Suriyelilerin misafirliği uzayacak gibi duruyor. Adamlar iş arıyor, piyasada işçiye de ihtiyaç var ama onları işe de alamıyoruz. Çoğu işyeri, işçi bulabilmek için kıvrandığı halde, kaçak işçi çalıştırmak yasak olduğundan, Suriyelilere iş veremiyor.
Bizim Konya’nın “Avaralık iyilik getirmez” diye güzel bir sözü var. Bu insanları yasal olarak işe almanın, sigorta yapmanın bir formülünü bulup, acil olarak devreye koyamazsak, -Allah korusun- yarın çok geç olabilir. Uyuşturucu baronları, esrar kaçakçıları da sürekli eleman arıyor! Suriyeli misafirler bir gün iş arar, bir ay iş arar, bir yıl iş arar, sonunda “Zor oyunu bozar”, bizden söylemesi.
20-22 yaşlarında, Suriyeli bir gençle konuştum. Kaçak olarak 150 lira haftalıkla iş bulabilmiş. Onun da bir kısmı dolmuş, otobüs masrafına gidiyormuş. Başka bir kısım hemşerileri de bu dolaylarda ücretlerle iş bulabilmiş. Bu durum iş gücü piyasasını bozan, istenmeyen bir durumdur. Elbette ki bir Suriyeli misafir için çok düşük de olsa, bu ücret dahi hiç yoktan iyidir. Ama bunun uzun süreli olamayacağı da gün gibi açıktır.
Bu insanlar şimdi doğru düzgün bir işe giremezse, yarın Türkiye’de yolu-sokağı öğrendiğinde bunların bir kısmı Suriye üzerinden yapılan kaçakçılık işlerine alet olabilirler. Burada suç işleyenler Suriye’ye kaçtığında, bu ortamda onları yakalayıp, cezalandırmak da mümkün olmaz.
Tüccar ve sanayici güneydoğudaki bazı illerimize bile ticari davalar ve icra takibi için kolay kolay Avukat bulamıyor. Bulsa bile olumlu sonuç alması zor. Bu yüzden, güneydoğuya vadeli mal satmaktan çekiniyor. Ticaretin büyük ölçüde vadeli yapıldığı ülkemizde, sadece peşin yapılan Güneydoğu ticaretinin ne kadar hacmi olabilir? Zaten bu yüzden ülkemizin bir kısmı geri kalıyor. Bizim yeteri kadar sorunumuz var. Buna bir de Suriyelileri eklemeyelim. İş vereceksek, işe girdiği gün adam gibi onların sigortasını da yapalım, ne şiş yansın ne kebap.
YAŞADIKÇA
Bu dünyayı ve zamanı yaşlanınca anladılar
Rüzgar gibi geçip giden ömürlerine yandılar
Bunları bize de anlatmak için çok çırpındılar
Ömürleri bitti de bir türlü anlatamadılar
Son günleri yine de öğütlerle geçti çaresiz
Anılarıyla baş başa yalnız, güçsüz ve sessiz
Mutlu bir ömür sürmeyi beklemişlerdi çilesiz
Ama asla bir günleri geçmedi gamsız, kedersiz
Hepsi birer birer göçüp gittikçe bu dünyadan
İçimizde buruk acıları kaldı o rüyadan
Sanki yeni yaşanmış gibi sıcak hatıralardan
Uzak birer hayal oldu şimdi, aklımızda kalan
Sonunda biz de yaşlandık, geçen yıllara ağladık
Anladık onları şimdi ve özlemle hatırladık
Ama eyvah ki bu gerçeği biz de anlatamadık
Meğer yaşadıkça anlaşılırmış, şimdi anladık