AÇILIMCI AKİLLERE NE OLDU?

Büyük umutlarla toplandılar, hepsi televizyon ve gazetelerde boy gösterdiler. 30 yıllık terör sorununu hemen çözeceklerdi, öyle laflar ediyorlardı, öyle yazılar yazıyorlardı. Ellerindeki tılsımlı değnekle hemen terör sorununu çözüyorlardı. Kimi güdümlü akademisyen, kimi kendinden mesul sivil toplum temsilcisi, kimi terör örgütüyle aynı dili kullanan eski bir terör örgütü mensubu, kimi dini bütün muhafazakar yazar, kimi eski Marksist solcu, kimi eski Maocu, kimi artık kimsenin selam vermediği şarkıcı-türkücü, kimi artık rol verilmeyen eski sinema sanatçısıydı…
Hepsinin ortak noktası vardı. Türkiye cumhuriyeti hata yapmıştı, hele hele 1985’ten 2002’ye kadar   devleti yöneten Ankara’daki karar alıcılar… Onlar vahim hatalar yapmışlardı. İnsanları öldürmüşler, işkence etmişler, özgürlüklerini kısıtlamışlar, dillerini yasaklayıp, köylerini yakmışlardı, insanları sürgün etmişlerdi!
Bu akil adamlar Anadolu’nun bazı illerine giderek kendileri gibi düşünen ve bölücü örgüt yandaşı olan sivil toplum örgütlerine haber vererek toplantılar yaptılar. Öylesine hava yaydılar ki tüm Türk halkı yanlarındaydı ve kendileri gibi düşünüyordu. Kendilerine karşı olan hiçbir sivil toplum örgütünü çağırmadıkları toplantılarda demokrasiden bahsediyorlardı.
Olmadı, Türk halkı yutmadı, şehit ailelerini kandıramadılar, muhalefet partileri yemedi, çözecekleri sorunun baş sorumlusu bölücü örgüt bile akilleri beğenmedi. Büyük hayaller bir anda bitti bir köşeye bırakıldılar.
Sıkışan iktidar yeniden hatırladı; bir toplantı planlandı ancak eski tüfek dönek solcu, Maocu tayfa bizi kullanıyorsunuz diye akillikten istifa ettiler. Bazıları ise süreci eleştirilince akiller terk edildi. Bulaşık bezi gibi bir kenara atıldılar. Topluma bırakacakları bir rapor hazırlayıp açıklayamadılar, yıprandılar. Artık güvenilmez oldular.
Şimdi üçüncü göz modası başladı. Bölücü örgüt amacına hizmet edecek emperyalistlerden oluşan yabancılardan üçüncü göz istemektedir. Yabancı üçüncü göz ihanet eder, ülkemize hayır getirmez, karıştırıcı, bölücü, birbirine düşürücü, mandacılık yaratan üçüncü göz tehlikelidir.
Bin yıllık kardeşliğimize çomak sokarak Asalaları, PKKları, isyanları oluşturanlardan uzak duralım. Bin yıllık kardeşliğimizi devam ettirecek tek güç bizleriz. Kürtler ve Türkler oturup konuşup herkesin özeleştiri yaparak çözüm üretmesi gerekir. Bölücü örgüte silah verip, mayın verip, ülkelerinde ofis açıp, ilticalarını kabul edip sonra da üçüncü göz olanlardan hayır gelmez.