Daha dün bir yerden söz ettik. Hatta Tahir Başkan’ın sözünü yere düşürmeyin şu kaldırımlardaki duvarları, demir kafesleri kaldırın diyerek Hacı Veyis Camii’nin önünden Şehitlik önünden söz ettik yaa.
Keşke demeseydik ama yazdık ki “Bakın bu demirler, korkuluklar yüzünden insanlar kaldırımlarda yürüyemiyor. Karşıdan karşıya rahat geçemiyorlar ve bu yüzden de tramvay yolundan yolun ortasından yürüyorlar. Bunların da çoğunluğu şehrimize gelen yabancılar”demiştik ya.
Biz bu satırları fotoğraflı olarak da daha iyi anlaşılması için yazımızla zenginleştirmiştik.
Vallahi bunun böyle olacağını bilseydik yazmazdık.
İşte dün bu bölgede yani pazar günü söz konusu yerden gelen iki kaza fotoğrafı
Hemen bilgisini almaya çalıştık.
Kaza pazar sabah saat 9’da olmuş 2 kız kardeş KPSS imtihanına gireceklermiş, demirlerden yaya yoluna geçemeyince tramvay tarafına geçiyorlarmış kızın birine dolmuş birine de otobüs çarpmış.
Bilmem ne demek istediğimizi anlatabildik mi?
Şehrimizi yöneten büyüklerimizin görevlilerin iyi niyetlerinden asla ama asla bir sorunumuz ya da şüphemiz yok. Ama sıkıntılarda belgeli olarak ortada, biz ne diyelim ki?
REKTÖR ŞEKER HOCA TAM ŞEKER GİBİYDİ
Bugünkü yazımıza böyle sıkıntılı bir konu ile girdiğimiz için özür dileriz. Hadi gelin o zaman yazımızı tatlı bir şekilde başlayalım.
Dün güne Erbakan Üniversitesi Rektörü Sayın Muzaffer Şeker Hoca’nın daveti üzerine Meram Yeni Yol’da Eğitim Fakültesinin bahçesinde yeni hizmete açılan Lezzan’da başladık.
Hoca ile önce kahvaltıya oturduk. Ama evde kahvaltımızı yapmış olduğumuz için sadece masadaki büyüklerimize ve hocalarımıza ayıp olmasın diye atıştırır gibi yaptık.
Sonra Rektör Muzaffer hocamızı dinledik. Bu toplantının tüm detaylarını gazetemizde, internet sitemizde ve diğer basın ve yayın kuruluşlarının yayın organlarından zaten okuyacaksınız. O zaman biz dünkü toplantının bazı özel sohbetlerini sizlere aktaralım.
Her şeyden önce Rektör Muzaffer Hoca’yı artık her görüşümüzde daha rahat, daha samimi ve o bildiğimiz tanıdığımız doğal hali ile görmeye başladık. Çünkü o ilk rektörlük günlerinde elbette hoca sıkıntılıydı ama sıkıntısını öyle bir hissettiriyordu ki vallahi 40 yıllık Muzaffer Hoca’ya selam vermeye çekiniyorduk.
İşte o günlerden düne hoca çok rahat ve artık emin adımlarla büyük ve anlamlı yolda yürümeye devam ediyordu.
Hoca rektörlük koltuğuna otururken hedeflediği öğrenci sayısından yapılacaklara kadar artık hedefine büyük ölçüde ulaşmış olduğunu söyledi. Hele hele 15 Temmuz’da hain örgütün darbe kalkışmasını bile üniversite olarak çok az bir kayıpla atlatmanın da huzuru içerisindeydi.
Hoca bu konuya biraz detaylı girdi. Kendisi göreve geldikten sonra alınan öğretim üyelerinden çalışana kadar sadece iki FETÖ’cü çıkmış. Bu hainlerin para ve makam denildiği zaman bilime bile nasıl ulaştıklarını detaylandıran Rektör Hoca yeni İlahiyat Fakültesi ve camiinden tutunda üniversitenin dünya üniversitesi olmadaki iddiasını yüksek sesle dillendirdi.
İzninizle bir iki cümle de hocanın özel sohbetinden aktaralım.
Muzaffer Hoca Merhum Başbakan Adnan Menderes’in idam edildiği gün dünyaya gelmiş. Babası o yüzden ismini Adnan koymuş. Ama annesinin ısrarı ile yani o acının oğlu ile bağdaştırılmamasını isteyen ana yüreğinin baskısı ile hocanın ismi bir hafta sonra Muzaffer olarak değiştirilmiş.
Erbakan Üniversitesi zaman zaman yüksek sesle zaman zamanda hiç gürültü çıkarmadan dünya üniversitesi olma yolunda ilerlemesinin küçük bir detayı.
Ünlü bir isim, Müslüman yabancı bir tanınmış zat evladını birilerinin aracılığı ile Türkiye’ye ve de Konya’ya gönderir. Bu kişi evladının Ankara ya da İstanbul’da eğitim olmasını istemez. Özellikle Konya der. Bu gencin hedefi pilot olmakmış. Yani Türkçeyi de, İngilizceyi de çok iyi öğrenmesi gerekiyormuş. Ve bu genç Muzaffer Hoca’ya teslim edilir. İtibar gurur veren örnek bu olsa gerek değil mi?
Dün sabahın bizim gönlümüzdeki iki cümle ile özeti “Muzaffer Hoca yeniden o eski bildik şeker gibi haline bürünmüştü”
Teşekkürler hocam. İyi ki varsınız.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
SabırIı kuş, bütün kuşIardan daha iyi uçar
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Yürüyen merdivenlerden ters ters ineceğiz diye oyun oynayan gençlerin sayısı azaldığı zaman daha iyi ADAM oluruz.