Cuma günkü “Kadını Taşımak” başlıklı yazıma epeyce tepki aldım, özellikle kadınlar “erkeği de yazınız” şeklinde bir tepki gösterdiler. Öyle ise çeşitli derlemelerden erkeği ele alıyoruz ve buyurun!
Mangal gibi yürek olacak adam dediğinde. Öyle her patırtıya pabuç bırakmayacak, bakışından toz olacak, bakışıyla şad olacaksın. Bakmayacaksın beylik laflar etmediğine, bileceksin ki yeri ve zamanı geldiğinde icraatıyla konuşacak. Oturtacak tek bir lafıyla. Sözünü sohbetini dinletecek. Espriyle vakar, ciddiyetle saygı arasındaki çizgiyi ince çizecek. Sesindeki tınıdan ayırt edebileceksin sevincini, kederini.
Adam dediğin yüce gönüllü olacak. İki cicim bicime kanmayacak. Dudaktan dökülenle yürekten akanın ayrımına varabilecek. Yalnız kalmayı becerebilecek, hayatın her evresinde kendi kendine yetebilecek. Duygusal karmaşalarda hata üstüne hata yapmayacak. Acıyı da mutluluğu da sonuna kadar yaşamayı bilecek, konuşacağı yerde susup, susacağı yerde konuşmayacak, az ama öz konuşacak.
Kendine özgü bir duruşu olacak adam dediğinin. Örneğin merhametle şecaatin, sadakatle ihanetin, cehaletle nedametin ayrımına varabilecek. Söyledikleriyle yaptıkları çelişmeyecek, doğal olacak. İşine geldiği gibi davranmayacak, özü neyse sözü de o olacak. Kırk yerinden eğip bükmeyecek lafı. Asil olacak, imanlı ve inançlı olacak. Savaşırken sarmasını, sararken savaşmasını bilecek.
Adam dediğinde izzet– i nefis olacak. Midesi değil, yüreği geniş olacak. Kadını önce ana bilecek, kızına da oğlu kadar evlat diyebilecek. Yar dediğini sahiplenecek, sevmeyi bilecek, ruhundaki tek korku sevdiğini incitmek, kaybetmek olacak. Yar yâdına düşende yaprak gibi titreyecek. Haysiyetli olacak, ben erkeğim yaparım demeyecek. Namusun yürekle beyin arasındaki o devasa arenada olduğunu bilecek. Yürekte başka, parmakta başka yüzük taşımayacak. Ağlamaktan korkmayacak. Ağlamanın kadına değil, insana özgü bir davranış olduğunun da bilincinde olacak, gocunmadan ağlayacak gerektiğinde.
Utanmayı bilecek, arın, edebin insana mahsus meziyetler olduğunu aklından çıkarmayacak. Erkeklik kisvesine sığınıp her şeyin mubah olduğu yanlışına düşmeyecek. Biraz çocuk, biraz baba, biraz abi, çokça da sevgili olacak. Kale gibi duracak, korkmadan dönebileceksin arkanı, bileceksin ki, o vurursa alnının ortasından vurur, sırtından değil. Aklın sadece özlediğin için onda olacak. Nerededir, kiminledir krizlerine girmeyeceksin, bilecek sin ki nerede olursa olsun seninledir.
Erkek olarak doğmak yazgıdır elbette, ama adam olabilmektedir marifet. Her erkek adam değildir, fakat her adam da sadece erkek değildir, tıpkı her kadının ana olamadığı gibi. Çünkü adam olmak, aslında insan olmaktır. Bu yüzdendir “adam gibi adama da, adam gibi kadın” gerekir.
Elinin tersiyle değil avucunun içiyle kavrayacak, bileceksin ki emin ellerdeyim, rahat olacaksın yanında. Çok Konuşmayacak, ince olacak; seni senin kadar düşünecek. İlgi gördüğünde ilgiyle, sevgi gördüğünde sevgiyle karşılık verecek. Sen onun için kendine baktığında sırf ona daha güzel görünmek için giyinip kuşandığında hiçbir şey olmamış gibi davranmayacak.
Erkek dediğin, ruhunu okşamasını bilecek, romantik olacak, cesur olacak, seni seviyorum diyebilecek. Aşkına sahip çıkacak, koyun gibi aşksız yatmayacak yatağa. Seni bir hamur gibi karmasını bilecek, O hamura kendisini katmasında. Seni sadece sen olduğun için sevecek, hem sevgilin, hem arkadasın olacak.
Sarılacağı ve saracağı, koşacağı ve duracağı, işiteceği ve duyacağı, bakacağı ve göreceği,
Dinleyeceği ve anlayacağı, sezeceği ve bileceği, gideceği ve kalacağı zamanın ayrımında olacak.
Adam gibi adam, erkek gibi erkek olanlara selam olsun, kalın sağlıcakla.