Gazetemiz eski belediye binasına çok yakın bir konumda olduğu için günlerdir yıkım çalışmalarını an be an takip ediyoruz. Yıkılan her blokta her katta her duvarda kuşkusuz ayrı ayrı anılar var. Yıkım gerçekleştikçe binanın devasa cüssesini daha net algılayabiliyoruz. Bir yanımız binayı dayanıklı yapmayan dönemin müteahhitlerine kızarken diğer yanımız bir facia oluşmadığı için huzurlu.
Konya’da bu şekilde çürük olup da hizmete devam eden diğer kamu binalarına da bir göz atmak gerektiği yankılanıyor kafamızda.
Yıkımı takip ettiğimiz süreç içerisinde; çalışma yapan iş makinelerinin küçük bir dokunuşuyla paramparça olan duvar kütlelerini izledik. Katlarda çok az demir yoğunluğu gördük. Bazen durup dakikalarca gözlem yaptık. Adım adım yıkılışı film gibi izledik…
Bugün yapılan inşaatlara gerçekten ciddi anlamda demir kullanılıyor. Lakin koca belediye binasına neredeyse gözle sayılır ölçüde demir atılmış. Yazık.
Zaten birkaç ayrı kurumun hazırlayıp verdiği çürük raporu elimizde duruyor. Bu bina sıkıntılı olmasa bu rapor bu biçimde hazırlanamazdı. Yıkım da başlatılmazdı.
En çok sevindiğimiz şeylerden biri de Allah korusun Konya’mız Zümrüt Apartmanı gibi yeni bir facia yaşamadı. O bina kütlesinde 90’dan fazla vatandaşımız canından olmuştu. Konya Büyükşehir Belediyesi’nde binlerce insan çalışıyor. Günlük halk sirkülasyonunu da hesaba kattığımızda olası bir infial önlenmiş oldu. Mal mı yoksa bir vatandaşımızın canı mı deseniz, binlerce defa can deriz. Çünkü hiçbir şey insandan daha önemli değil.
Bir sıkıntı olmadan önlem alındığı için şükrediyoruz. Bu Türkiye’de kolay kolay göreceğimiz bir durum değil. Deprem olmadan yıkılmıştı Zümrüt Apartmanı. Halen hafızamızda görüntüleri.
Bugün belki bazılarımıza koca binanın gözlerimizin önünde yıkıldığını görmek sarsıcı geliyor. Milli servete yazık diye iç geçiriyoruz. İnanın bunların hepsini ben de düşünüyorum. Lakin binanın sıkıntılı olduğuna neredeyse 15 yıl önce yazdığım köşelerden birinde de değindiğimi hatırlıyorum. Başkanlık çıkışının orada yer alan derin çatlaklıkları gündeme getirmiştim. O süreçten sonra Konya basınında binanın sıkıntılı olabileceğiyle ilgili çok haber çıktı.
Bu saatten sonra üzülmek yersiz. Özellikle yeni yapılan kamu binalarını çok daha iyi irdelemek lazım. Ki Konya yeniden böyle bir durum yaşamak zorunda kalmasın.
Kolay iş değil. Koskoca bina iş makinası vurdukça tuzla buz olup dağılıyor. Yüz binlerce ton moloz farklı alana taşınıyor.
Bu kütleyi yıkabilmek irade gerektiren bir işti. Bu kararı alabilmek her yöneticinin yapabileceği cinsten bir şey değil. Bu bakımdan Uğur Başkan ve ekibi önemli bir risk aldı.
Belediye ekipleri çeşitli binalar bulunarak farklı merkezlere yerleştirildi.
Bina hızla yıkılıyor böyle giderse 10 güne kadar bu alanı tertemiz göreceğiz. Ve belki de ülkenin en modern kütüphanelerinden birinin inşaatı yükselmeye başlayacak. Hayırlı olur inşallah.