İstiklal Harbi’nden sonra ilk 1974 Kıbrıs’tan sonra ülkem uzun yıllardır ciddi manada böyle bir sıcak savaşa girmemişti. Her ne kadar 30 yıldır PKK terörü ile savaş ve gerilla harbi olsa da Afrin Savaşı ve zaferinin derin bir anlam ifade ettiğini belirtmek isterim.
1974’lere gidersek ki o dönem benim dönemimdir, eğer üniversitede okumasa idim birçok arkadaşım gibi belki ben de o savaşta yer alabilirdim. İlkokuldan sınıf arkadaşım Mehmet, Kıbrıs Savaşına katılmış, paraşütle atlarken yaralanmıştı. Döndüğünde kendisini ziyaret ettim ve savaş anını öyle bir anlatıyordu ki, “havada iken bir an önce yere inmek ve düşmanla kucaklaşmak istiyor” diyordu. Bu nasıl bir haldi. Anlatması yaşayana kolay geliyor ama anlaması zor geliyordu. İstiklal Harbi çavuşlarından dedemi görmedim. 12 yıl savaşmıştı. Babama anlatmış ve o da aklım erdiğinde bana savaşın bazı bölümlerini dedemden aldığı kadarıyla anlatıyordu. Yine dedemle aynı cephelerde savaşan köyümüzden Seyit Amca (Deli Seyit) dan da sıcak savaş hikayelerini çok dinledim.
“Savaş” diyordu, “yeğenim, düşman üzerimize geliyor, gelen düşman bize ördek sürüsü gibi görünüyordu”, diyordu. “Sen hiç ördek avına gittin mi yeğenim, ördekler bir yerden kalkar ve binlercesi üzerinden geçer, tam o sırada sen onları avlarsın” diyordu. Biz de öyle yapıyorduk. Karşımızdaki düşman ördek yani kuş gibi idi. Bize gücü olan bir varlık değil de ördek avlaması gibi eğlenceli geliyordu. Bu hali nasıl anlatırım ki evlat, bu kadar” diyordu.
Savaş bu. Galip gelmek için savaşacaksın. Bu bir inanç ve iman meselesi. Galip gelmeye çalışmazsan, bana da zor gibi geliyor”. Seyit Amca bir defasında “yeğenim savaşta kuş gibi oluyorsun, üzerinde ki onca yük atıyor, kuş gibi hafifliyorsun, hendeklerden öyle bir atlıyorsun ki, inanılmaz, sanki birileri bizi tutuyor, karşı tarafa atıyordu. İman ve inanç böyle işte” demişti.
Afrin’e ne demeli ki. Afrin’de 80 milyonun neredeyse 79 milyonu bu savaşa katılmıştı. Cepheye gidemeyenler savaşı yerinde yaşıyor, kimileri çörekle, kimileri çorapla, gücü yetmeyen duayla Mehmetçiği destekliyordu. Böyle millet az bulunur yeryüzünde. Aralarında bazı kanı bozuklar olsa da bu necip millet böyledir, işte.
Afrin bize ne getirdi.
Her şeyden önce bu savaşı kendi silahlarımızla yaptık.
Ülkeme göz dikenlere, siyaset, ekonomi ve teknoloji sahnesinde olduğumuz gibi savaş sanatları sahnesinde de varız diyor.
12 Eylül’ü, 28 Şubat’ı, 15 Temmuz’u yapan iç hainlere; aman ha bir daha yeltenmeyin böyle işlere diyor.
Solcusunun, sağcısının, milliyetçi, İslamcısının “vatan” dendiği zaman beraberliği bir kere daha tescillendi.
Türk’ün savaşının öldürmek için değil adalet için olduğu bir kez daha tescillendi.
Savaş zamanında bile ahmak siyasetçinin, neye ve kime hizmet ettiğinin şaşkınlığı bir kere daha görüldü.
Ülkemde vatandaşın, akıllı yöneticilerine ordusuna güvenci daha da kuvvetlenerek ortaya çıktı.
İmansızların acımasızlığı PKK/PYD işbirliği ile bir kez daha görüldü.
Ortadoğu politikalarının Türkiye’siz çizilemeyeceği kuvvetle tescillendi.
PKK/PYD fark etmiyor, büyük bir darbe yese de, bunlara karşı herkesin uyanık olması gerektiği belirlendi.
NİHAYET, ZAFER İNANLARINDIR HÜKMÜNÜN HER ZAMAN GEÇERLİ OLDUĞU İSPATLANMIŞ OLDU.
YAŞASIN 18 MART ÇANAKKALE VE AFRİN İLE 15 TEMMUZ ZAFERİ. MEKANLARI CENNET OLSUN ŞEHİTLERİN, SAGLIKLARI DAİM OLSUN GAZİLERİN.