Ligin devre arasını Konyalı tabiriyle ağzını ayırarak geçiren yönetim kurulumuz, Mısır’da ikamet eden sağır sultanın bile duyduğu ve bildiği zaaflarımız ile ilgili takıma takviye yapamadı ve kendi sahamızda en az 1 puan almamız gereken karşılaşmada Bursaspor’a son dakikada yediğimiz golle 3-2 mağlup olduk.
Karşılaşmaya Aykut Hoca’nın takıma monte etmek istediği 4-3-3 dizilişi ve kadroda ufak değişikliklerle başlayan Konyaspor, ilk dakikadan itibaren topa sahip olmak isteyen bir oyun anlayışıyla başladı mücadeleye. Daha çok isabetli pas yaparak hem rakibi yormayı hem de kendi enerjisini korumayı hedefleyen Konyaspor, rakibin belli noktalarda yaptığı hücum presler neticesinde pas trafiğini stoperlerimiz ve kalecimiz arasında yapmaya başlayınca hatalar da beraberinde geldi tabii ki. Oyunun genelinde pas tekniği vasat oyunculardan kurulu Konyaspor, özellikle savunma oyuncularının bu noktada tamamen konuya Fransız olmaları ile taraftar stres ve sıkıntı düzeyinde nirvanaya ulaştı. Golü de bu tip bir hatalı pas neticesinde kalemizde gördük. İlk yarının son dakikasına kadar skoru değiştirmeye yönelik ataklar yapsak da son dakikada yine bir hava topundan yediğimiz ve akabinde bulduğumuz gol ile ikinci yarıya rakibe göre daha pozitif başlama şansını elde ettik. İkinci yarıda sahada doğruları yapan oyuncu grubumuz çok geçmeden beraberlik golünü de buldu. Bu dakikadan sonra şahsi fikrim oyunu daha çok kontrol eden ve tempoyu ayarlayan ekip olmamız yönündeydi. 60. dakikaya kadar iki takımda birbirini tarttı ancak sonrasında ne olduysa oyunu kendi kalemizin önündeki 30 metre içinde oynamaya başladık. Bu olumsuz psikolojiye Aykut Kocaman da Djalma ve Torje’yi oyundan alarak rakip adına destek olunca mağlubiyet kaçınılmaz oldu. Özellikle son 15-20 dakika bazı dönemlerde bırakın yarı sahamızı ceza sahamızdan bile çıkamadık. Sakın yanlış anlaşılmasın, bu Bursaspor’un anormal baskısından falan kaynaklanmadı. Tamamen bizim oyunu berabere bitirme isteğimiz ve fiziki kalitemizin yetersiz oluşu bu neticeyi hazırladı. Baskı yediğiniz maçlarda oyunu kalenizden ne kadar uzakta kabul ederseniz gol yeme ihtimaliniz o kadar zayıflar. Tabii ki bunu da hücuma hızlı çıkan oyuncularınızla yapabilirsiniz. Bununla birlikte savunma beklerini oyuna müthiş sokan bir ekip olan Bursaspor’un da ilerde tuttuğunuz bu oyuncularınız sayesinde bu kadar cesaretli olmalarını da engellersiniz. Ama Aykut hoca ne yazık ki bu noktada ciddi hatalar yaparak en az 1 puan alınabilecek bir karşılaşmayı rakibe hediye etti. Maç sonrası basın toplantısında yaptığının hata olduğunu kabul etmesi de erdemli bir hareket olarak nitelendirilebilir. Ancak halen ağız ayırmak ile meşgul olan yönetim kurulumuzun da bu noktada Aykut hocaya destek olmadıklarını da söylememiz gerekiyor.
Evet gelelim kuru fasulyenin nimetlerineee… Rize maçından sonra, o geldi bu gitti muhabbetiyle tam 20 günü bitirdik. Ortada hala bir numara yok. Basına açıklama yapmak gibi ya da olayın gidişatıyla ilgili bilgi vermek gibi bir düstur edinmeyen yöneticilerimiz, “2 güne bitiyor”, “hafta sonuna kadar Konya’da olacak” gibi çapsız açıklamalarla taraftarı oyalamaktan başka bir şey yapmadı. Maddi şartlarımızı falan söyleyip durmasınlar çünkü Mısır’da ikamet eden o meşhur sağır sultan dahi biliyor artık o muhabbeti. Tamam borcumuz vardı, onu da belli destekler sayesinde minimuma indirgediniz. Zaten 3 yıllık süreçte yaptığınız tek olumlu hareket de bu, bunu da o destekler sayesinde yaptınız. Rangelov ile yola devam etmeyeceğinizi belirttiniz ancak bu noktada yine hata üstüne hata yaptınız. Madem bu adamı istemiyorsunuz ve bu adam da gidecek takım bulamıyor ya da takımları beğenmiyor; vereceksin adamın tazminatını göndereceksin kardeşim, bu iş bu kadar basit. 15 gündür Rangelov da Rangelov… Kulübün bu parayı verecek nakdi yoksa da o parayı çıkarıp cebinizden vereceksiniz. Orada oturmanın ve reklamınızı yapmanın bir bedeli olmalı değil mi dostlar? Haa bunu da yapmayacaksanız eğer bu seneye damga vuran taraftarımıza yol vereceksiniz onu da onlar yapacaklar. Hafta içinde şark kurnazlığı yaparak plaket ile kandırmaya çalıştığınız o taraftarlar olarak biz; siz giderken geri geliyorduk. Gönlünde sadece ve sadece Konyaspor olan o kalpleri üzmeye zerre kadar hakkınız yok…