha ne kadar işgal edebilecekler ki?

TAHİR BAŞKAN HER ZAMAN Kİ GİBİ…

Yukarıdaki iş için asla demiyorum önce bunun altını çizeyim.

Bu konu için Sayın Şener’den sonra Tahir Başkanımızı da aradım. Dahası mesaj yazmıştım. O anda hemen Turizm Bakanı’nın yanında olduğunu ve arayacağını yazarak dönüş yaptılar. Bir süre sonra da aradılar. (Aradıklarında da iki imam dostumuz yanımızda idiler)

Tahir Başkan’la Türkiye’yi konuştuk. Gündemi değerlendirdik. 15 yıl boyunca hep yazdım. Tahir Bey benim en az 20-25 yıllık dostumdur abimdir.

Konya’da birileri hâlâ kabul etmese de edemese de Tahir Bey, Reis’in gözdelerindendir ve bugün halen Meclis’te önemli komisyonlarda görev yapmaktadır. İşte benim Tahir Başkanım Büyükşehir Belediye başkanı olmadan önceki hali ne ise önceki gün de aynı şekilde idi.

Bana çok kızabilirsiniz. Bu yüzden sevmeyebilirsiniz de. Ama ben Tahir Bey’i seviyorum ve kendisine inanıyorum.   

RIDVAN BÜLBÜL’Ü KAYBETTİK

Evet Konya’nın ve Konya basının yaşayan bir efsanesi ulu çınarını daha kaybettik. Konya basınında Konya sevdalısı olarak yollarca mücadele veren Rıdvan abimiz zaten son dönemde sağlık açısı yönünden hiç de iyi durumda değil idi.

Rahmetli gerçek anlamda basınla yazarak fotoğraf çekerek nefes aldı.

90’lı yılların başı idi. Yılı tam olarak hatırlamıyorum. Dün bunu hatırlamak için Gazeteciler Cemiyeti’nin sitesine girdim. Benim adam var ama bizimle ilgili tek satır dahi yoktu (!).

Haaa Benim gibi Cemiyet Başkanlığı yapmış rahmetli Ziya Tanrıkulu, rahmetli Adil Gücüyener, Rahmetli Selahattin Alpay, abilerimiz için de tek satır yoktu.

Neyse 90’lı yılların başındayız.

Rıdvan Bülbül abimiz Konya’nın tartışılmaz 1 numarası ve Gazeteciler Cemiyeti başkanı idi. Basında hiçbir büyüğüm ve hiçbir şahıs Cemiyet seçimlerinde kendisine rakip olarak çıkmıyordu. Kafamızda sert rüzgârların estiği dönemde efendice Rahmetli Rıdvan abinin yanına gittim. “Abi ben de Cemiyet Başkanlığı için size rakip olmak istiyorum. Tabii izin verirseniz” dedim.

Rahmetli çok zeki idi. Hiç düşünmeden “Tabii şekerim Ama bana bunun için önce patronun Enver Bey’den (Rahmetli Enver Ören abimizi kastediyor. Çünkü o yıllarda Türkiye Gazetesi’nde muhabirim) yazılı izin kağıdı getireceksin” deyiverdi.    

Sonradan öğrendim. Meğer Enver abi ile Rıdvan Bülbül çok iyi dostlar imişler. Yani Rıdvan abinin o anlık hesabına göre Enver abinin böyle bir şeye izin vermesi hiç mümkün değil.

Serde delilik var ya. Enver abiye ulaşmak(!) hiç de mümkün bir şey olmasa da şansımız yaver gitti ve bir vesile ile ulaştık. Elinden kendi el yazısı ile Rıdvan abiye çok kibar ama bana bu konuda izin veren bir mektubu aldım. Getirdim Rıdvan abiye verdim.

Ve o gün itibari ile Konya Gazeteciler Cemiyeti’nin gururu, efsane başkanı, biricik abimizin rakibi oldum ve ardından da Cemiyet Başkanı. 

Allah için Rıdvan abi bana hiç kırılmamıştı. Çok olgun davrandı. Hep yardımcı oldu. Ama bir kez daha değil onun önüne geçmek yanında dahi durmadım. Hep bir adım gerisinde idim.

Mekanın cennet olsun Rıdvan abi nur içinde yat.

İDMANYURDU’NDAN DA BİR YAPRAK DÜŞTÜ

Önceki gün akşam Zühtü Coşkun abimiz arıyordu. Alo dedim. Zühtü abi ağlıyordu. “Uğur’um bizim Hayati’yi kaybettik” diyordu.

Evet, yeşil Beyazlı İdman Yurdu’nun efsane yöneticisi 12 Eylül askeri darbesinde silahların gölgesindeki birleştirme işlemlerinde yani siyah-beyazlı Konyaspor ile yeşil-beyazlı İdman Yurdu’nun ağır cezada yargılanan isimlerinden Hayati Bölükbaşı rahmetli olmuştu.

Konya’nın Konya sporunun yaşayan efsanelerinden birini daha toprağa veriyoruz. Mekanı cennet olsun inşallah.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Işığı önüne al da yürü. Gölgen arkandan isterse gelsin isterse gelmesin.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Bir insanı istemeyerek ya da farkında olmayarak kırdığımız anda kendisinden özür dileyerek gönlünü kazanmayı bildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (33)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.