Açık Liseye geçişler kolaylaştırılması hatta teşvik edilmesi gerekirken son değişiklikle niye zorlaştırıldı bir eğitimci olarak anlayamıyorum!
Liselerin 3 yıldan 4 yıla akabinde zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması, yetmedi zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasına bağlı olarak üniversitelerin normalin çok çok üzerinde yaygınlaştırılmasını hiç kabul edemedim.
-Yapılan bu değişiklikler yıllardır tartışılan eğitim sorununa çare olabildi mi?
Ben ne diyeyim, bunun cevabını siz veriniz.
12 Yıl Zorunlu Eğitime geçildiği dönemden beri karşı ve bunun ülkemiz şartlarına uygun olmadığını dile getiriyorum.
Eğitimle az çok ilgisi olan ve objektif düşünme ve karar verme iradesine sahip her kişi bu sistemin ülkemiz şartlarına uygun olmadığını görebilir.
Elbette ki somut bir bilgiye sahip değilim; ancak, 12 Yıl Zorunlu Eğitim uygulamasına geçilmesi ve üniversitelerin yaygınlaştırılmasının bir dayatma sonucu hayata geçirildiğine inanıyorum.
Bu yazıyı kimseyi suçlamak için değil; en azından çocuklarının birebir eğitiminden sorumlu anne babaların bu gerçekleri bilmesinin faydalı olacağına inandığım için yazıyorum.
Çünkü, anne babaların eğitimden genel beklentileri içerisinde birinci öncelikli çocuklarının terbiye almalarından çok bir iş, meslek sahibi olmasıdır.
Üniversite eğitimi bir meslek için yapılmaz desek de gerçekler öyle değil; onun içindir ki, her okul seviyesinde öncelik öğretime verilmiştir.
Her ne kadar Cumhurbaşkanımız dört beş yıl önceki bir konuşmasında, “her okul seviyesinde öğretime ağırlık verilirken eğitim kısmı ihmal edilmiştir” dese de okul seviyesinde öğretimde de durumumuz iç açıcı değildir.
Bu durumu ülke çapında yapılan sınav sonuçlarında görmekteyiz. Yani, sadece eğitimde değil, öğretimde de durumumuz zayıftır.
Yine, Cumhurbaşkanımız önceki bir konuşmasında, “özellikle medyanın etkisiyle geleneksel eğitim öğretimin gücü azalırken yerine daha iyisi konulamamıştır. Evlatlarımızın zihinleri batının popüler kültür ve sapkın hezeyanlarla doldurulmuştur” diyerek çok acı bir gerçeği itiraf etmiştir.
Devamında “Tek ihtiyacımız olan değerlerini iyi bilen, kültürüne, tarihine sahip çıkan insanlar yetiştirmektir. Önümüzdeki dönemde önceliğimiz aileden başlayarak çocuklarımızı hakkıyla yetiştirmek şarttır. Bu değişim sıradan müfredat tadilatından ziyade topyekun eğitim-öğretim reformu gerektirir” açıklamasıyla mevcut durumun değişmesinin gerekliliğini net bir şekilde dile getirmiştir.
12 Yıllık Zorunlu Eğitim ve üniversite eğitimiyle yüzleşerek fayda ve zararları tam olarak ortaya konulmalıdır.
Bu yüzleşmeyi gerçekleştirebilmek için her türlü siyasi, ideolojik saplantılardan kendimizi uzak tutmalıyız.
Herkese soruyorum:
-12 Yıl Zorunlu Eğitim ve üniversitelerin yaygınlaştırılmasının ülkemiz ve insanımıza ne faydası oldu?
Bana göre faydası çok az zararı ise oldukça çoktur. O kadar çok ki, telafisi on yıllarda bile zor olacak düzeyde!
Manevi hassasiyeti olan tüm öğretmen ve velilere soruyorum:
-Çocuklarımız okullarımızda değerlerini iyi bilen, kültürüne, tarihine sahip eğitimi ne derece alabiliyorlar?
Bundan yıllar önce ‘şimdilik bir sorun yok, yıllar sonra üniversite mezunları çoğalarak yığınla sorun halinde karşımıza çıkacak’ demiştim.
Bugün işsizlikten, evliliğe kadar bu sorunlar yığınlar halinde karşımızda olup çözmenin imkanı görülmemektedir.
-Bu kadar soruna rağmen açık lise hatta açık yüksek öğretimin alanı genişletilmesi gerekirken açık liseye geçiş alanı niye daraltılmıştır?
Arkadaş ben bu ülkenin eşit haklara sahip bir dindar vatandaşı olarak çocuğumun karma eğitim yapılan bir okulda eğitim almasını istemeyebilmeli, çocuğumu Kur’an Kursuna gönderebilmeliyim.
Diyanet İşleri Başkanlığının açık liseye geçiş ile ilgili düşüncelerini bilmiyorum; ancak, mevcut değişikliğin Kur’an Kurslarında öğrenci sayılarını düşüreceğini, düşünüyorum.
Bu konuyla ilgili Diyanet İşleri Başkanlığı 2022-2023 öğretim yılındaki lise çağındaki öğrenci mevcutları ile bu öğretim yılındaki sayıları kıyaslamalıdır.
Çok uzatmadan bazı şeylerin anlaşıldığını düşünüyorum; ancak, şunu herkes bilmeli ki, kim Allah(cc) rızası için zerre kadar iyilik veya kötülük yaparsa huzuru mahşerde karşılığını görecektir.
Özellikle İslami hassasiyeti olanlar bu durumu bir değil bin hatta milyon kere düşünmelidir.
-Sivil Toplum Örgütleri, sendikalar ve diğer kuruluşlar konu ile ilgili sizler ne düşünüyorsunuz?