“Açıkdır cümle nâsa bu kapı bâb-ı hükümetdir.”

Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

TARİHE YOLCULUK

(7)

 

  • Yolunuz Urfa’ya dştüğünde gezmenizi hararetle tavsiye ettiğim Balıklıgöl’e yakın Urfa Müzesi’nde İslâmî Dönem bölümünde yer alan mezar taşı: “Düşürdüm bir metn-i tarih Rûmî hind-i inşada/ Açıkdır cümle nâsa bu kapı bâb-ı hükümetdir.”

 

 

Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi ziyaretçilerine insanlığın ilk çağlarından günümüze kadar uzanan serüvenini, tarihi eser, canlandırma ve imitasyonlarla görme imkânı sunuyor.

Balıklıgöl yakınında bulunan ve 200 dönümlük alana inşa edilen Müze’nin açık ve kapalı alanlarında teşhir edilen eserler, kronolojik düzende, ait oldukları döneme ilişkin görsel canlandırmalarla müzeyi gezen ziyaretçilerine sanki “o dönemde yaşıyormuş hissi” uyandırıyor.

İnsanlık tarihinin başlangıç noktası olan "paleolitik çağ" salonuyla geziye başladığınızda insanların avlanma şeklini, ateşi nasıl yaktığını ve toplayıcılık faaliyetlerini anlatan canlandırmalarla karşılaşıyorsunuz. Oluşturulan güzergâhı takip ederek milattan önce 9500'lü yıllara tarihlenen ve "dünyanın gerçek boyutta yontulmuş ilk eseri" olarak bilinen 180 santimetre boyundaki Balıklıgöl heykelini de gördükten sonra "neolitik dönemi" inceleme fırsatı buluyoruz. Burada Göbeklitepe kazılarında çıkan ve insanlık tarihine yön veren dönemlere ait eser ve imitasyonları inceleyerek, geçmişe yönelik bir fikir edinebiliyorsunuz.

"Kalkolitik çağ" salonunda yer alan ticaret faaliyetleriyle ilgili canlandırmalar ve bölgede bulunan o döneme ait eserler dikkatimden kaçmadı. "Tunç çağı" salonunda ise Lidar Höyük'ten çıkan eserleri gördükten sonra milattan önce 3500'e tarihlenen oyuncak ve düdükleri yakından inceleme fırsatı da buluyorsunuz. Bazalt malzemeden yapılmış eserlerin yer aldığı "demir çağı" salonunda;  Roma Caddesi'nde yürüme şansı bularak, canlandırması yapılan cam atölyesiyle karşılaştık. Son olarak , "İslami dönem" salonundan içeriye girdiğinizde içiniz biraz ferahlıyor ve “hah işte aradığımız medeniyet buydu” dedikten sonra burada sergilenen tarihi eserlerin yanı sıra "Peygamberler Şehri Urfa"da insanların tek tanrı inancı ve Nemrut ile mücadelesini anlatan 12 projeksiyon cihazından 4 duvara aynı görüntüyü veren 360 derecelik video gösterimini de izleme şansını yakalıyorsunuz.

 

BABİL SARAYI

Babil Sarayı’nın kalıntılarına bu müzede rastladığım için size biraz bu saraydan ve İslâmî Dönem eserlerinden bahsederek müzeyi böylece hem gezdirmiş hem de tanıtmış olacağım.

Babil ve Asur uygarlığı ile Asur Kralları ve Babil’in o muhteşem asma bahçelerine girersek işin içinden pek çıkamayız. O sebeple müzede karşımıza çıkan Babil Sarayı kalıntısı hakkında şu kısa bilgi yer alıyor:

“Yeni Asur döneminde gelişen yerleşime, Yeni Babil döneminde, idarî yapı olarak kullanıldığı anlaşılan bir saray yapılmıştır. Yapının ortasında çakıl döşeli geniş bir avlu bulunmaktadır. Avlunun etrafındaki bazı mekânlar tahıl depolamak için kullanılmıştır. Söz konusu yapı, yeni Babil Dönemine ait ülkemizde tam olarak açılmış tek saray yapısıdır.”

 

MEZAR TAŞLARI ve ARSLAN TERBİYECİSİ…

İslâmî Dönem eserlerinin yer aldığı bölümde bir köşe var ki, bizim tapu senetlerimiz olan mezar taşları o köşede sergilenmekte. Arslan terbiyecisi figürü de dikkatimizden kaçmıyor, lâkin mezar taşlarının üzerindeki yazılar çok lâtif ve edebî:

“Düşürdüm bir metn-i tarih Rûmî hind-i inşada/ Açıkdır cümle nasa bu kapı bab-ı hükümetdir.”

“Milâdî sene 1900, 16 Nisan/ Lutf İdup bir Fatiha ile ruhumu şâd ideler/ Kabrimin viranesin ma’mur abad ideler/ Rahmetle İğnatius’u yâd edin İhvan-ı din/ Bergah-ı Hakda makbul ola a’mali hemin.”

 

YARIN: Hz. İbrahim’in ateşe atıldığı Balıklıgöl, mancınık ve…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.