Bugün 23 Nisan, neşe dolmalı insan…Çünkü her 23 Nisan’da Türk Milleti ve Türk Milletinin çocukları neşe ile uyanır 23 Nisan sabahına.
Anlatılmaz bir neşe yaşar ve bu güzel günün misler gibi hürriyet kokularını doldurur ta…içine…
Bugün mademki 23 Nisan…
Neşe dolmalı çocuklar…
Bu bayram çocuklara…
Bu bayram onların…
Bu bayram Gazi Mustafa Kemal Paşa’dan armağan…
Dünyada çocuklara armağan edilmiş ilk ve tek bayram…
Bu bayram sadece neşe dolmak değil…
Bu bayram hürriyet kokusunun duyulduğu bayram…
En şerefli günümüz denmiş 23 Nisan için.
Gazi Meclisimizin kurulduğu tarih…
Bundan tam 105 yıl öncesine gidilmeden nasıl anlayacağız 23 Nisan’ı?
İlk meclis, ilk Vekiller, heyecanları Meclise sığmıyor insanların. Taşıyor Ankara’dan dalga dalga Anadolu’nun işgal altındaki topraklarına…
Gazi Meclis, hürriyet kokularının Anadolu’ya dağıldığı bir güne şahitlik etmişti o gün.
Ankara sokakları, işgale karşı direnmeye koşup gelen isimsiz koç yiğitlerle dolup taşmıştı.
Yıl 1920’ydi. Kalplerin attığı yer Ankara, aylardan Nisan, Nisan ayının yirmi üçüydü…
Türk Milleti için kırılma noktasıydı o gün…Uyanış günüydü. Diriliş günüydü aynı zamanda…
*****
Artık bir Meclisi vardı Türk Milletinin…Ankara kapılarına dayanan, top seslerinin Polatlı’dan Ankara’ya duyulduğu o günlerde yer yerinden oynadı…
Büyük Millet Meclisi'nin Kayseri'ye taşınması teklifi karşısında söz alan Erzurum Milletvekili rahmetli Mustafa Durak, şöyle demişti;
"Efendiler! Biz bu davaya başladığımız gün, elimizde ne böyle bir ordu vardı ne bu kadar silah. Bugün eskiye nispetle çok kuvvetliyiz. Bu sebeple Bakanlar Kurulunun önerisini reddediyorum. Halk gidebilir. Ailelerimiz gidebilir. Memurlar gidebilir. Herkes gidebilir. Ama biz, elimizde silah, burada öleceğiz. Hiçbirimiz şehitlerimizden daha büyük değiliz.”
Dersim Mebusu rahmetli Diyab Ağa’da ''Biz buraya Ankara'dan kaçmak için gelmedik. Savaşmaya, dövüşerek ölmeye geldik'' demişti.
Ölmeye gelmişlerdi. Hürriyet kokusunun sarıp sarmaladığı yiğit insanlardı her biri. 23 Nisan meşalesini yaktılar. Ankara ayaktaydı. Ankara’ya giremedi işgalciler. Ancak Ankara, işgalcileri söktü attı Anadolu’dan, döktü denize…
*****
Güftesi Konya Sanat Mektebi Müdürü, Mühendis ve şair Mehmet Ali Ertekin’e, bestesi sanatçı, besteci ve Müzik Öğretmeni rahmetli Halil Bedii Yönetken’e ait olan, Ankara Marşı hâlâ içimizi titretiyor.
“Ankara, Ankara güzel Ankara / Seni görmek ister her bahtı kara / Senden yardım umar her düşen dara/ Yetersin onlara Güzel Ankara” …
“Burcuna göz diken dik başlar insin, / Türk gücü orada her zoru yensin, / Yoktan var edilmiş ilk şehir sensin, / Var olsun toprağın, taşın Ankara.”
O güzel Ankara herkese yetti, yetişti. Gazi Meclis kalktı ayağa, kucakladı bir uçtan bir uca Anadolu’yu.
Geldikleri gibi giderler diyen Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın dediği çıkmıştı. Türk’e zincir vurmaya kalkanlara, Türk Milletinin neler yapabileceğini rahmetli Mehmet Akif, İstiklal Marşımızda ne güzel anlatıyor…
Diyor ki;
“Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. / Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! / Kükremiş sel gibiyim; bendimi çiğner, aşarım; / Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.”
*****
Bursa Muallim Mektebi mezunu, İstiklal Savaşı Gazisi, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk öğretmenlerinden, Türk Çocuk Edebiyatının önemli isimlerinden, Çocuk Şiirleri, Çocuk hikayeleri, çocuk piyesleri ve çocuk şarkıları olan rahmetli dedem İsmail Hakkı Sunat’ın 23 Nisan şiirleriyle devam istiyorum yazıma.
“23 Nisan Günü” şiirinde;
“Bayram yapar çocuklar, / 23 Nisan günü / Büyük bir sevinç kaplar, / Bütün yurdun üstünü”
“Bin dokuz yüz yirmide / Duyuldu halkın sesi / Açıldı bu tarihte / Büyük Millet Meclisi”
“Bugün edildi ilân / Yeni bir Türk devleti / Bundan, 23 Nisan / Sevindirir milleti”
“Bizim Bayramımız” şiirinde;
“Bu gelen bizim bayram / Yükseldi bak ünümüz. / 23 Nisan bizim / En şerefli günümüz!”
“Al bayrağı açalım, / Gel gidelim törene. / Bin teşekkür, bizlere / Bugünleri verene…”.
“Bizim için harcanan / Boşa gitmez bu emek, / Çünkü her Türk çocuğu / 23 Nisan demek…” diye yazmış…
*****
Rahmetli dedem İsmail Hakkı Sunat’ın, “23 Nisan” şiirini kürsüden okuduğumda 9 yaşında Kayseri-Yeşilhisar Ziya Gökalp İlkokulu 3.sınıf öğrencisiydim. Beni hükümet konağının balkonundan dinleyen rahmetli annem, gözyaşlarına hâkim olamadığını anlatmıştı.
İşte o şiir...
“Adım 23 Nisan! / Hürriyet kokusunu / Duyar bende her insan.”
“Bin dokuz yüz yirminin / Yirmi Üç Nisan günü, / Yayıldı dünyalara / Kahraman Türk’ün ünü.”
“Yaşa Yirmi Üç Nisan! / Nerden geldi bu sesler? Çınlattı ufukları... / Beni candan çok seven / Temiz Türk çocukları!”
“Onların bayramıyım, / Onun için severler. /. Onlarındır mavi gök, / Onlarındır bu yerler...”.
“Büyük Ata onlara / Beni etti armağan, / Onların ellerinde / Yükselecek bu vatan.”
*****
Hani nerde barış türküleri? Hani nerde savaşların bittiği müjdesi?
Dünya yalancı, insanlar yalancı.
Ölmesin çocuklar, Doğu Türkistan’da, Orta Doğu’da, Gazze’de, Ukrayna’da Afrika’da, zulümden, savaştan, vahşetten, açlıktan, hastalıklardan…
O minicik yüzlerde gülücükler donmasın…Gülen yüzler solmasın…
Bayram olsun her gününüz…
Sizin olsun neşe, sizin olsun sevinç, sizin olsun coşku, sizin olsun mutluluk, sizin olsun yarınlar…
Bayramınız kutlu olsun çocuklar…