Son günlerde muhalefet yine esiyor, esiyor da yağmıyor. Yağ da görelim be arkadaş. Çıkmış bir bayan politikacı, kaşlarını çatmış, gayet ciddi, huşu içinde “LAİKLİK BİZİM KIRMIZIÇİZGİMİZ, BİR TEK CHP’Lİ KALSA BİLE LAİKLİĞİ SONUNA KADAR SAVUNURUZ”. Aman ha, yoksa şeriat gelir.
Adama sormuşlar “adın ne”?
“Mülayim”.
Sert olsan ne yazar. Siyaset arenası da öyle oldu.
Tehdit eden edene, selam olsun gidene. Öte yandan çevremizde yangın var.
Beyler bu mahallede sizler de oturuyorsunuz, ama yangına da körükle gidiyorsunuz.
Hocamızın biri; “Kaşına kurban olayım, gözünün yağını yiyim, yiyim de, içimdekini de diyim” derdi.
Çıkmış sokak başına,
Kurban olam kaşına,
Büyümüşte küçülmüş,
Henüz değmiş yaşına.
Zamanımızın muhalefeti de böyle. Vurmak için bahane arar, kendini de fena yorar. Bunun gibi;
Ne bilirim, ne bilmem, uğruna ne ölürüm ne ölmem.
Ee, ne yapacağız ya! “Laik doğduk laik kalacağız”, millet adına onlar karar veriyor.
******
Bahçede gül ağacı,
Başında altın tacı,
Demedim mi ey yarim,
Laiklik derdim ilacı.
Ağacını, gülünü,
Perdesini tülünü,
Bende kalsın yiğitlik,
Uzat tutam elini.
*****
Gel gel hele, gel hele
Tutuşalım el ele
Eğer elim tutmazsan
Git hadi güle güle.
El ele tutuşmazsak neye yarar. Küstürdün beni yarim, estirdin beni yarim de, seni bilmem.
Kelin merhemi olsa başına sürermiş, derler ya, adam da öyle. Ona yok, buna yok, sanki doğrucu ok. Git karşımdan çok oğlu çok, diyecek hale geliyor insan. Bugün muzipliğim üzerimde yine. Anlayana. Allah’a emanet, hayra muhatap olunuz, efendim.